Salı ve Çarşamba günleri yaşanan terör saldırıları polis-adliye muhabirlerinin önemini bir kez daha ortaya çıkardı.
Mesela Çarşamba günü Atv ve A Haber’de defalarca ekrana gelen görüntüler.
Emrullah Erdinç yıllarca çalıştığı dosyalardan kitaplar üretmiş bir muhabirdir.
Çarşamba günü de kanalına en çarpıcı görüntüleri ileten isim oldu.
***
Devam edelim...
3 Temmuz 2011, Pazar günü, Şike Davası söz konusu olduğunda haber merkezleri ilk spor muhabirlerini sürdü ekrana.
Ancak bir süre sonra görüldü ki adli süreç ve işleyiş konusunda sıkıntı yaşandı, dosya hemen polis adliye muhabirlerine geçti.
Ekranda onları izledik...
Şimdi Salı günü bir savcımızın şehit olduğu olaya dair detaylarda da polis-adliyeciler ön plana çıktı.
Operasyona dair detaylar, teröristlerin hangi ülkelere telefon açtıklarını onlardan öğrendik.
Önemli bir not daha, Yunanistan’da iktidarda olan Çipras bakalım ülkesinin DHKP-C üssü gelen haline müdahele edecek mi?
Detaylar bilinmeden çok yorum yapıldı ya, bu detayı bilmeden eyleme dair söylenenler havada kalmaz mı?
***
Sonra Çarşamba günü İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nün bahçesine atılan el bombası.
Neyse ki patlamadı.
Beşiktaş’taki polis noktasına atılan el bombası da patlamamıştı.
En azından DHKP-C’nin mühimmatı sıkıntısı yaşadığını sonucunu çıkarabiliriz bu 2 bilgiden.
Dün sabaha karşı İstanbul’da başlayan operasyonu da es geçmeyelim.
Çarşamba günü Emniyet’e saldırı düzenlendiği için yapılan bir operasyon değil o, Salı günü yaşanan terör saldırısının ardından kararı verilmişti.
***
Medyada uzman muhabir meselesinin ne kadar önemli olduğunu defalarca yazdım.
Bu işin en oturmuş yanıdır polis-adliye muhabirleri...
Sektörün diğer alanlarında da bu uzmanlaşmanın hayata geçmesi dileğiyle...