Yevgeny Prigozhin, önemli adam, dünya onu, “Putin’in şefi” olarak tanıyor. Rus liderin ünlü St.Petersburg çetesinden. Rusya’ya çok mühim bir misafir geldiğinde, Putin onları mutlaka Prigozhin’in beş yıldız ötesi restaurantlarından birine götürüyor.
Paris’in Seine nehri üzerindeki yüzen lokantalardan esinlenen Tataristan’daki Viatka Nehri üzerindeki “New Island” isimli tekne-lokantada Putin ve o günkü misafiri Fransa Cumhurbaşkanı Chirac’a kendi elleriyle servis yapmasının üzerinden 19 yıl geçmiş.
Zaten Rusya okulları ve kamu kuruluşlarının catering ihalelerini alarak yürüdüğü yolda o sıralarda başlamıştı, oligarşinin “yürü ya kulum” dediği bir karakter. Kumarhaneleri falan da mevcuttur.
Hayata sıradan hırsızlıkla başladı. 1979’da ilk yakalandığında 18 yaşındaydı, cezası askıya alındı. 1981’de soygun, şantaj, küçük yaşta çocuk fuhşu suçlarından 12 yıl ceza aldı, 9 yılı cezaevinde geçti.
Şimdi, Putin’e yakın isim olarak kurduğu Wagner paralı asker şirketi üzerinden binlerce insanı öldürüyor, Moskova’da el üstünde tutuluyor!..
Wagner “özel görünümlü” bir milis teşkilatı, tek kontratı Rusya Savunma Bakanlığı ile, ilk olarak 2014 itibariyle Ukrayna’da görev aldılar, devamında Suriye, son olarak da Libya’dalar…
Rus hükümetinin sınır ötesinde yaptıklarından “sorumluluk kabul etmediği” bir şirket, ama aslında Rus ordusunun ayrılmaz bir parçası olarak görev yapıyorlar.
Suriye topraklarında Mehmetçik, bu adamın lejyonerleri ile karşı karşıya, Libya’da da…
Gelen şehitlerin kanında Putin’in aşçısının parmak izin olduğunu biliyoruz. (Kemal Kılıçdaroğlu biliyor mu, sanmam, o hala, yönetimine talip olduğu devletin Suriye’de toprak peşinde koştuğuna inanıyor!..)
Prigozhin’in, yine, kurduğu Internet Research Agency Ltd. şirketi aracılığıyla siber casusluk ortamında da yer almışlığı var. Şirket 2016 ABD Başkanlık Seçimi’nde Trump’a destek çalışmalarının merkezinde yer almış, siber casuslukla elde edilen bilgiler, Demokrat aday Hillary Clinton’a karşı kullanılmış.
Hayata hırsızlıkla başlayan bir adam için hayli tılsımlı rotalar bunlar, geçelim…
· PETROL KARDEŞLİĞİNİN TUHAF İTTİFAKI…
Libya’da, Vladimir Putin ile BAE Veliaht Prensi Muhammed bin Zayed (MBZ) ve Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’ın (MBS) nasıl kanka oldukları da şekilleniyor.
Dertleri, düşmekte olan petrol fiyatları!..
Rusya ve Suudi Arabistan (bu arada, tabii ki İran) petrol fiyatlarındaki düşüş karşısında paniklemiş durumdalar.
Küresel ekonomideki durgunluğa koronavirüs etkisi de eklenince ham petrol fiyatının varili dün 50 Dolar’ın altını gördü.
Uzmanlar, piyasalardaki zincirleme gelişmeler sonucunda petrol fiyatının 2016 Ocak ayında olduğu gibi 30 Dolar’ın da altını görebileceğini ifade ediyorlar.
Böyle bir gelişme, özellikle Rusya'nın ekonomik olarak çöküşü demektir.
Suudi Arabistan Enerji Bakanı Prens Abdülaziz bin Selman, Rus mevkidaşı Alexander Novak ile her gün görüştüğünü, OPEC’in üretim kısıtlaması konusunda mart ayı başında bir karara yöneleceğini duyurdu.
Tam bu noktada, “perde arkası açıklaması” Libya’nın meşru hükümetinin Dışişleri Bakanı, Muhammed Sayala’dan şu sözlerle geldi:
“Hafter güçleri, geçtiğimiz aralık ayında bu yana, ülkemizin doğusundaki petrol ihraç tesislerine karşı abluka uyguluyor. Gerekçe olarak da meşru yönetimin para kaynaklarını kurutmak olduğunu söylüyor. Geçmişte, petrol arzına dönük bu tür uygulamalar dünyadan sert tepki alırdı, bugün kimse sesini çıkarmıyor. Anladığımız kadarıyla herkes, Libya’nın günlük 1 milyon varil petrol satmasının fiyatları düşüreceğini düşünüyor ve bu nedenle durumdan memnun…”
Son gelen bilgi, Rusya’nın lejyoner teşkilatı Wagner’in Libya’daki parasını BAE ile Suudi Arabistan’ın karşıladığı yönünde!..
Aslında Hafter’in asıl işi, Libya’nın petrol ihracatını durdurarak petrol fiyatının düşmesini önlemek.
Bu arada, Trablus’u da alırsa, herkes memnun olacak, çünkü Doğu Akdeniz’de Türkiye’nin tırnağı sökülmüş olacak…
Oyun çok açık.
Konu petrol olunca Suriye-Libya hattında Rusya, İran, Suudi Arabistan, BAE, İsrail, ABD tek cephede yoldaş olabiliyor, Türkiye’ye ise yalnızlık kalıyor.
· ZAMAN TÜRKİYE’DEN YANA, DİRENECEĞİZ…
Putin’in telaşı var.
Petrol fiyatlarıyla bağlı olarak Rusya'nın 2015 benzeri bir büyük krize girme ihtimali güçlendi.
Suriye başta, dış müdahaleleri taşıyamaz hale geldi.
İdlib saldırısının nedeni budur, bir an önce işi orada öyle-ya da böyle bitirip, “askeri serüven bütçesini” dondurmaya çalışıyor.
Bu petrol fiyatlarıyla Rusya, İran, Suudi Arabistan, diğer Körfez emirlikleri savaş maliyetlerini karşılayamazlar, karşılamaya çalışırlarsa batar giderler…
Bizim zamanımız var…
Rahat olun ve tek adım geri adım atmadan direnin…
Anladınız siz beni…