Ben yazıya orta hakem saygıdeğer Kalkavan’ın penaltı kararıyla başlamak istiyorum. Regattin’e verilen penaltı yanlış hakem kararıydı. Verilmesi gereken karar sarı kart olmalıydı. Kaleci Volkan faul yaparak düşürmedi. Regattin ayağını çarparak düştü. Hakemi yanıltarak bu penaltıyı aldı diyelim. Ndiaye ile atılan penaltıyla Osmanlıspor 1-0 öne geçti. Ardından bir Fenerbahçe pozisyonunda Ozan kale dibinden gol kaçıran oldu. Volkan Demirel’in gole izin vermeyen kurtarışı da takdire değerdi.
İkinci yarı Ozan’ın yerine giren Van Persie kafa golüyle maçı eşitlerken, ligimizin namağlup görüntüsü veren Osmanlıspor karşısında Fenerbahçe beklenen düzeydeki agresif tempolu futboluyla başlamadı maça. Karşılıklı atılan goller her iki takımda da Avrupa maçlarının yorgunluk emaresiydi bence. Musa’nın bir frikik vuruşunda ise direkten dönen top, Osmanlıspor’un şanssızlığı, Fenerbahçe’nin de şansı oldu. Eğer Fenerbahçe Feyenoord karşısındaki agresif futbolu sergilemiş olsaydı çok daha fazla gol pozisyonu bulur, maçın skorunu da kendi lehine çevirebilirdi. En büyük ümitleri olan Volkan Şen, her ayağına aldığı topla kayıpları oynarken, Emerike ve Josef de bekleneni vermekten çok uzak kaldı.
Kısacası her iki takımın da ortaya koymuş olduğu futbol birbirlerine üstünlük sağlayamayacak görüntüler verdi. Maçın bana göre kırılma noktası Fenerbahçe kalecisi Volkan Demirel’in çok önemli kurtarışıydı. Orta sahadaki Ozan dün çok iyi bugün kötüyse onun gençliğine yakıştıramıyorum. Josef ile Fenerbahçe yastıklı futbol oynuyor. Kısacası Fenerbahçe aleyhine verilen penaltıyı, Melih Gökçek hakem olsaydı bence vermez sarı kartla değerlendirirdi.