Fenerbahçe’nin Avrupa Ligi’nde Viktoria Plzen ile bugün deplasmanda oynayacağı maç, Kadıköy’deki rövanşın seyircisiz oynanması yüzünden daha da önem kazandı. Seyirci desteğinden yoksun Fenerbahçe Kadıköy’deki bütün avantajını yitiriyor. Bu da deplasmanda atılan (anlamsız ama hala geçerli olan) gol veya gollerin önemini bir kat daha arttırıyor.
Aykut Kocaman’ın, bu akşam Viktoria Plzen karşısında üçlü forvet Sow, Webo veKuyt’tan vazgeçeceğini sanmıyorum. Uluslararası deneyime sahip Emre ve Meireles ikilisinin olmayışı orta sahadan pas alışverişini sıkıntıya sokabilir. Gerçi Beşiktaş maçında bu ikilinin performansı vasat kaldı ama oynamayacak olmaları Fenerbahçe’nin klasik oturmuş oyun düzeni için büyük eksiklik. Orta saha dizilişi Mehmet Topal, Cristian, Selçuk ve Caner dörtlüsünden üçünü düşünürsek savunma güvenliğini ön planda tutan, takım savunmasını disiplinli bir şekilde uygulayan, sabırlı bir taktikle Plzen’den gol yemeden dönülebilir. Öndeki üçlünün savunmayı rakip top çıkartırken başlatması, hızla ileri çıkan oyunculara karşılık, orta alandaki Sarı-Lacivertlilerin de defansa daha fazla destek vermelerini sağlayabilir. Geriye, duran toplarda adam paylaşımına dikkat etmek kalıyor. Sol ayaklı orta sahadaki beyin şişko Horvath duran toplarda çok etkili bir isim. Yine teknik bir oyuncu olan Çek Milli Takımı11’de görev alan, son oynadığımız maçta bize de bir gol atan Darida uzaktan attığı etkili şutlarla anılan bir isim. Fenerbahçe’nin bir diğer sıkıntısı ise aşırı kazanma isteğinin akıldan öne geçerek savunma güvenliğini ihmal etmesi. Hızlı ataklarda topluca gidilen bir hücum organizasyonunda dönen toplara önlem unutulmalı. Futbolcular böyle durumlarda sorumluluğu kendileri almalı, arkadaşlarını uyarmalıdır. Plzen iyi bir hücum takımı görüntüsünde. Favori Fenerbahçe karşısında kontratak oynayacaklarını sanmıyorum. Teknik Direktörleri Pavel Vrba hücumu seven biri olarak biliniyor. Çok pas yapan, hızlı oynayan enerjik bir şekilde oyunun yönünü değiştirip, kenar ataklarda bekleriyle hızlı çıkmaları, Fenerbahçe üzerinde defansif zafiyet oluşturabilir. İstikrarlı ve organize bir takım olan, Napoli’yi hem içerde hem de dışarıda yenerek deneyim ve özgüven kazanmış olan Plzen’i küçümsemek büyük hata olur.
Aykut Kocaman Fenerbahçe’de teknik direktör olup sahaya indikten sonra hep bir sistemin peşinden koştu. Fenerbahçeliler’in yıllardır alıştıkları içinde Alex’in çok önemli bir rol üstlendiği Daum modelini söküp attı. Hayalindeki sisteme uyabilecek oyuncuları da bulmuş gibi. Takım oyunu her hafta daha iyiye gidiyor. Belki süreç sarsıntısız geçerse bu sisteme uygun daha da iyi oyuncular bulunacaktır. Plzen maçları Aykut Kocaman sisteminin sınavı olacak. Belki de Aykut hocanın Fener’deki geleceği belirlenecek.