Annesine yazdığı mektubu gözyaşları içinde okuduğum PKK’lı Zehra, Nusaybin’de teslim olanlar arasındaymış..
Hatta “ateş etmezseniz diğer arkadaşlarım da teslim olacak” diyerek, grubu toparlayan da oymuş meğer..
Mektubunu okuduğumda, yaşayıp yaşamadığını bile bilmiyordum..
Bu kadar pişmanlığın sonunda bir daha annesine sarılamayacağı gerçeği, PKK’nın, hakkını savunduğunu söylediği Kürt halkına, nasıl zulmettiğinin en açık göstergesiydi benim için..
Yaşadığını, annesine sarıldığını, babasının onu affettiğini görünce, nedamet yüklü mektubunu okuduğum zamanki kadar heyecanlandım..
Dediler ki bana;
“...
acele etme..
Neticede bu kız bir terörist..
Evet o sonunda annesine sarılabildi..
Ama onun silahından çıkan mermilerle vatan evlâtları şehit oldu..
Onların annesi şimdi soğuk bir mezar taşına sarılıyor ‘oğlum’ diye.
...”
Yanlış mı bu bakış açısı?.
Değil..
Ama şunu da unutmamak lazım..
Terör örgütünün şehit ettiği yavrular, şüphesiz bizim evlâtlarımız..
Her biri benim oğlum, kardeşim..
İşin bu tarafına yoğunlaşırken, kaçırılan, kandırılan, alıkonulan, ailelerinden koparılıp eline silah verilen çocukları kurtarmanın da, devletin vazifesi olduğunu unutmamak lazım..
MHP’nin iki yolu
MHP’de kongre süreci artık resmen başladı..
Bir kaç gün öncesine kadar sorsaydınız, farklı bir değerlendirme yapardım..
Yaptım da.
Bu köşede açıkça ifade ettim..
Ama artık şartlar değişti..
15 Mayıs’ta yaşanan kırılmanın ardından, Devlet Bahçeli, sanki hiçbir şey olmamış gibi o koltukta oturmaya devam edemezdi.. Öyle ya da böyle delegasyonda kongre için şartlar olgunlaştıktan sonra o gazın bir şekilde boşalması şart..
Bunu iki türlü okuyabiliriz;
1) Devlet Bahçeli güven tazeleyebilir
2) MHP yönetim değiştirir
Her iki netice de MHP siyasetini rahatlatacaktır.
11 Temmuz sabahı, her ne sonuç ortaya çıkarsa çıksın, Türk siyaseti için hayırlı olacağına hiç kuşku yok.. Tahminimi soranlara arz edeyim..
Eğer son anda muhalifler tek bir aday etrafında birleşmezse, Devlet Bahçeli tereyağından kıl çeker gibi bitirir kurultayı..
Yok eğer yarış Meral Akşener ile Bahçeli arasında olursa, demokrasi tarihine geçecek güzellikte bir kurultay izleriz.
Paralel sulandırma!
Metro Turizm’in bir servisinde, bir genç kadın cinsel saldırıya uğradı..
Detaylarına girmeyeceğim..
Saldırının ardından, Metro Turizm’in tepe yöneticilerinden Mustafa Yıldırım’ın yaptığı; “.. Bu vahim olaydan gerekli dersleri alacağız.. “ açıklamasını önemsiyorum..
Patron Çiğdem Öztürk’ün; “... Bunu hazmedebilmem mümkün değil.. Kişinin en ağır cezayı almasına çalışacağım, mağdur yolcumuzun mağduriyetini gidermek için de elimden ne gelirse yapacağım” açıklamasını da önemsiyorum..
Buraya kadar verilen imtihan çok iyiydi.
Peki Metro Turizm’in kurucusu Galip Öztürk’ün, olayı paralele bağlayan açıklamasını nereye koyacağız..
Muavinin bile ‘şeytana uydum’ diyerek kabullendiği bu ahlâksızlığı, paralel yapıya bağlamak, olsa olsa paralel yapının işi olabilir..
Normal şartlar altına yapılacak bir açıklama değil..