İçinde bulunduğumuz dünyanın paylaşım süreci, tüm küresel ve bölgesel aktör devletler için sancılı ve mücadele içeriklidir.
Türkiye mücadele cephesinde kritik coğrafyayı temsil ediyor.
Başkan Erdoğan'ın 30 Ağustos Zafer Bayramı günündeki konuşması esasında dünyaya mesaj içerikliydi.
Aslında, bu mesaj Türkiye Cumhuriyeti Devletinin hedeflerinin çerçevesini açıkça ilan niteliğindeydi.
Derinlemesine baktığımızda; aslında küresel yeni dizayn dayatmasının altında yatan gayeyi görebiliyoruz.
Gazze'deki insanlık suçu tutumuyla meydan okuyan İsrail'in, Siyonizm temsilcisi savaş hükumetine yüksekten dur diyen Ankara'nın siyaset anlayışını iyi anlamak şarttır.
Yalnız, iyi anladığımızda Ankara'nın nasıl bir yol belirlediğini görmüş oluruz.
Ankara küresel yenidünya şartlarına tüm yönleri ile kendini hazırlamış durumda.
Bölgesindeki tüm yeni zoraki dayatmalara ister "savaş" ister "barış" modeli üzerinden baktığını görebiliyoruz.
Başkan Erdoğan ve kurmaylarının çalışma hinterlandına baktığımızda, içerik ve hedefleri anlamak zor değil.
Peki, biz bu çalışmaları doğru anlıyor ve anlatabiliyor muyuz?
Peki, gerçekten bu meşakkatli dönemde devletimizin nasıl bir yol haritası üzerinden hedefine varmak için çabaladığını anlıyor muyuz?
Kızıl Elma!
Türkiye yeni yüzyıl hikâyesi için geniş perspektif yol belirlediğini her fırsatta göstermektedir.
Tarihin her döneminde "Kızıl Elma" hikâyeleri üzerinden siyaset inşa etme kabiliyetimiz dillere destandır hiç kuşkusuz.
Ama engeller, ihanetler, 5. kol faaliyetleri de, her zaman önümüze dikilen duvarlar olduğu da acı gerçeklerimizdir.
Başkan Erdoğan yine hedeflerimize bahsederken "Kızıl Elma"mızdan bahsetti.
Bu kadar savaş zinciri sürecinde Türkiye kendi menziline varmak için hangi yolları deneyecek?
Türkiye'yi bölmek ve bölgesinde etkisizleştirme gayretinde olunursa buna karşı sonuna kadar direnecek ve mücadelesi sonuçsuz kalmayacak!
Akdeniz'de hükmünün geçmesine engel olanlara karşı duracak ve kazanacak!
Afrika, Asya, Orta Doğu'daki varlığına karşı engel olunduğu bir gerçektir.
Lakin engel olanlara karşı savaşma azminden hiç vazgeçmediği de bir gerçektir.
Türkiye kendi "Kızıl Elma"sı uğruna yolundan vazgeçmeyecek kadar azimli ve bunun için aklını sonuna kadar kullanacak kadar da ısrarlıdır.
Bu süreç Türkiye'yi yeni müttefik ve ortaklar ile yan yana getirmektedir.
Yenidünya sancılı, kanlı yol ile kuruluyor. Bedel ödeniyor.
Türkiye bu süreci en az kayıplarla bitirmenin ve parantezini bize ait olan, çoğu ulvi konuları içerisine alarak kapatmak istiyor.
Türkiye Kızıl Elması için zorlukları göğüslüyor. Toplum olarak bunun ne anlama geldiğini idrak etmek zorundayız.