CNN Türk, Enver Aysever, Prof. Dr. Nevzat Tarhan. Bu isimler nasıl bir bileşkeyi ortaya koyuyor?
CNN Türk, Doğan medya grubunun üyesi. Enver Aysever, CHP’li, sol bir gazeteci. Nevzat Tarhan, Cemaat - Hükümet tartışmalarında Cemaat yanında yer almış gözüken bir psikiyatrist.
Nevzat Tarhan, Aysever’in çarşamba günü akşam yayınlanan “Aykırı sorular” programına, psikiyatrist özelliği sebebiyle çağrılmış.
Tarhan’ın önüne tahlil etmesi için konulan olay Başbakan Erdoğan’ın ruh durumu.
Danıştay’daki ve Soma’daki görüntülerden hareket ederek Başbakan’ın ruh durumunu yorumlaması isteniyor Tarhan’dan.
Aysever belli ki Tarhan’a “Başbakan psikiyatrik bir durum içinde, bunun adını siz koyun” demek istiyor.
Tarhan biraz sıkıntılı. Bu programda bunları konuşmanın kendisi için sürpriz olup olmadığını bilmiyorum. Ama, sözün gelişinden, bir “Başbakan tahlili”ne doğru sürükleneceğini tahmin etmemesi imkansız. “Ben o alana sürüklendim” derse, bu, kendi kariyerine yönelik bir bühtan olur. Çünkü kendisi, medyanın “psikolojik savaş” için nasıl kullanılabileceğini en iyi bilenlerden birisi. Buna dair 28 Şubat’lı günlerde ve TSK tarafından devreye sokulan internet siteleri olayında yaptığı değerlendirmeler hala hatırlarda.
Mesela böyle bir programda Aysever’in ve Doğan medya grubunun psikolojik savaş yürüttüğünü sorgulamamış gözüküyor. Artı, kendisinin böyle bir programda konuşturulmak suretiyle en etkili psikolojik savaş hamlesi olarak “İçerden bir vuruş”un aracı haline getirildiğini aklına getirmemiş gözüküyor.
Programın akışına ilişkin şu tespiti yapabiliriz:
- Enver Aysever Prof. Dr. Nevzat Tarhan’a, Başbakan’ın hiddet halinin psikiyatrik bir tahlil konusu haline geldiğini söylettirdi.
Tarhan’ın bu yaklaşımını, gerçekten bilimsel, tıp etiğine uygun bir yorum olarak mı kabul etmeliyiz, yoksa Hükümet - Cemaat geriliminde durmayı tercih ettiği yerin bir uzantısı, dolayısıyla tıp etiğini çarpıtmanın göstergesi olarak mı?
Ben sayın Tarhan’ın Aykırı Sorular’daki muhtevası ile, kendi bilimsel kapasitesini ve tıp adamı haysiyetini önemli ölçüde yaraladığı kanaatindeyim.
Şöyle soralım:
Başbakan Erdoğan, Aykırı Sorular’dan sonra tedavisine gideceği bir danışanı olsaydı, Tarhan’ın güvenilirliği nasıl olurdu?
O programdaki görüntüsü ile Tarhan’ın bilimsel hüviyetinin çok ciddi bir yara aldığı kuşkusuzdur.
Bazan bizatihi psikiyatristin kendisi de, herhangi bir olayda sergilediği görüntü ile “vak’a” haline gelebiliyor. O programdakiNevzat Tarhan’ın, son derece sıkıntılı olduğu ve hem Tayyip Erdoğan’a yönelik bir şeyler söylemek istediği hem de bunun kendi kişiliğini sorgulatma riskini bedeninde hissettiği kimsenin gözünden kaçmamıştır.
O programda Tarhan’dan, mesela Fethullah Hoca’nın o bilinen beddua - mübahele - mülaane sahnesini yorumlaması istenseydi, acaba o olayın psikiyatrik boyutuna ilişkin bir şeyler söyler miydi? Enver Aysever de, bir psikiyatrist bulmuşken ona, “Beddua görüntüleri”ndeki şahsiyetin hangi ruh halini yansıttığını sorabilirdi, sormadı. O da onun gazetecilik kriteridir mutlaka. ŞimdiTayyip Erdoğan’a vurma zamanı ve Tayyip Erdoğan’a vuranlarla ittifak zamanı değil mi?
Aslında Nevzat Tarhan, bir siyasetçiyi “Nefret objesi” haline getirmek için uygulanan psikolojik savaş yöntemleri üzerine de uzmandır. Mesela vaktiyle içerdeki - dışardaki “İslamofobi” üzerine çok sağlıklı değerlendirmeler yapmıştır. Şimdilerde içerde dışarda oluşturulan “Tayyibofobi” nasıl dikkatini çekmez sayın Tarhan’ın?
Mesela, Soma’nın başına, ülke çoğunluğu olarak Tayyip Erdoğan’a destek verildiği için bu belaların geldiği yorumlarındaki psikiyatrik damar üzerine bir şeyler söylemeli değil mi sayın Tarhan?
İsteyerek onay vermiş olsun veya olmasın, sayın Tarhan’ın o programda çok vahim bir “sui - istimal”e maruz kaldığını belirtmek istiyorum. Kariyerini, tercih ettiği siyasi- ideolojik misyona kurban etmiştir ve kendi kendisine yazık etmiştir.