CHP Genel Başkanı Özgür Özel, popülist siyasetini bu kez Avşa Adası'nda sürdürdü.
CHP iktidara gelirse masraflardan bir sıfır atılacak vaadinde bulundu.
Örnek de verdi. "Maaşların aynı kaldığını ama ulaşımın 500 lira değil 50 lira olduğunu düşünün.
Dana kıyma 55 lira kuzu pirzola 70 lira bir litre rakı 140 lira olacak. Hesap böyle" dedi.
Özel'in bir litre rakı 140 lira vaadi CHP'li seçmenden özellikle büyük alkış aldı.
Gerçi ulaşım vaadi de fena değildi ama onu zaten daha önce yerel seçimde öğrencilere bedava olacak diye kullanmıştı. Su bedava, traktör bedava gibi vaatler hala hafızalarda. CHP Genel Başkanı Özgür Özel sadece masraflardan sıfır atmakla kalmadı.
Bir de Avrupa Birliği'ne tam üyelik vadetti.
Peki ama bu nasıl olacak?
Örneğin Avrupa Birliği'nin lokomotifi olan Almanya,
Bırakın Türkiye'nin AB üyeliğine vize vermeyi,
parasını ödediğimiz Akkuyu Nükleer Santrali'nin türbinlerini,
trafolarını dahi vermiyor. Örtülü ambargo uyguluyor.
AB üyesi olan Yunanistan'ın, Kıbrıs Rum Kesimi'nin pozisyonunu bilmeyen yok.
Özetle Özel istiyor diye Türkiye'yi AB üyesi yapacaklarını düşünmek eşyanın tabiatına aykırı gibi görünüyor. Tabii CHP'nin yönetiminde, Türkiye AB ve ABD'nin dümen suyuna girecek,
"Mavi Vatan masal'dı...
Irak, Suriye'den askeri çektik.
Terörle mücadeleyi bıraktık.
Ne işimiz var. Libya'da, Somali'de...
Azerbaycan'a da artık destek vermeyeceğiz" diyecekse o başka.
Ancak tüm bunların olması için de gerçekten rakının 140 lira olması lazım. Zira ayık bir millete bunları kabul ettirmek kolay değil. Önce kafaları bir bulanıklaştırmak lazım... Gerçi bir yandan da baktığınızda CHP zaten son 13 yıldır milletin kafasını bulandırmaya çalışıyor.
En son Tekirdağ Çerkezköy'de çektiği videolar ile terör örgütü propagandası yapmaktan gözaltına alınan Büşra Yıldız isimli genç kız, televizyona çıkıp, "Ben etkileşim için yaptım. Biz zaten koyu Atatürkçüyüz. Milletimden özür dilerim." Dedi.
Üstüne bir de ekledi. "Ben zaten polis olmak istiyorum"
Sunucu da iyi de "Atatürk'ün arkasına sığınıp terör örgütü propagandası yapman sıkıntı" diye eleştirdi.
Hadi bu genç kız bir lise öğrencisi hoş görelim ya örnek aldığı CHP'deki büyüklerine ne diyeceğiz? Takdir milletin...
TUZ GÖLÜ'NÜN ORTASINDA BİR AMERİKALI
Türkiye SİHA teknolojisinde dünya lideri konumuna geldi.
Pazarın yüzde 65'i Türkiye'nin elinde.
Bayraktar TB3, TCG Anadolu'dan havalanmak için hazırlanıyor. Testler yakında başlıyor. Yani eğer "SİHA Gemisi" projesinde başarılı olursak başka ülkelere de ilham olacağız.
TEKNOFEST Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Bayraktar, "Uzaya kendi uydu takımımızı fırlatacağız. 100 kadar uydu ile küresel konumlama sistemimizi kuracağız" mesajı verdi.
Yani Elon Musk'ın Starlink projesine Türkiye'den rakip geliyor.
Bir başka deyişle uzayda fişimizi çekip, bizi karanlığa, körlüğü mahkum edemeyecekler.
Tüm bu gelişmeler yaşanırken Tuz Gölü'nün ortasında bir Amerikalı yapılanları hayranlıkla izliyor. TEKNOFEST Gençliği'nin az zamanda aldığı mesafenin şaşkınlığını paylaşıyor. Az buz bir isim de değil hani dünyanın en saygın uzmanlarından biri...
ABD Roket Topluluğu Başkanı Stephen Taylor, "Çok etkilendim. Dürüst olmak gerekirse burada kurduğunuz tesisler dünyadaki en iyisi. Dünyada başka böyle bir tesis var mı bilmiyorum."
