Birbölgede ekonomik canlılığın en önemli göstergesi kamyonlar, yük trenleri vb. ulaştırma araçlarının fazlalığıdır. Doğu’da da son dönemde ciddi bir kıpırdanma başladı. İşte son üç gündür PKK bu kıpırdanmayı vuruyor. Sadece üç günde terör örgütü 16 TIR’a saldırdı, içindeki yüklerle birlikte bunları kül etti. Bununla da yetinmedi, Silvan Barajı işçilerini taşıyan minibüsü de taradı.
PKK bunu hep yapıyor, neredeyse 30 yıldır taş ocaklarını basıyor, iş makinalarını yakıyor, otobüsleri ve kamyonları kül ediyor, kepenkleri kapattırıyor vs. Kısacası terör bölgedeki iktisadi faaliyetleri hedef alıyor. Bunun bir hedefi güç gösterisiyse de asıl neden Kürtlerin zenginleşerek ‘dava’dan uzaklaşmasını engellemek. Örgüt fakir bıraktığı insanların mutsuzluğunu, hayata karşı geliştirecekleri kini ve nefreti devlete karşı yönlendirmenin hesabını yapıyor.
Bu işteki gariplik ise normal şartlarda mücadelenin ilk yıllarında geçici olarak tercih edilen bu tür yöntemlerin PKK’da kalıcı hale gelmesidir. Böylece yöntemin zararları da kalıcı hale geliyor. Bunun bedelini ise elbette yöre halkı, yani Kürtler ödüyor.
Bedel Kürtlere
PKK’nın Kürtlere ödettiği ilk bedel fakirleşme. Bir bölgede nakliye araçlarını yakarsanız orada ürün ve hizmetlerin maliyetleri artar. Sigorta bedelleri yükselir, nakliye zorlaşır vs. Bunun bedelini de o bölgenin insanları daha az mala daha çok para vererek öderler. Ticaret azalır, işyerleri küçülür. Dolayısıyla işsizlik artar. PKK bu işsizlerden kendisine militan devşirir belki, ancak fakirlik de kalıcı hale gelmeye başlar.
Fakirleşmenin doğal sonucu cahilleşmedir. İktisadi gücü azalan halk eğitime, uzmanlaşmaya ve kültüre daha az kaynak ayırabilir. Cahil sayısı artan, nitelikli iş gücü azalan toplumda teröre kayan insan sayısı artabilir, ancak bu kez de gerilik kalıcı hale gelmeye başlar.
Tüm bunların diğer doğal sonuçları ise yılgınlık, ümitlerin kaybolması, dışa göç ve aklın toplumdan çekilmesidir. Böyle bir toplum her türlü olumsuzluk için başkasını suçlar, tepkisel ve yıkıcı bir yöne doğru kayar. Tüm bunlar PKK’nın işine gelen gelişmelerdir, ancak Kürtler ve Türkiye uzun vadede böyle bir felaketin altından nasıl kalkabilir?
Bu tablodaki en vahim sonuçlardan biri de rol modellerin azalması, sesi duyulan Kürtlerin sadece terörist ve suçlu insanlara dönmesidir. Örnekleri kaybolan yeni nesiller için geriye pek az bir seçenek kalmaktadır.
Felaket PKK’yı besliyor
Kısacası PKK Kürtler adına mücadele ettiğini iddia ediyor, ancak Kürtlere kalıcı ve ölümcül darbeler vuruyor. Ateşe ateşle yaklaşırken Kürtün elinde sadece kül kalıyor. Bu şekilde devam eder ise sonuç ne olursa olsun geride toparlanması çok güç, ağır yaralı bir toplum ortaya çıkacak. Bu sonuç için kim kimi suçlarsa suçlasın, alınan yaralar onlarca yıl ve birkaç nesilden önce kapanmayacak.
Eğer mesele etnik bir kimliğin tanınması ise hatta çok daha ötesi ise mücadelenin bin bir çeşidi var. Bunun için PKK’nın ETA’ya veya IRA’ya bakması bile yeterli olabilirdi. Ancak gelinen noktada PKK yukarıda çizdiğimiz tablodan besleniyor. Yani sorunun sürmesi onun hayat kaynağı haline gelmiş durumda. Başka bir deyişle Kürt perişan oldukça PKK ayakta kalabiliyor. PKK, belki de bu nedenle, belki de tam olarak farkına varmadan Kürt adına Kürde en büyük zararı vermeye devam ediyor.