Bugünkü yazımı çok uzatmayacağım bazı organizmaları anlatmak için de kelimeleri yormanın vebali kalemin boynunadır. Bugün fildişi kulelerinden plastik dolgu gibi aşağılara düşenlerin acizliğini yazma derdindeyim. Yani ünlü düşmesi dediğimiz fikri sakatlanma hali.
Zamanında halı sahada koşturup gözden düşünce yer minderine dönenlerin bugün ciyakladıkları makamı yazacağım.
Şöhret, şeytanın omuzlarına basıp yükseldiğini zannettiğindir. Göğe değil aslında kibirsizliğine bakarız. Kuşların kanadıyla silinip paklandığının farkında olan o ihtişamlı vefanın toprağıdır gök. Yağmurunu saklar ama kaybetmez. Rahmet kabına sığan bu muhteşem tevazunun zirvesidir gök. Topraksa gömülüp berzah derslerine çalıştığınız hasat ofisi. Zikriniz kadar rahatsınız, fikriniz artık dünyada asılı.
Bir de sudur en kibirsizi akıcı ve yalın. Avuçlarınıza sığdırdığınızın kibri sorulmaz. İlmini bilirseniz sizi boğmaz , bir duruşa sahipseniz sizi sürüklemez. Su derviştir. Su inandıklarımıza iman eden . Hz. Musa’nın asasıyla bakarsanız su size yoldur. Nuh’un gözüyle bakarsanız sırtında taşır sizi. Size dolar, size taşar. İyi bir dinleyicidir su.
Yine nereye gideceğim bu sözlerle. İnsan ayakları altına serilen sonsuz nimetlerin kibirsizliğinden nasiplenmediği sürece, böbürlenerek yürümenin kerametini kendinden sayar. Böbürlenerek yürümek .. Selamsız bir yüz, sabahsız bir ifade, küçük dağların büyük işletmecisi bir tüccar insan. Ne de çok sever bazen aşağılarda dolanıp yükseklere seslenmeyi. Kendini yeniden yoğurur insan , pembeleşinceye kadar kavurur ve afiyetle savrulur da yine de bu dağılmışlığı yüksek kelimelerle izah eder kendine.
Biliyorsunuz her kritik zamanda kavanoz içinde unutulmuş kahvaltılık biber gibi kendini hatırlatmak zorunda hisseden garip termitler sürüsü var. Ben gülüyorum onlara. Acıma hissim daha ağır sözlerimi perdeliyor. Pandemi gündeminde ev çöreği gibi yayılıp salağa yatmakla uzanmak arasında kalmış dillerine hepimiz maruz kaldık . Güldük geçtik.
Lakin,
Kendi Torna Tv’lerinde, küçük kinli kömürlüklerde yüksek dozda saçmalayınca dalgası için değil toprağım için yazma ihtiyacı hissetim. Uyandığınızda yıkayacak tek yüzünüz olsun iki yüzünüz değil diye boşuna demiyorum. İki yüzünüzün de astarı yırtık. Hakikat kelimesine makyaj yapamazsın doğallığı hakikattir zaten.
Bazı tuhaflıklar karşısında hayretimiz, bazı beyin tembellerine karşı da gayretimiz mağdur neyleyelim.
Ülkemi seviyorum, sevgi topraktandır. Kötülük hasatçılarına karşı kalbimiz nadasa. Sıkı sıkı giyinmek lazım adaleti ve vicdanı olmayınca soğuktan daha fazla titretiyor insanı.
Bu ülkede, ülkemi seviyorum diyen ünlülerin yediği linçe tıka basa doyduk. Artık bir linç lobisi hobi haline gelmiş. Hangi ünlü söyleştiyse içinde mayın arayan acemi muhafızlar var.
Vatan demek, bayrak demek, mayınlı kelimeler onlara göre ya da linç memurluğu için gerekli evraklar arasında.
Koyu beyinleri var ki fazla kir tutuyor. Nerede bir vatansever görseler erik ağacına dalar gibi dalıyorlar.
Onların istediği gibi sevmeyeceksin onların istediği gibi arsız ve tutarsız olacaksın! Geçmişin olmayacak lakin arşiv yamayacaksın, değerlerine söveceksin çünkü kalpleri atmıyor havlıyor ..
Onların bildiklerinin yabancısı olursan cahilsin. Onların duyduklarının sağırıysan yobaz. Onlar gibi yaşamıyorsan ölüsün.
Bir de tam tersi var. Böyle bir zamanlar suyu her gün değiştirilen ortam saksılığından kapı arkası çamaşır leğenine dönen ünlü mamüllerde gördüğümüz komik hezeyanlar.
Gündeme gel orada bekle sonra karşıya geç. Peki nasıl ?
Mesela öyle pekmez kazanıyken kulak çöpüne döndüren fotoshoplu resimler paylaş. Sonra biraz konuştur eski şöhretine olan açlığını yatıştır. Sonra ana okulunda kelebek olmayı beklerken arı rolü verilmiş 5 yaş bebesi gibi şikayet etmeye başla. Biz bunun ekonomik boyuna sitem diyoruz.
Sonra bekle, yani nefret sosyolojisini kullanmayı keşfettiğinde ikinci uçuş deneme yerin herkesin denediği plastik tabure.
Sonra bütün milletin kilitlendiği acılara üşüş baktın ki o acılar havadar, manzara güzel bir saçmalık patlat. Nasıl olsa nefretten beslenmede diyet reçetesine uyulmaz salla gitsin.
Konuşulma süren bir gece..
Sonra bu ülkenin Cumhurbaşkanına asalak , bu ülkenin bakanına şuursuz diyecek kadar düş sıvan parçala kendini. Baktın ki o hayalindeki yapım şirketleri aramıyor Eyvah! Daha fazla yat çamura , yalanlara yalan..
Olmadı değil mi?
Süren dolar, öyle twitter yaylasında otlar, nefret holiganlarına amigoluk yapar ve sonra tribünlerde unutulan olursun.
Geçmiş olsun.