Quaresma, Olcay...
Biri çalımla adam eksiltiyor, biri çabuklukla... İki iş için de zekâ ve beceri gerek. Futbol zekâsı iki oyuncuda da var, ancak farklı yollardan amaçlarına götürüyor onları.
İşte bu nedenle kimimiz "Quaresma'sız olmaz, o varsa o oynar" demekte; kimimiz Olcay'dan yana çıkmakta.
Hangi maçta hangisinin özelliklerine gerek duyuluyorsa o oynar! İlle de biri ötekinin önüne konmamalı. Takımın başında da "hangisi?" sorusuna sağlıklı yanıt bulabilecek yetenekte bir teknik adam var.
Şenol Güneş'in Bursa maçı sonrası, " Arada bir böyle şansla maç alabiliriz" deyişi açık sözlülüğün güzel bir örneği.
Golü atana değin yememesi, rakibine verdiği fırsatlar nedeniyle Beşiktaş'ın şansıydı. Ama golü atış biçimi ve zamanı, kendine kazanma şansı yaratmayı bilebilmekti. Böyle bir beceriye, güce sahip olmak da ayrı tanımlanacak bir şanstı.
Olcay 73. dakikada girene değin takımda top kullanma kararsızlığı vardı. Yaratıcılık bireysel aranıyordu. Ancak sonra takımsal arayış başladı. Golün atılışı öncesinde kontrol edilemeyen, kesilemeyen beş net tek pas var rakip savunma arasında! Bunu yapabilmek kendine kazanma şansı yaratmak değil mi?
Bursa'da kazanırken bir şeyi daha gördük Beşiktaş takımında. İki gün ara ile yaptığı maçlardan sonra fiziksel-düşünsel yorgunluk etkisinde ağırlaşıyordu takım. Ne var ki bunun içinde de bir başka değer vardı:
"Bedenim yorulur, inancım yorulmaz" dedi takım. Kendine güveniyor, taşıdığı güce inanıyordu. Diri, inatçı, çalışkan, sert Bursa'ya karşı, 70. dakikadan sonra ayağa kalkabiliyorsa bu kendine olan güveninin sağladığı enerjiyledir.
Şunu da görmek gerekir:
Beşiktaş peş peşe iki zorlu lig maçı oynadı. Kasımpaşa ve Bursa... İki rakibi de Beşiktaş'ı çözmüş ve buna göre gücünü 'yenmeye' hazırlayabilmiş rakiplerdi. Ve Beşiktaş'ın nasıl yenileceğinin formüllerini sundular.
Beşiktaş takımının belli bir onbiri oturtmuş olması, bir yandan avantajı ama yanı sıra da dezavantajı idi. Rotasyon olanakları kısıtlıydı. 14-15 oyuncu ile oynuyordu Beşiktaş ve giderek yıpranıyordu.
Artan maç trafiği Beşiktaş'ı bu nedenle hırpalayacaktı. Bir maç cezalı Ersan oynamadı, Miloseviç Beşiktaş savunmasının yumuşak karnı oldu.
Bursa'da Atiba bile sıradanlaştı!
Özeti, Şenol Güneş acilen kullanabildiği adam sayısını artırmalı; yöneticiler devre arasında kadroyu genişletmeli. Yoksa Beşiktaş kendi kendine yazık edebilir.