Fenerbahçe, Lokomotiv Moskova karşısındaki futbolu ile olağanüstü beğeni kazandı. Bu maçın gerçek mimarı, futbolcularla birlikte Pereira’dır.
Sezon başındaki futbol anlayışını bana göre ilk kez Moskova karşısında gerçekleştirdi. Agresif futbol, rakibe pres, hücum ağırlıklı oyun şablonu ile kazanan Fenerbahçe, orta sahasını rakip sahada kullanarak, pozisyon üretip Josef ile de iki tane güzel gol atarak maçı kazanan oldu. Sezon başından bugüne kadar Josef’in rakip kaleye bu kadar yakın oynadığını ilk kez izledik. Attığı 2 golle Fenerbahçe’nin tur şansını artıran oldu.
Eğer bir takım savunması garanti futbol oynuyorsa, rakibine hücum şansı ve gol şansı vermiyorsa, o takımın gol yemesi mucizelere kalır. Fenerbahçe de Lokomotiv karşısında bu uygulamayı yaparak rakibine hiç şans tanımadı.
İki kenar beki Avrupa standartlarında güzeldi. Örneğin Gökhan Gönül hem savunma hem de hücum ağırlıklı performansı ile harikaydı. İlk golün asistini de ikinci golün asistini de iki kenar bekimiz sağlamış oldu. Fenerbahçe bu kadar güzel futbol sergilerken seyirci desteğini de arkasına aldı, Moskova’ya hiç şans vermedi. Fenerbahçe’de kaleci Volkan’ı beklerken Fabiano’yu izledik. Avrupa’da Fabiano oynayacak diye bir kural yok. Kim iyi ve formdaysa o oynar.
Gol yollarında beklentisi yüksek gözüken Van Persie’nin hala beklentilere cevap veremediğini görüyoruz. Maçın son bölümünde oyundan alınışına neden tepki koydu, anlamış değilim. Arkadaşım sen hiçbir şey yapmıyorsum. Üstüne üstlük burnundan kıl aldırmıyorsun! Suratından düşen bin parça. Saha içinde görev aldığın zaman takım arkadaşların goller atıyor sevincini bile göremiyoruz! Bu nasıl profesyonelliktir, nasıl takımdaşlıktır, onu da anlamıyorum.
Kısacası Fenerbahçe Avrupa Ligi’ndeki bu şansını umarım Moskova’da da tekrarlar.
Not: Moskova’ya gidecek Fener kafilesinin, gümrük memurları ve polisler tarafından psikolojik baskı kurularak aranacağını varsayıyor ve futbolcularımızın maç öncesindeki morallerini bozmak için Rus yetkilerin her şeyi yapacağını zannediyorum. Sakın oyuna gelmeyin.