Klasik tanıma göre terör, hedef aldığı ülkenin politikalarını değiştirme, yönlendirme ya da hükümetleri çalışamaz hale getirme amacı taşır. PKK eylemleri bu klasik tanıma uygun olduğuna göre, örgütün amaçlarının yeni bir tarafı olmadığı ileri sürülebilir.
PKK’nın neredeyse eylemlerine başladığı ilk dönemlerden beri yapmaya çalıştığı, hükümetlerin bölgesel güç politikasını sabote etmek, Türkiye’yi “Ortadoğululaşma” riskiyle tehdit etmek, ülkeyi Doğu ile Batı’nın buluştuğu yer olmaktan çıkarıp bu iki yaka arasına sıkıştırmak ve atılması öngörülen her yeni adımın atılmasını imkansız hale getirmek.
Bununla birlikte belirtmekte yarar var. PKK’nın amacı ülke istikrarını, kalkınmasını ya da demokratikleşmesini sabote etmek değil. Esas amacı, yıpranmış, yorulmuş, şiddetten bunalmış ve güç kaybetmiş bir Türkiye’nin eski güç ve istikrarına kavuşma beklentisiyle ittifaklarını yeniden gözden geçirmesini sağlamak; tabi eli zayıflamış olarak.
Diğer bir ifadeyle, terör Türkiye’nin komşuları, müttefikleri ve büyük güçlerle olan ilişkilerinde daha güçsüz bir pozisyonda kalmasını ve bu vaziyetteyken politikalarını değiştirmesini teşvik ediyor.
Türkiye’yi zorlama
Sadece turizm açısından bile, terörün Türkiye’yi sürüklemek istediği yer anlaşılabilir. Rusya uçak krizi nedeniyle turizm büyük yara aldı. Sektör yabancı turist açısından ya yüzünü Avrupa’ya ya da bazı Ortadoğu ülkelerine çevirdi. Ancak her gün bombaların patladığı bir ülkeye Avrupalı turistlerin akın akın gelmeleri söz konusu olmaz; Erasmus öğrencileri bile gelmek istemiyorlar. Öte yandan, teröre daha alışkın olduğunu sanarak yanıldığımız Ortadoğulu turistler de Türkiye yerine başka ülkeleri tercih ediyorlar. Zira birçok Ortadoğulu için Türkiye’yi cazip kılan aynı zamanda hem “Batılı” hem “Doğulu” olması; ama terör Türkiye’nin “batılı” kısmını silip süpürüyor.
Bununla birlikte, tekrarlamakta yarar var. Terör sadece yapılan eylemin ülkede ve dünyada yaratacağı etkiyi hesaplamaz. Aynı zamanda ve belki daha da baskın biçimde, teröre karşı alınacak önlemler üzerine siyaset inşa eder.
Anlaşıldığı kadarıyla PKK, Türkiye’yi kendi düzlemine çekmeye çalışıyor. Klasik bir örgüt, amaçlarında büyük bir değişiklik yok ve Türkiye de eskiden yaptığı gibi terörle mücadele etsin istiyor.
Kısacası PKK, yeni Türkiye’yi eski Türkiye gibi olmaya zorluyor.
İktidarı zora sokma
PKK’nın olmasını istediği Türkiye, güvenlik politikalarını öne çıkaran, merkezileşen, demokratikleşme adımlarını atamayan, yeni bir anayasayı gündeme getiremeyen ve dış dünya ile ilişkileri bozulan bir Türkiye.
Buradaki hassas nokta, bir önceki dönemde Türkiye’de son derece radikal demokratikleşme adımları atan, ekonomik düzeyi yukarı çıkaran ve dış dünyada ülkenin saygınlığını artıran bir partiyi “eski Türkiye”ye döndürme baskısı.
PKK’nın terör yoluyla ayrı bir devlet kurma hayali olabilir; bunun için dış bağlantılar da kurmuş olabilir. Ancak daha kısa vadeli beklentisi, hükümetin ülkenin bütünündeki iktidarını kırmak.
Hükümetin ülkenin bütünündeki iktidarını kırmak, sadece Türk-Kürt ayrışması gibi toplumsal yarılmaları teşvik etmek değil. PKK, terör ve şiddet dışında başka bir şey düşünemez hale gelmiş, batılı ülkelere kin duyan, güvensiz bir toplumsal ruh halinin peşinde.
PKK’nın toplumda yaratmak istediği etki, bir yandan kendisinden nefret eden kesimleri keskinleştirmek, bir yandan terörü bitirmediği için iktidara kızan kesimleri mayalamak, öte yandan “yeni Türkiye” beklentisini iktidarda arayanların güvenlerini sarsmak.