Maçın ilk yarısının ilk bölümünde oyuna hakim olan, gol pozisyonlarına giren taraf Galatasaray’dı. Olcan, Hakan Balta ve Burak’la 5 gol pozisyonunu gol yapamadı sarı-kırmızılı oyuncular. İlk yarının ikinci bölümünde ise oyuna ve topa hakim olan takım Trabzonspor’du. Yusuf, Costant ve Cardoza ile onlar da gol pozisyonlarını cömertçe harcadılar.
Galatasaray’ın ilk 15 dakikadaki olağanüstü baskısı, pas trafiği ve girdiği pozisyonları ile sezonun en iyi oyununu maçın bu bölümünde seyrettim desem yeridir. Sonra ne olduysa birden bire Trabzonspor, çok çabuk üçgen paslarla orta alanı geçerek, Galatasaray’ı kendi sahasına çekilmeye mecbur etti. Kanatlarda Yusuf, Mehmet Ekici ve Bosingwa ile çok etkili oldular.
Ersun hocanın koşan ve atletik bir takım düşüncesi, bu kadar kısa sürede Trabzon takımına güven ve kazanma arzusu aşılamış. Bu oyun karakteri ve anlayışının ilerleyen haftalarda Trabzonspor’a çok katkı sağlayacağından şüphem yok.
2. yarıya iyi başlayan taraf yine Galatasaray’dı. Sayın Prandelli, Emre Çolak’ın yerine Umut’u alarak, forveti ikiledi.
58’de duran topta, bana göre penaltı dediğim pozisyonun hemen ardından Chedjou’nun kötü uzaklaştırması ile Trabzonspor’a geçen topla çabuk yapılan ortada Medjani’nin güzel kafa golü ile Galatasaray 1-0 yenik duruma düştü.
Bu golden sonra Trabzonsporlular hem koşu olarak hem de topun ayakta kalma süresi ile oyunu ele geçirdiler. Galatasaraylı oyuncular yanlamasına pas yaparak hızlı hücüm yapamadılar.
75’de aynı Medjani duran topta kendinin ve takımının ikinci golünü ağlara yollayarak farkı ikiye çıkarttı.
Trabzonspor’u tebrik ederim; hak ettikleri galibiyeti aldılar.
Sayın Prandelli böyle bir derbi maçına Sjneijder’i kulübede oturtarak ne düşündü anlamak mümkün değil. Belli ki bizi delirtmeye devam ediyor.
Yenilen golün ardından Yekta’yı çıkarıp Sneijder’i oyuna sokmak! Nasıl bir duygu sayın hocam.
Yıldız oyuncuları böyle kulübede oturtarak cezalandıramazsın! Sadece kendinin ve ekibinin gidişini çabuklaştırırsın .