Ankara'da ‘Fatsa ruhuna dönelim, Gezi ile birleştirelim’ söylemi adı altında Cizre’de yapılanların otuz altı yıl önce sosyalistlere yapıldığını iddia eden Fatsa’dan Diyarbakır'a adlı bir söyleyişi gerçekleştirildi. ‘Mücadelemiz ne olursa olsun devrimi halk sahiplenirse başarı olur’diyen YSGP Eş Genel Başkan'ı sözcüsünün bu sözleri Doğu'da ve Güneydoğu'da halkın terör eylemlerine destek vermemesinden dolayı bir nevi memnuniyetsizliğini açığa çıkaran ve halkı sokağa davet eden konuşma gibiydi. Tabi yine söyleşinin bir kısmında geçen klişeleşmiş Mahir'ler, Deniz’ler ve direnen sosyalistlerden Cizre'ye uzanan edebi cümleler de söylenmedi değil.
Türk, Kürt, Laz, Çerkez, Alevi, Sünni tüm Anadolu halkları; Gazi direniştir, Gazi halktır, Gazi adalettir, Gazi umuttur, Gazi cephedir... diye başlıyor Halk Cephesi tarafından yapılan eylem çağrıları. ‘AKP ve onun köpekleri Cizre'de katlettiğiniz yaralı insanların hesabını vereceksiniz’ derken Cizre'de başkalarına kölelik yapan teröristlerin öldürdüğü şehitlere hiç yer verilmiyor. Tabi onların mücadelesi şanlı direniş olarak görülürken bir devletin içindeki teröristleri etkisiz hale getirilmesini faşizm olarak niteleyen nobran bir düşünce var karşımızda. Katliamların hesabını soracağız derken son cümlede Ankara'daki söyleyişe benzer bir şekilde bitiyor ‘Berki'n olacağız! Dilek olacağız! Elif olacağız , Şafak olacağız’. Ya karşımıza Fırat olup çıkarlarsa ya Yasin olarak karşı koyarlarsa diye o zaman bu ülke ne olur diye sorgulamaktan aciz bir bildiri... Zaten istedikleri de o!
1 Mayıs mahallesi Şehit Hacı Birlikleri İntikam Birimi de aynı gün tüm yurtsever, devrimci gençlere benzer bir çağrı yapmış 'Gazi mahallesinde Kürdistan için serhildana destek veriyor ve tüm yurtsever gençliğimizi sokaklara direnişi büyütmeye çağırıyoruz'ifadeleri ile eylem yapılmasını istiyor. Sokaklara ne için çağırıldıklarını belki de tam olarak bilmeden ölen insanların kanlarından tiksinmeyen grupların yaptığı benzer çağrılar yıllardır hep var. Ölüme götürdükleri insanların yine ölümleri üzerinden o ölümsüzdür siyasetinin pespayeliğini ölen çocukların ailelerine de tehditle yıllardır dayatan bir anlayış...
FETÖ'nün emniyetten tanesi 250-300 bin dolar olan 11 adet dinleme cihazını bozuldu diyerek envanterden düşürerek çaldığı haberi pazartesi yazılı ve görsel basında yerini aldı. Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da devletin PKK terör örgütüne yapacağı operasyonları sekteye uğratmanın amaç olduğu bu hırsızlık olayı ile yukarıda çocukları ölüme davet edenlerin aynı amaç doğrultusunda buluştuğunu uzun zamandır ülke insanı olarak anladık sayılır.
HDP’li T.H’nin niyetini açıkça belli edip Cizre'de asılı bayraklar için ‘Faşizmin bayraklarını hendeklere gömeceğiz’ diyenlerle bu vatan için bir zamanlar hicret edip okul açarak bayrağımızı dalgalandırıyoruz diye gurur duyanlar bu hendeklerde buluştular. HDP’li T.H. gibi açıklamalar yapsa da sonrasında umudunu kesip artık ölmeyin diye teröristleri uyaranları ise bodrum katına hapis ederek tepki veren terör örgütünün asıl amacının yaşamak ve yaşatmak olmadığı da böylece açığa çıkıyor.
YGD-H’nin Türkiye hamle sorumlusu olduğu bildirilen Ferman kod adlı Enver G. ise Kandil'de eğitim aldığını örgütün bahar aylarında ülke genelinde eylem hazırlığı içinde olduğunu yakalandığı Şanlıurfa’da itiraf etti. Fırat Üniversitesi’nde öğrenci iken okulu yarıda bırakarak örgüte katılan Enver G. ifadesinde yakılan okulların sebebinin bahar aylarında eylemlere eleman kazandırmada önemli bir işlev göreceğinin sanki sinyallerini de verir gibiydi.
Terör örgütünün bir belediye başkanına verdiği söylenen bodrum katındaki hapis cezası başka bir belediye başkanına ders olmuş olsa gerek ki bir HDP'li belediye başkanı da ‘bu topraklarda ölümü değil yaşamı tanrılaştırın’ diyerek başladığı konuşmasının arkasında Güneydoğu'da ve Doğu Anadolu’da neden insanlar ölüyor açıklaması ile yine tek suçlu olarak devleti işaret etti. ‘Baharda bu toprakları büyük tehlike bekliyor’ diye barış istediğini tehditle bir araya getirebilen zihniyet, seçimlerden önce ‘bizi eğer kabullenmezseniz kapınıza bir başçavuş gelecek ve başınız sağolsun diyecek’ diyen başka bir HDP’liyi hatırlattı.
Barışı isterken de seçime giderken de üstü örtülü tehdit etmekten vazgeçmeyen bir zihniyetle sinsi bir şekilde devletin malzemelerini çaldığı aşikar olan bir yapının planları arasında bahar aylarına doğru ilerliyoruz. Türkiye’ye baharda saldırarak sizleri de kurtaracağız mesajlarının havada uçuştuğu bir dönemden geçerken TSK’ya generallik yapan bir milletvekilinin bahar tehlikesinden bahsederken Sur, Cizre bitti mi sanıyorsunuz?’ uyarısına da şahit oluyoruz.
Sonuç ne mi olacak? Ülkemde karanlık odak ve yapılar bahar yaşayayım derken sadece kışa erken girecek. Yerli ve milli olan herkes de bahardan sonra yazı yaşayacak.