2015 yılı, Avrupa cephesine ağır bulaşıcı bir hastalıkla geldi: PEGIDA (Patriotische Europäer Gegen die Islamisierung des Abendlandes). İngilizcesiyle “Patriotic Europeans Against the Islamization of the Occident”... Türkçesiyle “Batı’nın İslamizasyonuna Karşı Yurtsever Avrupalılar” hareketi... Uzun lafın kısası Nazizm’in güncellenmiş versiyonu...
PEGIDA deyip geçmemeli... Stern dergisi için Forsa adlı araştırma kuruluşunun yaptığı kamuoyu yoklamasına göre Almanların yüzde 13’ü Müslümanlara düşmanca duygular besliyor. Alman nüfusunun yüzde 29’u da bu gösterileri haklı görüyor. Almanya’nın üçte ikisi ise bu tezin abartılı olduğu düşüncesinde. Büyüme ve yayılma potansiyeli olan bir hastalığa yakalandı Almanya. Üstelik tedavi edilmiş olsa da tam anlamıyla yok edilmemiş olan bir Nazizm virüsü de var geçmişinde.
İsveç’te birbiri ardına yaşanan cami saldırıları, Fransa’da Müslümanlara yönelik saldırılar, bu virüsün lokal kalmayacağının kanıtı gibi.
Alman Başbakan Angela Merkel “Biz Halkız” pankartının arkasında yapılan PEGIDA eylemlerine katılmama çağrısı yaptı ve uyarılarda bulundu. Ancak ok yaydan çıktı bir kez...
2014’te yapılan Avrupa Parlamentosu seçimlerinde eğilim tablosu son derece netti. Avrupa Birliği karşıtı ve aşırı sağcı partiler yükseliş grafiği çizmişlerdi. Avrupa ülkelerinde artan yabancı düşmanlığı ve İslamofobi’yi, 2014 seçim sonuçlarından ayırmak mümkün değil. Bugünkü saldırıların şifreleri 2014 seçimlerinde bulunabilir.
2015 yılı Avrupa’ya işte bu kadar endişe verici bir tabloda geldi.
2015 ve Avrupa seçimleri
2014’te yapılan Avrupa Parlamentosu seçimlerinin ardından Avrupa ülkelerinde de 2015 yılında kritik seçimler söz konusu olacak. İlk olarak ekonomik krizin sarstığı Yunanistan’da Ocak ayı sonunda erken seçimler yapılacak.
Mayıs ayında İngiltere’de seçimler var. Başbakan David Cameron, seçilmesi durumunda referandumla AB üyeliğini tartışmaya açacak. Türkiye’nin AB üyeliğine karşı çıkan UKIP’in, 2015 yılında İngiltere’de desteğini daha da artırması bekleniyor “Irkçı ve aşırı sağcı bir parti” olduğu eleştirilerine karşı çıkan UKIP’in, genel seçimde parlamentodaki milletvekili sayısını artırmasına kesin gözüyle bakılıyor
Rusya ve AB dendiği zaman kilit bir noktada duran bir AB ülkesi olan Polonya’da da Ekim ayında seçimler var.
Ve Aralık ayında da İspanya sandık başına gidecek.
Ekonomik krizin sarstığı iki AB ülkesi olan İspanya ve Yunanistan ile AB üyeliğinin sorgulandığı İngiltere’deki seçim süreçleri birliğin kimyasını etkileme potansiyeli taşıyor.
Avrupa Birliği ülkeleri ve Avrupa toplumu, yabancı düşmanlığı virüsünün hızla yayıldığı bir metabolizma ve birliğin varlık nedeninin sorgulandığı bir ortamda karşılıyor 2015’i.