Hamlet” iki yıl sürecek bir dünya turuna çıkıyor! Shakespeare oyunlarının en ünlüsü olan Hamlet, üstadın mirasını sürdüren Globe Tiyatrosu prodüksiyonuyla gezegendeki hemen her ülkeyi, yaklaşık 200 devleti kapsayan bir turneye hazırlanıyor.
Shakespeare’den bihaber bile olsa, ülkesi Norveç işgali tehlikesi altındayken babasını öldürüp annesiyle evlenen amcasından intikam almak isteyen, bu uğurda aşkını da ölüme sürükleyen Danimarka Prensi’nin öyküsünden etkilenmeyecek izleyici olabilir mi? Ya da birinci perdesinde Horatio ile Marcellus arasında geçen aşağıdaki diyaloğu “Bugün, burada sanki!” duygusuyla dinlemeyecek bir toplum var mıdır? “Horatio: Neye varacak bunların sonu? / Marcellus: Çürümüş bir şey var Danimarka Krallığı’nda. / Horatio: Tanrı ne yapacaksa yapacak. / Marcellus: Elbet, ama biz yine bırakmayalım peşini”.
Hele babasının hayaletinin görünüp intikamını almasını istediği Hamlet’in amcasının suçluluğunu kanıtlamak amacıyla oyun içinde oyun sahnelemesi! “Tiyatroyu bir kapan gibi koyup önüne / Kralın vicdanını kıstıracağım içine” der, Hamlet.
***
The Globe’un sanat yönetmeni Dominic Dromgoole’un BBC’ye yaptığı açıklamaya göre bu ünlü trajedinin gelecek Nisan ayında William Shakespeare’in 450. doğum yılında başlayacak olan dünya turu 2016 yılı 23 Nisan tarihinde sona erecek.
Globe Tiyatrosu’nun 2011 yılından bu yana birçok ülkede sahnelenen Hamlet’i iki buçuk saate ve 12 kişilik bir kadroya sığdırılmış bir prodüksiyon. Dromgoole, turnenin tamamının aynı oyuncularla gerçekleştirilmesini de amaçlıyor. Bir oyuncunun hayatının iki yılını yollarda geçirmesi zor ama bir o kadar da heyecan verici olsa gerek. Dromgoole’a göre Hamlet’in geçtiği özgün yer olan Elsinore Şatosu ile Tuvalu Adası’nda sergilenen aynı temsil olmayacak... Mekandan çok izleyici açısından! Dromgoole “Bu prodüksiyonun her tür mekana uyum sağlayabileceğini biliyoruz zaten - ister ışıl ışıl şamdanlarıyla karizmatik bir ulusal tiyatro olsun ister pazar kurulan bir meydan. Hatta bir tarla” diyor.
Dromgoole, BBC’ye “Hamlet”i tereddütsüz seçtiğini söylüyor: “Hamlet olağanüstü zengin ve çeşitlilik içeren bir oyun. Hem kışkırtır hem meydan okur, hem yatıştırır hem esin verir... Ve herkesin sandığından daha eğlencelidir”. Bu kısmından pek emin değilim ama Hamlet’in en ünlü tiradının evrenselliğinden ve ölümsüzlüğünden hiç kuşkum yok!
“Olmak ya da olmamak, işte bütün mesele bu! / Düşüncemizin katlanması mı güzel / Zalim kaderin yumruklarına, oklarına /
Yoksa diretip bela denizlerine karşı / Dur, yeter! Demesi mi?/
Ölmek, uyumak sadece! / Düşünün ki uyumakla yalnız / Bitebilir bütün acıları yüreğin / Çektiği bütün kahırlar insanoğlunun. /
Uyumak, ama düş görebilirsin uykuda, o kötü! / Çünkü ölüm uykularında / Sıyrıldığımız zaman yaşamak kaygısından /
Ne düşler görebilir insan, düşünmeli bunu. / Bu düşüncedir uzun yaşamayı cehennem eden. / Kim dayanabilir zamanın kırbacına? /
Zorbanın kahrına, gururunun çiğnenmesine / Sevgisinin kepaze edilmesine / Kanunların bu kadar yavaş / Yüzsüzlüğün bu kadar çabuk yürümesine / Kötülere kul olmasına iyi insanın / Bir bıçak saplayıp göğsüne kurtulmak varken? / Kim ister bütün bunlara katlanmak / Ağır bir hayatın altında inleyip terlemek /
Ölümden sonraki bir şeyden korkmasa / O kimsenin gidip de dönmediği bilinmez dünya / Ürkütmese yüreğini? /
Bilmediğimiz belalara atılmaktansa / Çektiklerine razı etmese insanı? / Bilinç böyle korkak ediyor hepimizi: / Düşüncenin soluk ışığı bulandırıyor / Yürekten gelenin doğal rengini. / Ve nice büyük, yiğitçe atılışlar / Yollarını değiştirip bu yüzden. / Bir iş, bir eylem olma gücünü yitiriyorlar. (MEB Yayınları, çev: Orhan Burian)