PKK hendek savaşında yenildi.
Militan unsurların dışındaki Kürtler artık PKK’yı desteklemiyor.
HDP ile devreye sokulan Türkiyelileşme taktiğiyle dindar ve makul Kürtlerin bile desteğini alan PKK, bugün sadece o Kürtlerin değil kendisine en başından itibaren destek sunan Kürtlerin de azımsanmayacak bir bölümünün desteğini kaybetmiş durumda.
Yeri gelmişken belirteyim:
Hendek savaşı, sanıldığı gibi Kandil’in Öcalan’a rağmen kararlaştırdığı bir şey değil.
Tam tersine Öcalan’ın talimatıyla gerçekleşen bir olay.
Şehirlere taşınan hendek savaşı da, Suriye’nin Kuzeyindeki kantonal yönetim modeli de bizzat Öcalan’ın önerisi.
Emperyalist devletlerle ve Esed rejimiyle işbirliği yaparak kendi kanlı diktatörlük rejimlerini kurabilecekleri hayalleri içindeler.
Ama bu hayalleri kursaklarında kalacak.
Beşar Esed’le okul arkadaşlığının dışında yakınlığı bilinen bir ismin öldürülmüş olması PKK açısından artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağının işareti.
Kürtler artık kendi geleceklerini PKK’da görmüyorlar.
Tam tersine PKK’nın kendi özgür gelecekleri önünde bir engel oluşturduğuna inanıyorlar.
PKK’yı Türkiye’ye karşı kullanan güçlerin de günü geldiğinde PKK’yı yüzüstü bırakacaklarına hiç kimsenin kuşkusu olmasın.
Tarihte aynı şeyi Molla Mustafa Barzani’ye de yaptılar.
1946 Rus destekli Mahabad Kürt Cumhuriyeti deneyimi ve 1975’de Saddam’la yapılan Cezayir Antlaşması gibi hadiseler Kürtlerin belleğinde hâlâ canlılığını koruyor.
***
PKK ya soluk almak, ya da efendilerinden aldığı yeni talimatlar doğrultusunda yeni taktik hamleler geliştirebilir.
“Türkiye’yle savaşmayacağının ilanı!”, hem şehirlere yeniden yerleşmek, hem de siyaseten güç toplamak için düşünebilecek taktik hamlelerden biri olabilir.
“Türkiye tehdidi”nin bertaraf edilerek, Suriye’nin Kuzeyine silahlı güçleriyle yerleşmesini sağlayacak bu taktik hamlenin geçmişteki çözüm sürecine benzer bir sürece kapı aralaması halinde kaybedenin kim olacağını söylemeye bile gerek yok.
PKK sadece insan kaynağını değil parasal kaynağını da oluşturan belediyelere yönelik hamlelerle ne çok şey kaybedeceğinin farkındadır elbet.
Kim ne derse desin, gerçek şudur: Bölgedeki belediyeler Kandil’in insan lojistiğinin ana üssünü oluşturuyorlar.
“Kürt sorunu” çözülmediği için değil, belediyeler marifetiyle gençler kandırıldığı için dağa çıkıyorlar.
Dağın gençler için bir cazibe merkezi olmasını sağlayan da, örgütün şehirlerde her istediğini yapabiliyor olmasının sebebi de işte bu belediyelerdir.
Kandil’in askerlik şubesi olarak çalışan ama görünürde belediye veya parti olarak faaliyet gösteren sözde siyasi alanlar tasfiye edilmedikçe terörle mücadelede sonuç almak mümkün değildir.