Prematüre bebeklerin beyin bölgeleri arasındaki bağlantıların zamanında doğan bebeklere göre zayıf olduğu saptanmış. Prematüre bebeklere uygulanan müzik tedavisinin nöronlar arasında yeni bağlantılar oluşturarak beyin gelişimini hızlandırdığı tespit edilmiş.
Normalde insan gebelik süresi 38-42 hafta olarak tanımlanıyor. 37 hafta ve öncesinde doğan bebekler anne karnında gelişimlerini tamamlamadan doğdukları için prematüre bebek olarak adlandırılıyorlar. Önceleri prematüre bebeklerin yaşama oranları günümüze göre düşüktü. Tıbbın gelişmesi ile bu tür bebeklerin anne karnında tamamlayamadıkları gelişimi kısmen tamamlayabilecekleri yoğun bakım ortamı sağlanabiliyor. Ancak tabi ki erken doğan bebekleri bekleyen birçok risk var. Prematüre bebeklerin beyin gelişimleri de tamamlanmamış oluyor. Çok erken doğan (24-32 haftalık) bebeklerin büyük kısmı yaşatılabilse de yaşayanların yarıya yakını nörogelişimsel rahatsızlıklarla karşı karşıya kalıyorlar. Öğrenme güçlüğü, dikkat eksikliği, duygudurum bozuklukları bunlardan birkaçı. İsviçre’de yapılan ve sonuçları Proceedings of the National Academy of Sciences dergisinde yayımlanan bir çalışmada prematüre bebeklere uygulanan müzik tedavisinin nöronlar arasında yeni bağlantılar oluşturarak beyin gelişimini hızlandırdığı tespit edilmiş. Yoğun bakım ortamı bebeklerin beyin gelişimi için tam olarak uygun değil. Sürekli bipleyen makineler, kapıların açılıp-kapanma sesleri ve diğer uygun olmayan dış uyaranlar nedeni ile özellikle prematüre doğan bebeklerin beyin gelişimi beklenen seviyeye her zaman ulaşamıyor.
Çalışmada bebekler üç gruba ayrılıyor. İlk grup prematüre doğan ama müziğe maruz kalmayanlar, ikinci grup prematüre doğan ve kendilerine özel yapılmış müziğe maruz bırakılanlar, üçüncü grup ise normal zamanında doğan ve aynı tür müziğe maruz bırakılanlar. Peki burada “kendilerine özel müzik” derken ne kast ediliyor? Araştırmacılar bunu uzun uzun düşünmüşler. Bebeklerin uykuya dalma zamanları, uyku anları, uyanık kaldıkları zamanları gibi belirli zamanlara özel bir müzik yapmaları gerektiğine karar vermişler. Bu amaçla daha önce özel ihtiyaçları olan bireylerle çalışmış müzisyen/besteci Andreas Vollenweider’dan yardım almışlar. Andreas Volenweider flüt (Hintlilerin yılan oynatırken kullandıkları flüt), arp ve zil kullanarak her biri 8 dakika süren melodiler hazırlamış. Bebeklerin huzursuzluk yaşadıkları dönemde müziğin sesi ile sakinleştikleri de gözlenmiş. Çalışmada bebeklerin beyin gelişimleri fonksiyonel MR ile takip edilmiş. Prematüre doğan bebeklerin beyin bölgeleri arasındaki bağlantıların zamanında doğan bebeklere göre zayıf olduğu saptanmış. Kendileri için özel oluşturulmuş müziği dinleyen prematüre bebeklerin beyin gelişimlerinin ise zamanında doğan bebeklere benzer olduğu saptanmış. Beyin gelişiminin özellikle öğrenme, bilişsel işlevler, sosyal ilişkiler ve duygu kontrolü alanlarında belirgin olduğu görülmüş.
PARKİNSON HASTALIĞI BEYİN HÜCRELERİNİ NASIL ELE GEÇİRİYOR?
Parkinson hastalığı hareket sistemi ile ilgili beyin hücrelerini tutan, dünyada Alzheimer hastalığından sonra ikinci sıklıkta görülen beyin hücre ölümü ile seyreden hastalık türüdür. Titreme, yürümede ve hareketlerde yavaşlama, kaslarda katılaşma, öne doğru eğilme, konuşmanın bozulması gibi belirtileri olan Parkinson hastalığında beyin için önemli bir madde olan dopaminin eksikliği görülür. Çünkü beynin dopamin üreten bölgelerinde hücre ölümü başlamıştır. Beynin belirli bölgelerinde alfasinüklein adı verilen hatalı bir protein birikir. Beyin hücre ölümüne sebep olan proteinin alfasinüklein olduğu düşünülüyor. Linköping Üniversitesi’nde yapılan bir çalışmanın sonuçlarına göre, parkinson hastalığının sebebi olarak gösterilen alfasinüklein adı verilen hatalı proteinin beyinde nasıl yayıldığı tespit edildi. Uzun zamandan beri bilinen bir gerçek var. Birbirine yakın olan hücrelerin arasında konneksin adı verilen proteinlerden oluşan kanallar meydana gelir. Bu küçük kanallar bazı kimyasal maddelerin ya da elektriksel uyarıların geçişine yardımcı olurlar. Konneksinin birçok alt tipi var. Yapılan çalışmada konneksin-32 adı verilen kanal türünün parkinson hastalığına neden olan alfasinükleinin geçişine yardımcı olabileceği öne sürüldü. Böylece hastalık sınırlandırılamadan tüm beyin hücrelerine yayılım gösterebiliyor. Bu çalışmanın şöyle bir önemi var. Parkinson hastalığına karşı yapılan tedavi çalışmalarının bir kısmı konneksin-32’nin bloke edilmesine yönlendirilebilir. Böylece Parkinson hastalığının tüm beyin hücrelerine yayılması engellenebilir. Elbette bu çalışmalar yapılmadan sonuç tahmin edilemeyecektir. Çünkü hâlâ çok bilinmeyenli bir denklem olma durumunu koruyan beyin, her zaman bilim adamlarının düşündüğü sonuçları vermeyebiliyor.
HAFTANIN NÖROBİLGİSİ
Evlerinde köpek besleyen ya da sokak hayvanları ile yakından ilgilenenler bilirler; köpeklerin yüzünde bazen dayanılmaz sevimlilikte bir ifade olur. Öyle bir ifadedir ki bu, o anlarda köpeğinizi memnun etmek için bir şeyler yapmaya inanılmaz istekli olursunuz. Proceedings of the National Academy of Sciences dergisinde yayımlanan bir çalışmaya göre köpeklerin bu ifadeyi insanlarla yaşadıkları binlerce yıllık dönem sonunda geliştirmiş olabilecekleri öne sürülüyor.