"Travma” kavramı insan psikolojisinde güçlü ve dönüştürücü tesirler bırakma gücüne sahip olaylar ve yaşantılar için kullanılır. Travmatik olaylara maruz kalmak, mağdurlarında derin izler ve ruhsal hasarlar bırakabilir.
Travmatik yaşantıların sınıflanmasında iki büyük ayrım var. Birinci ayrım travmatik yaşantının çocukluk döneminde veya erişkin dönemde olmasıdır. İkinci ayrım ise, travmatik yaşantının insan eliyle gerçekleşmesi veya doğal afet olması şeklindedir.
- Çocukluk çağında yaşanan acılar daha fazla iz bırakır: Çocuğun acı yaşantılarla baş etme kapasitesi ve yöntemi erişkinden farklıdır. Çocukluk döneminde olanın daha derin ve yaşam boyu devam edebilecek etkisi vardır. Zihnimiz 11 yaş öncesi travmatik yaşantılara bölünme (disosiyasyon) şeklinde yanıt verebilirken bu kapasite ileri yaşlarda bariz azalır. Erişkin yaştaki travmalar da beyin de yapısal değişiklikler yapmakla beraber bu etki çocuklukta daha fazladır.
- İnsan eliyle olan acılar doğal afetlerin acısından büyüktür: İnsan eliyle olan travmalar kişisel hedef olma, zulüm içerme ve adalet ihtiyacı içerdiği için doğal afet ile olan acılardan farklıdır. Bir insan tarafından yapılan silahlı saldırı, işkence, taciz vb. travmatik yaşantılar deprem, sel gibi doğa olaylarından kaynaklanan acılardan daha derin iz bırakır. Fakat deprem gibi doğal afetler çoğunlukla bina yapma siyaseti, yardım ihtiyacı gibi durumlardan dolayı insan eli boyutunu da içermeye başlar.
- İstismar ve ihmal: Çocukluktaki travmatik yaşantılar genellikle “istismar” ve “ihmal” başlığı altında toplanır. İstismar, çocuğa yapılmaması gereken ve yapıldığında zarar veren durumları ifade ederken, ihmal ise çocuğun karşılanmayan ihtiyaçlarını gösterir.
- Fiziksel istismar: Bir kişinin 18 yaşından önce, kendisinden en az 5 yaş büyük bir kişi ya da kendisinden 2 yaş büyük bir aile bireyi tarafından saldırıya uğramasıdır; kişi bunu kardeş rekabeti gibi bir aile içi çatışma olarak algılamış olmamalıdır ve fiziksel temas içermeyen arkadaş kavgaları bu tanıma girmemektedir.
- Cinsel istismar: Bir kişinin, 18 yaşından önce, kendisinden en az 5 yaş büyük bir kişi ya da kendisinden en az 2 yaş büyük bir aile bireyiyle okşamadan cinsel ilişkiye kadar değişen herhangi bir derecede cinsel yakınlığa girmesidir.
- Duygusal istismar: Genç bir kişiye, duygusal ya da ruhsal sağlığını tehlikeye atacak derecede sözlü tehdit, alay ya da küçük düşürücü yorumlarda bulunulmasıdır.
- İhmal: İhmal ise bir çocuğun beslenme, güvenlik, eğitim, tıbbi bakım gibi fiziksel bakımının ya da sevgi, destek, ilgi, duygusallık, terbiye, bağlanma gibi duygusal bakımının yapılmamasıdır.
- Travmanın türlü halleri var: Çocukluk çağında yaşandığında travmatik etki ve zihinsel bölünme yaratan ama istismar ve ihmal diyemeyeceğimiz haller de vardır. Örneğin çocukluk döneminde uzun hastane yatışları, ameliyatlar, beden algısını bozan cilt hastalıkları da travmatik etki yaratabiliyor. Anne babanın çatışma ve kavgalarının ortasında kalmak da travmatik etki yaratabiliyor. Anne ve babanın amacı çocuğa zarar vermek olmasa bile, çocuğun ihtiyaç duyduğu güvenli duygusal ortamının sağlanmaması çocukta zihinsel bölünmeye sebep olabiliyor.
- Yalnız ve izole çocukluk zihinde bölünmeye neden olabiliyor: Son dönemlerde zihinleri bölünmüş ve çoklu kimlikleri oluşmuş başvuranlarımdan yalnız geçen çocukluk hikayeleri dinlemeye başladım. Örneğin bir bağ evinde neredeyse tek çocuk olarak büyümek zihni bölücü etki yapabiliyor.
- Çocuğunu asla başkası büyütmesin: Anne baba yaşarken bir başkasına evlatlık verilmek veya anne babadan ayrı bir yere gönderilmek de yıkıcı bir travmatik etki yaratabiliyor. Gurbetçi çocuklarının bir kısmı anne babadan uzakta nene ve dedeler tarafından büyütülmesi ya da yeni çocuk doğduğunda bunalan annenin iki-üç yaşındaki diğer çocuğu anneanne/babaanneye göndermesi de çocukta derin izler bırakabiliyor.