Günlerdir, Kuzey Irak’taki referandumla ilgili, Rusya neden beklentinin aksine pek sert beyanlarda bulunmadı.
Evvela dikkat etmemiz gereken bir husus vardır! Rusya; devlet yapısı olarak federatif bir yapıdır. Ve Rusya için bir halkın kendi arzularını özerklik çerçevesinde gerçekleştirebilmesi, kuruluş felsefesine göre kabul edilirdir. Lakin burada sınır mevcut! Rusya’nın; Kuzey Irak’ta özerklik isteyen Kürtlere destek vermesi normaldir. Lakin bağımsızlığa “evet” demesi, mümkün değil.
Gayet net; Irak’ın toprak bütününü tehdit oluşturacak duruma “evet” demesi, Rusya'daki Tataristan, Dağıstan, Çeçenistan, Başkurdistan gibi Türk Müslüman özerkliklerin, yarın bağımsızlık isteklerine kapı açmış olur! Bu Rusya’nın çöküşü anlamına geliyor. Dolayısı ile Rusya için Kuzey Irak’ta özerk Kürdistan vilayeti, Irak topraklarında desteklenecek durumdur.
İkincisi; Rusya, Ukrayna’da Donetsk ve Luhansk bölgelerinde, etnik Ruslara karşı, etnik temizleme veya demografik yapı değişikliğine isyan etmişken, Kerkük’teki Türkmenlere yönelik temizliği kabul edemez. Aksi takdirde Ukrayna'daki taleplerini çürütmüş olur. Diğer taraftan Rusya Kırım’ın referandumuna herkesi razı yapmaya gayret içindeyken Erbil’in referandumuna sert çıkamaz.
Rusya; Türkiye ve İran’ı karşısına almadan, bağımsızlığa asla sıcak bakmadan, Kürtlerle kargaşa ortamında diyalog kurmaktan yanadır. Bölgede herkes kavgalıyken, hakem rolünü Amerikalılara kaptırmak istemiyor. Bu durumda bağımsızlığa asla sıcak bakmadan, sakin bir dil kullanarak, masada “arzu edilen ve davet edilen güçler” olarak itiraf edilen devlet olmanın peşinde. Bu durum; Rusya’yı ileride, hep eski Sovyet coğrafyasındaki bölgelere hâkimiyeti konusunda eli güçlü durumda söz sahibi yapmasına hizmet edecektir.
Unutmamak lazım; Rusya, kızıl Kürdistanı bir zamanlar, Türkiye karşıtı güç olarak, NATO ortağı Türkiye için ve bölgesindeki Türk Müslüman toplumlarla ittifakını bypass etmek için hep kullandı. Türkiye’nin; Kafkasya’da ve Rusya’da ciddi karşılığı vardır. Bugün değil lakin bu Tatar, Çeçen, Başkurt, Azerbaycan, Özbek, Saka ve Çerkez gruplarının Türkiye bağı, o kadar boşaltılmalarına rağmen halen zinde. Rusya bunun ileride sıkıntı olacağı ihtimali üzerine, Irak'taki yapıyı Suriye'deki Kürt kozunu kullanabilecek koz olarak okumaktadır.
Putin; Erdoğan’ı kesinlikle kaybetmek istemiyor. Çünkü O’nu, dünyadaki denge açısından ciddi şahsiyet olarak yorumluyor. Türkiye ve Erdoğan’ın tutumu, Putin’i “tek hedef” durumundan kurtaran gerçekliktir. Türkiye'nin; Rusya’nın etki alanındaki gücü, tarifi şimdilik anlaşılmayan bir durumdur. Putin bunun farkında! Devletçi yapısı, Rusya’yı baskılardan kurtarma arzusu ve Amerikan siyasetinin kendisini bitirme ihtirasını bildiği için, Türkiye ve Erdoğan, O’nun için tarifi olmayan bir destektir. Bundan dolayıdır ki; Rusya medyasında ciddi sesi olan Ermeni ve Yahudi lobisi, hiç durmadan Türkiye karşıtı kamuoyu oluşturma gayreti, her gün daha da artmaktadır. Bu durumun Anglo Sakson ittifakı ve İsrail lobisi tarafından zinde tutulması, göz ardı edilmeyen ciddi durumdur.
Şimdi Rusya; Suriye ve Irak'ta, aynen Türkiye gibi devlet bütünlüğünü savunuyor. Rusya; diğer taraftan da, bu karışık ortamda petrol fiyatlarının artacağını umuyor. Savaş olduğunda silah satışı artar ve bu Rusya ekonomisi için katkı niteliğindedir. Dolayısı ile Putin’in bundan daha fazla sertlikte konuşmasını beklemek doğru değil. Rusya; bu durumda bölgede aktif olup, herkesle diyaloğunu pekiştirecektir. Rusya’nın kendi kaderi buna bağlıdır. Türkiye'de yaşayıp da, halen Türkiye'nin değerini ölçemeyen gafillere, “bu Milletin kodlarını tekrar okuyun” teklifini yapıyorum. İlmi siyaset yolu, şu anda en fazla ihtiyaç duyulan yoldur. Ne küçük düşeceğiz, ne de küçük göreceğiz! Türkiye hem kendisinin, hem de âlemi İslam’ın kaderini; ilmi siyaseti, milli kodları, devlet aklı, siyasi ve milli iradesi ile belirleyecek güçtedir. Birilerinin korku senaryolarına gelince, bu da Türkiye’ye yönelik operasyonun bir parçasıdır. Yolu, imanı ve davası olanların, hedefe varması kuşkusuzdur.