Bizdeki kopyalar, aslî nüshalardan daha güçlü çıktı..
‘1 Mayıs’ gösterileri’nde bazı mâlum kuruluşlar, virüs salgını dolayısiyle uygulanan ‘sokağa çıkma yasağı’nı da delip, Taksim Meydanı’nda karışıklık çıkarmak istediler. (Şimdi tutuklu olan bir eski lider- siyasetçi, (S. D.), 3-4 sene öncelerde ‘Kâbe, müslümanlar için ne ise, Taksim’in de kendileri için aynı olduğu’ gibi bir tuhaf cümle bile kurabilmişti.)
Halbuki, bu gösteriler, bu yıl, virüs salgını dolayısıyle Moskova’da bile yapılmamış..
Müteveffâ Aziz Nesin’in, N. Hikmet 1963’te öldüğünde, hemen, Sofya üzerinden Moskova’ya gittiklerini yazarken dile getirdikleri ilginçti. Çünkü, Sovyet sisteminin komünist yetkilileri, Nesin ve arkadaşlarına, ‘Nereye gömülmesini istersiniz?’ diye sorunca, anlamamışlar. ‘Yani, nereye ne demek?’ diye sorduklarında anlaşılmış, konu.. Meğer, ‘Hristiyan mezarlığına mı, Müslüman mezarlığına mı?’ diye soruyorlarmış.. Aziz Nesin, ‘Şaşırdık; meğer biz Türkiye’dekiler, komunizmin bu öncülerinden de komunistmişiz..’ diye yazmıştı.
****CHP Başkanı Kılıçdaroğlu, bir grup ‘İmam-Hatibliler’e nasihatte bulunuş, ‘İslâm’ın ilk dönemindeki gibi bir değişimi yaşatmalısınız!’ gibi güzel sözler söylemiş..
Temenni ederim ki, samimî olsun. Ama, resmî ideolojinin, milletin inancıyla savaşı esas alan dayatma ilkelerine sığınarak, -‘cinsî sapıklıklara karşı İslâm’ın hükümlerini’ hatırlatan - Diyanet İşl. Başkanı’na, ‘Sesi uzak çağlardan gelen şahıs..’ diye saldıran Ankara Barosu Başkanı ve onun destekçilerine destek verenlerin samimiyetine inanacak safdil çıkar mı?
****Bazı okuyucular ve bu arada, özellikle R. Garaudy’den yaptığı tercümeleriyle tanıdığımız Cemâl Aydın bey, ‘cinsî sapıklıklar’ın bir kısmı için, Diyanet İşl. Başkanı Erbaş’ın ‘Lûtî’ deyimini kullanmasının, Hz. Lût Peygamber’i çağrıştırması hasebiyle yerinde olmadığını belirtiyorlar. Şahsen de, sırf Müslümanların kültüründe yerleştiği için, istemeyerek kullanıyorum.
****Bir okuyucum, 1 Mayıs tarihli ve ‘Afyon Savaşı’ndan ‘Virüs Savaşı’na..’ başlıklı yazımda yanlışlar keşfetmiş.. Çin- Amerika arasındaki gerilimde, ‘Bizim gâvurumuz olduğu için’, Trump’ın yanında yer almalı’ymışız. Çünkü, ‘Ehl-i Kitâb’ imiş, vs.. Ayrıca, o yazımda ‘Mao güzellemesi’ yaptığımı da iddia etmiş.. Mao 1976’da öldüğünde, '1 milyardan fazla insana tanrılık taslayan bir Ataput’un ölümü..' diye yazmıştım, Millî Gazete’de.. Ona bakış açım bugün de değişmedi. Onun, devrim yapmasını sağlayan sosyal şartlara işaret, 'güzelleme' midir?
Bu okuyucuya derim ki, ‘Yahudi ve Hristiyanları, ateistlere nisbetle, elbette daha yakın bulurum.. Çünkü özü itibariyle 'vahy-i ilâhî'ye dayanan aslî kitablarına göre ibadet ediyorlar. Ama, bir Trump veya Netenyahu'yu ateistlerden daha tercihe şayan bulmam. Bunlar, zamâne firavunlarıdır.
160-170 yıl önceki o ‘beyaz barbarlık saldırısı’nı hatırlatmak, Ehl-i Kitâb’a karşı çıkmak mıdır? Kur’an-ı Kerîm, ‘mustaz’af’lardan söz ediyor.. Mustaz’af, tembelliği yüzünden zayıf olan insan değil, ‘hakları gasbedildiği için, zayıflatılmış kimse ve toplum’demektir. Mazlûm ve Mustaz’afların dinine bakılmaz; Müslüman’a düşen vazife, Allah’ın zulüm gören kullarının tarafında olmaktır.
Bu okuyucuya göre ayrıca, Dünya Sağlık Teşkilatı Trump'ı yanıltmış.. Tamam, Çin kapalı bir toplum.. İyi gözlem yapılamamış olabilir. Bu doğru da; Trump'ın eski Ulusal Güvenlik Başdanışmanı John Bolton'ın kitabının piyasaya verilmesi Amerikan kanunlarına göre engellenmedi mi?
***NOT: (Ağabeyimin oğlu, 45 yaşındaki) yeğenim, Samsun- Canik Belediyesi memurlarından Mehmed Eş’in bir yıla yakın zamandır mübtelâ olduğu lösemi/ kan kanserinden dolayı, 26 Nisan günü Gebze’deki bir hastahanede dünyaya vedâ etmesi münasebetiyle, telefon veya mesajla başsağlığı dileklerini bildiren bütün dostlara, ailemiz adına teşekkür ediyorum.