Psikolojik travmanın etkileri sadece yaşayan kişide sınırlı kalmıyor. Aynı zamanda beraber yaşadığı kişileri de etkiliyor. Hatta kendinden öncekilerin travmalarından etkilenen kişi, eğer tedavi edilmezse, travmasını kendinden sonrakilerine aktarabiliyor.
Dövülme, eleştirilme ve aşağılanma, aile çatışmaları içinde kalarak büyüme, cinsel tacize uğrama gibi çocukluk çağındaki yaşantılar insan zihnini bölebiliyor. Bölünen kişi travmanın etkisiyle oluşan alter kimliklerle beraber yaşıyor. İçinde üzgün, aşırı neşeli, aşırı öfkeli, çocuk vb. kimlikler barındıran kişi bu haliyle sosyal hayatta ve insan ilişkilerinde bulunuyor. Kendisi mağdur olan kişi bu kaotik halini ilişkide olduğu kişilere ve kendi çocuklarına yansıtıyor. Eğer tedavi edilmezse hem genetik olarak bölünmeye yatkınlığı hem de kendi acılarını çocuklarına taşıyan kişi çocuklarında da bölünme olasılığını arttırıyor. Buna travmanın nesiller boyu aktarımı deniyor.
Travmanın nesiller boyu aktarımının kaçınılmaz bir kader olmadığını, zincirin kırılabileceğini unutmamak gerekir. Tedavi edildiğinde zincir kırılır, aktarım durur. Üstelik tedavi edilmezse bile her zihni bölünenin bunu kendi çocuklarına aktaracağını da söyleyemeyiz. Sadece olasılık artışından bahsediyoruz.
Ailede bir kişide zihin bölünmesi varsa diğerleri de taranmalı
Travmanın aktarımı klinik açıdan önemli olduğu için dikkate alınmaya değer. Klinik ortamda ailede bir kişide travma varsa diğer kişilerinde taranmasının gerekli olduğunu düşünüyorum. Aynı ev ortamında büyüyen kardeşlerde birinde zihinsel bölünme varsa diğerlerinde de olma olasılığı toplum geneline göre yüksek. Yine de diğer kardeşte bölünmenin şart olmadığını hatırlatmak istiyorum.
Çocukluk çağı travmalarına bağlı zihin bölünmesinin diğer aile üyelerinde taramasının yapılması iki açıdan önemli. Birincisi kişinin ve çevresinin hayatını önemli oranda etkileyebilme potansiyeli taşıması. İkincisi ise zihin bölünmesinin tedaviye iyi cevap vermesi. Gerçekten de resmi adı dissosiyatif kimlik bozukluğu olan zihin bölünmesi psikiyatrik/psikolojik hastalıklar içinde tedaviye en iyi cevap verenlerden biri. Travmayla zihni bölünmüş bir kişiyi tedavi etmek aktarım zincirini kırmak demek. Hem o kişinin acısını azaltmış oluyorsunuz hem de başka bir bireyin etkilenmesini engellemiş oluyorsunuz.
Zihni bölünmüş kişilerin trajedisi
Zihin bölünmesi yaşayan kişilerin halleri gerçekten de tam bir trajedi. Bir yandan kendileri mağdur ve tam olarak masumlar. Kimliklerden bazıları bu travmaların acısını depo gibi taşıyorlar. Bazı kimlikler çocukluğun masumluğunu taşıyor. Öbür taraftan bazı kimlikler de kendisine yapılanın öfkesini ve intikam arzusunu taşıyabiliyor. Bu kimlikler kendilerine yapılanı başkasına yapabiliyorlar.
Travmaya bağlı ruhsal hastalıkları ve sonuçlarını ortadan tam olarak kaldırabilmek pek mümkün gözükmüyor. Ama travmatik yaşantıların ne olduğu konusunda farkındalığı arttırarak oluş miktarını azaltmak, travmatik kişilerin tedavi arayışını desteklemek ve etkili bir şekilde tedavi etmek mümkün.