Azerbaycan’ın işgal edilmiş Yukarı Karabağ bölgesine, Ermenistan tarafından “PKK’lı teröristlerin yerleştirilmesi” haberi günlerdir ortada dolaşmakta. Bu haberi; PKK’nın Suriye’deki uzantısı olan PYD’nin, Moskova’da temsilcilik açmasıyla birlikte değerlendirmekte yarar vardır.
Moskova kendince Kürt kozunu her fırsatta değerlendirerek, coğrafyanın tamamında etkili hale gelmenin peşindedir.
ABD ile PYD ve diğer konularda anlaşan Moskova’dan, ateşkes teklifinin altını iyi okumamız lazım.
Moskova; Esed’e verdiği destekle, bir nevi Suriye’deki dengeleri kendi lehinde değiştirebildi.
Şu anda PKK, PYD ve YPG gibi terör örgütleri üzerinden, sorunu geniş alana yayma peşindedir.
Rusya; Orta Doğu coğrafyasında ve Türkiye’nin etkili olduğu bölgelerde, kendini ABD’ye muhatap kabul ettirmenin peşindedir. Türkiye’ye karşı düşmanca tavrının arkasındaki temel hedefin, Türkiye’yi köşeye sıkıştırarak kendine mahkûm etme isteğini de unutmamak lazım.
Azerbaycan’ın işgal edilmiş, kontrolsüz Yukarı Karabağ topraklarına terörist yığması konusu, yeni bir haber değildir. Dahası da var, buranın uyuşturucu transit yolu olarak kullanıldığını, Azerbaycan Devleti defalarca uluslararası topluma iletmişti. Azerbaycan devlet yetkilileri, bu topraklara terörist yetiştirilmesinde avantajlı bölge olarak kullanıldığını da, bu sorunun çözümünde rol üstlenmeye kalkanlara iletmiştir. Ne yazık ki, bu uyarılar ya karşılık bulmamış yada ikiyüzlü siyasetle karşı karşıya kalınmıştır.
Rusya’nın; Moskova’da PYD’ye temsilcilik açma izni vermesi, kanunlarına göre yasak olan bu duruma göz yumması, Rusya’nın bu kozu uzun vadede kullanacağı anlamına geliyor.
PKK’nın kurulmasında Sovyetler Birliği’nin rolünü de göz önünde bulundurursak ve eski Sovyet cumhuriyetlerindeki demografik yapıyı iyi irdelersek, o zaman Türkiye’ye yönelik kasıtlı planları doğru okumamız mümkündür. Rusya’dan günlerdir, “Kars anlaşmasının zamanının dolduğunu ve bu anlaşmanın Rusya tarafından tanınmaması gerektiğini” söyleyen siyasilerin meydana çıkması da tesadüf değildir. Azerbaycan’ın Yukarı Karabağ toprakları, Rusların da desteği ile Ermenistan’ın elinde bugün ve Ermenistan’ın Rusya’dan izin almadan Karabağ’da adım atmadığı da herkesçe bilinmektedir. Dolayısı ile Yukarı Karabağ’a PKK teröristlerinin yerleştirilmesi, esasında Rusya’nın kirli fikirlerinin ürünüdür.
Rusya yeniden, Güney Kafkasya’ya fiilen yerleşmenin de peşindedir. Askeri müdahale için Yukarı Karabağ’da terörist yerleştirilmesi, sonucunda Rusya müdahalesi kurgusu da akla yatkındır.
Rusya’nın günlerdir, “Gürcistan’ın Pankisi vadisinde terörist var” beyanını da, bu kurgunun içinde görmemiz lazım.
Şimdi Rusya, Suriye’deki bu üstün durumundan dolayı, etrafındaki bölgeleri de şekillendirme peşindedir. Güney Kafkasya’yı, Türkiye’nin etki alanından çıkarma hayalindedir. Karabağ, bu hayalin kilit noktası konumundadır. Rusya; Türkiye’yi Suriye’de savaşa çekme hevesinde, lakin bu sadece Suriye ile ilintili gözükmüyor. Güney Kafkasya’da hareketlenmesini de bu hevesin yansımaları olarak değerlendirmeliyiz.
Türkiye’nin elinde; Rusya’nın kendi hinterlandı olarak gördüğü coğrafyada, ciddi kozları var.
Türkiye’nin; hem Rusya’nın içine, hem de etrafına girme zorunluluğu vardır. Askeri müdahaleden bahsetmiyorum. Rusya’nın yumuşak karnını iyi görmek ve oradan Rusya’nın Orta Doğu’da kurguladığı ve yakın gelecekte Kafkasya’da, Orta Asya’da planladığı sorunların aynısını, Rusya için tasarlamak şart oldu.
NOT: Rusya; önümüzdeki dönemde, Kazakistan, Azerbaycan ve Gürcistan’ın başını derde sokacak gibi duruyor. Bu derde sokma çabası, aynı zamanda Türkiye’nin etki alanını azaltma çabasıdır. “Savaş Rusya’nın kurtuluşudur” mantığı ile bakan Putin, Türkiye’yi bu savaşa çekme hevesindedir. Türkiye’nin toprak bütününü tehdit eden yayınlar yaptıran Putin’in, esas amacı sinirleri ve sınırları zorlamak. Türkiye’deki medyanın, Rusya konusu ve Putin’in saçmalıkları ortaya geldiğinde, bu konuları ele alırken, Rusya Türkiye’nin her bölgesinden kasıtlı yayınlar yapmakta ve toprak bütünlüğünü tehdit eden haberler vermekte, Türkiye aleyhinde toplumu dizayn etmeye çalışmaktadır. Rusya’da, Putin karşıtı görüşte olan binlerce aydın, siyasetçi ve gazeteci var iken, Türkiye medyası bunu neden işlemez? Türkiye’den bir iki isim hariç, “siyasi yorumcu” adı altında, ne kadar Erdoğan düşmanı varsa, Putin’e yaranmak için Rusya medyasında Türkiye aleyhinde tutum sergilemektedir. Medya savaşı; savaşların en önemlisidir. Bu savaşta maalesef Rusya çok ileride...!