ABD, Pazar günü “IŞİD’in Kobani’yi ele geçirmesine karşı C-130 Kargo uçaklarından PYD’lilere hafif silah, mühimmat ve tıbbi malzeme attığını” açıkladı.
Aynı akşam ABD Başkanı Obama, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı arayarak, Kobani’ye atılan yardımlar hakkında bilgi verdi. Ve “IŞİD’le mücadelede mutabakat” vurgulandı.
Dün sabah, Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nden, Başkan Mesud Barzani’nin Türkiye’den “Peşmergenin ve yardımların Kobani’ye ulaştırılmasına izin vermesi” talebinde bulunduğu, “Ankara’nın da olumlu cevap verdiği” duyuruldu.
Öğleden sonra Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Türkiye’nin Kobani’ye insani yardım malzemesi ulaştırdığını, “ABD’nin askeri ve tıbbi yardımını da bu çerçevede değerlendirdiklerini” vurgularken, ikinci önemli bir gelişmeyi de açıkladı: “Peşmerge güçlerinin Kobani’ye geçmeleri için yardımcı oluyoruz.”
İki önemli gelişme vardı:
Bir: Türkiye, PYD’ye silah yardımı yapmıyor ve yapılmasını da istemiyordu; ancak Kobani’nin IŞİD’in eline geçme tehlikesinin güçlenmesi üzerine ABD’nin yaptığı yardıma tepki göstermeme kararı almıştı.
İki:Türkiye aynı zamanda, Kobani savunmasının zayıf kalmasının en önemli nedenlerinden birinin de, PYD’nin “sadece IŞİD’i vurun, bize silah, mühimmat ve insani yardım verin, yaralılarımızı tedavi edin ama bölgeye benden başka kimse girmesin” tutumu olduğunu düşünüyordu. Buna karşılık hem PYD’yi Barzani yönetiminden destek almaya, hem de Barzani yönetimini PYD’ye yardım etmeye teşvik ediyordu. Ancak PYD “bölgesine kimseyi ortak etmeme” adına buna sıcak bakmıyordu. Türkiye, dün bu konudaki diplomasisini ‘proje’ olarak açıkladı ve “Kuzey Irak ile Kobani arasında Türkiye topraklarından koridor açtığını” duyurdu.
Dört sorunun cevabı önemli:
1- Bu koridordan kimler geçecek?
Kimlerin geçeceği konusu Kuzey Irak’ta konuşlu bulunan TSK unsurlarının kontrolünde olacak. Kobani’ye gidecek Peşmerge sayısı ve kimlerden oluşacağının bilgisi Türkiye’de olacak.
PKK unsurları geçmeyecek.
Türkiye’den Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olanlar geçemeyecek.
2- Türkiye’nin bu kararı ABD’nin havadan silah yardımı ile koordineli mi, yoksa ABD’nin bu girişimine karşı bir hamle mi?
Sürecin ABD ile eşzamanlı olması, bir mutabakat dahilinde hareket edildiği şeklinde yorumlanabilir. Buna paralel olarak geçişlerin başlaması da an meselesi; başlamış bile olabilir.
3- Peşmerge hangi sıfatla Türkiye topraklarından geçecek?
Irak-Suriye tezkeresindeki ‘yabancı silahlı güçler’ ifadesi Peşmergeyi de kapsıyor. Zira tezkerede ‘devlet’ ifadesi kullanılmıyor.
4- PYD Peşmergeyi kabul edecek mi, geçişlere izin verecek mi?
PYD, kaygısının Suriye Kürtlerinin yaşam hakkı mı yoksa kendi alan hakimiyeti mi sorusuna cevap vereceği bir sınavla karşı karşıya. PYD’nin ‘Kobani Kantonu’ adını koyduğu bölgede ‘Eşbaşbakan’ ilan ettiği Enver Müslim, dün BBC’ye, “Bize Peşmergeden çok silah yardımı gerek. İhtiyaç olursa YPG ‘gelin’ der. İhtiyaç olmazsa Peşmerge kendi bölgesinde IŞİD’e karşı savaşsın, bize silah da göndersin. Savaşacak gençlerimiz var” diyerek sınava kötü başlama sinyali verdi.
Ancak PYD hem ABD ve uluslar arası koalisyon, hem Türkiye, hem de Barzani yönetiminin ortak girişimine karşı çıkacak güce sahip değil. Öte yandan, oluşturmaya çalıştığı meşruiyeti zedeleyecek bir samimiyetsizlik göstermekten de kaçınması bekleniyor.
Bu konuda Çavuşoğlu’nun, “PYD, aynen IŞİD gibi Suriye’nin belli bir bölgesini kontrol etme emellerini sürdürdükçe Türkiye’nin desteğini alamaz” sözleri ile ABD Dışişleri Bakanı John Kerry’nin “Türk yetkililerle konuştuk. Ben ve Başkan, bu adımın ABD’nin politikasında bir değişiklik anlamına gelmeyeceğini çok net bir şekilde belirttik. Bu krize anlık bir müdahaleydi” açıklaması yeterince açık iki uyarı.