Aslında bu soruya cevap, 1930'lardan itibaren Polonya siyasi tarihinde saklı. "Baltık'tan Karadeniz'e uzanan coğrafya" dahil, Ukrayna topraklarının da yarısını "kendi hakkı" olarak gördüğü açıktır.
O nedenle, ısrarla Ukrayna'daki savaş durumunu, anlaşma ortamı oluşana kadar pazarlık yapabilecek noktaya uzatma peşinde. Yani Rusya-Ukrayna arasındaki durumu, tek başına "Rusya-ABD arasındaki hesaplaşma" veya "Rusya-İngiltere arasındaki düşmanlık" olarak okumamak gerekiyor. Almanya, Polonya ve Baltık ülkelerinin bu konuya katkısı ve rolü tartışılmazdır. Almanya'daki yerel seçimlerin sonucu bile Rusya-Ukrayna süreci ile doğrudan bağlantılıdır. Almanya'nın doğusundaki seçim sonuçları ise neredeyse doğudaki Almanların nostaljik refleksi olarak anlaşılıyor. Yani Rusya yanlısı rüzgar Berlin Duvarı yıkılmasından bu yana ilk defa belirgin gözüktü.
Peki, Polonya ne yapmaya çalışıyor? Çatışmayı büyütmek, genişletmek, hatta gerekirse işin "nükleer boyuta" geçmesine yol açmak isteği bile Polonya'nın reel gücünden fazla boyutta kendisine rol biçtiğinin işareti olarak karşımızda. Hedef açıktır: "Ukrayna toprakları!"
Belarus kritik noktadır. Dikkat ederseniz Sovyetler Birliği sonrası eski Sovyet cumhuriyetleri içindeki tüm muhalif hareketlerin destek merkezi de Polonya idi ve halen Polonya'dır. Belarus muhaliflerine de ev sahipliği yapan ve yönlendiren Polonya var karşımızda. Rusya muhaliflerinin toplanma yeri olarak da masada Polonya var. Evet, ama sorsanız konunun "özgürlük ve demokrasi" olduğu masalını anlatılır, ama mesele şimdi bu değil.
Rusya süreci zamana yayacaktır diye defalarca yazmışımdır. Almanya ve Fransa seçimleri sonucu, Rusya'nın zamana yayma stratejisinin bir sonucu olarak karşımızda şimdi. Yani zamana yayarak Avrupa kamuoylarını dolaylı olarak etkileme yöntemi sonuç verdi. Ama diğer taraftan Ukrayna içinde halkın sorgulama yoluna girmesini de bekledi. Aynı beklentiyle Ukrayna ve Batı ittifakı gözlerini Rusya'nın içindeki olası patlamaya diktiği de bilinen bir durum idi.
Polonya hareketliliği arttıkça Belarus sınırları ilginç biçimde hareketleniyor. Yani savaş Ukrayna sınırlarını aşıp Polonya üzerine odaklanacak türden gözüküyor. Ama esas mesele, ABD-Çin arasındaki hesaplaşma süreci ve zamanlaması. Avrupa'nın kaderi bile bu sürece bağlı gibi duruyor.