Diye konuşuyor.
Peki bizim muhalefetten bir tık var mı? Yok...
TEKNOFEST'i yıllarca görmezden gelenler,
"Panayır yeri" diyenler,
Kızılelma için "beşe on profil üstüne maket" diyenler
Milli Muharip Uçak Kaan için "Uçmaz bu tekerlerine motor takmışlar tır tır ilerliyor" diyenlerde en ufak bir utanma, öz eleştiri var mı?
Yok...
Ne diyelim neyse ki Cumhur İttifakı seçmeni bu güruhun söylemlerine kulak asmıyor... Yoksa halimiz harap...
***CEBİMİZDE BOMBA MI VAR?
İsrail'in Lübnan'da Hizbullah'la bağlantılı olduğunu düşündüğü kişilerin kullandığı çağrı cihazlarına sızması; siber saldırıyla bu cihazları bomba gibi patlatması herkesi şoke etti.
Görüntüler yaşanan şoku net olarak gösterdi.
Yüzlerce kişi hastanelik oldu. Can kayıpları yaşandı.
Şimdi normalde bilgisayar sistemlerine bu tür saldırılar yapılabiliyor.
Ancak çağrı cihazı gibi küçük iletişim araçlarının patlatılabilmesi, bir bomba gibi kullanılması çok dikkat çekici ve tabii akıllara cebimizde bomba mı taşıyoruz sorusunu getiriyor?
Zira çağrı cihazlarını siber saldırı ile bomba gibi patlatanlar cep telefonlarına da benzer bir uygulama ile girip benzer saldırılar yapabilir.
Yani siber güvenlik meselesi hiç olmadığı kadar kritik hale geliyor...
Aselsan'ın 1919 isimli cep telefonu projesinin akamete uğratılmasını, bu alanda yapılan hamlelerin hep engellenmeye çalışılmasını bir de bu açıdan değerlendirin lütfen...
***YUMURTA MI TAVUKTAN...
Böyle bir düzen ancak Siyonistlerin aklına gelirdi...
Çark çok basit aslında...
Yumurta mı tavuktan, tavuk mu yumurtadan gibi bir sistem...
Bir başka deyişle ABD mi, İsrail'in içinde, İsrail mi ABD'nin...
Yani çözmeniz neredeyse imkansız...
Konuyu biraz daha açayım isterseniz.
İsrail lobisi AIPEC, "Bağış" adı altında Netanyahu'yu Kongre'de yaptığı konuşma sırasında alkışlayan senatörlerin ceplerini doldurdu. "Netanyahu'nun konuşmasını bölen olursa tutuklatırım" diye tehdit eden ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Mike Johnson ve birçok isim milyonlarca dolar bağış aldı. Yani özetle, ABD Kongresi İsrail'e yardım kararı alıyor. ABD'lilerin vergilerinden toplanan milyarlarca doları Tel Aviv'e yolluyor. Tel Aviv bu parayla AIPEC'i fonluyor. İsrail Lobi şirketi kendisine yardım kararı alan kongre üyelerini paraya boğuyor. Aslında ABD'lilerin vergileri bir anlamda kongre üyelerinin cebine giriyor. ABD'li Senatörler, Temsilciler Meclisi Üyeleri kurulan bu çarkla hem zengin oluyor. Hem de yasal olarak herhangi bir sorunla karşı karşıya kalmıyor.
ABD'de Kongre üyesi Thomas Massie, Amerikan-İsrail komitesinin Kongre üzerindeki etkisini anlatmıştı. Her Kongre üyesine bir bakıcı atanıyor. Güdücüler heyeti, mafya düzeni gibi baskı altına alıyor diye anlatmıştı meseleyi bu yüzden Siyonizm'in finans kaynaklarını azaltmak için başlatılan boykot kampanyalarına desteği sürdürmeli, gündemde tutmalıyız. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın paylaştığı boykot klibinin ABD'de dahi sosyal medyada trend topic olduğunu unutmayalım.
Zira vicdanı olan herkes bu düzenden rahatsız olduğunu, katliamlara karşı bir şeyler yapmak gerektiğini biliyor.
***Bu arada küçük bir not...
Star Gazetesi'ndeki yazılarımıza başlayalı tam bir yıl olmuş. Başta TürkMedya İcra Kurulu Başkanı Murat Çiçek ve Genel Yayın Yönetmenimiz Nuh Albayrak olmak üzere kıymet veren, vesile olan, destek veren herkese çok teşekkür ederim. İyi ki varsınız.