Gece Planı bir eko-terörizm eylemine ve ertesine odaklı bir gerilim filmi... Boşluğu, sessizliği, doğa manzaralarını ustalıkla kullanan, insanlar arasındaki ilişkiyi söze dökmeden tarif edebilen yönetmen Kelly Reichardt için bir stil araştırması gibi.
Amerikan bağımsız sinemasının tanınan isimlerinden Kelly Reichardt bende hep erkek bir yönetmen hissi bırakır. Genel olarak sinema dilini beğenmekle birlikte Old Joy dışındaki filmlerini pek sevemedim. Üslup sahibi kuşkusuz ama filmlerinde ya bir şeyler eksik ya bir şeyler fazla geliyor bana. Gece Planı’nda da ünlü oyuncularla janr filminde çalışmak Reichardt’a yaramamış. Üslubu yerli yerinde ama öykü açısından hiç kıvılcım yok...
OLD JOY’A GÖNDERME
Arthur Penn’in 1975 tarihli ünlü filmiyle aynı adı taşıyan ama ona açık bir gönderme yapmayan Gece Planı bir eko-terörizm eylemine ve ertesine odaklı bir gerilim filmi. 112 dakikalık filmin ilk yarısında Josh ve Dena adlı iki radikal aktivistin eski bir deniz piyadesi olan Harmon ile birlikte bir barajı havaya uçurma planını hazırlık evresini izliyoruz. İkinci yarısında ise film Josh’ın eylem sonrası ruh halinde ve gündelik hayatında meydana gelen değişikliklere odaklanıyor.
Reichardt ve sürekli işbirliği yaptığı senaristi Jonathan Raymond, hiçbirine sempati duymamamızı sağladıkları üç sevimsiz ve soğuk karakter çıkarıyor karşımıza. Davalarına hak vermemizi önlemek için olsa gerek, genel çevre duyarlılığı dışında somut bir gerekçe de sunmuyorlar.Onları sevmiyor ve samimiyetlerine inanmıyoruz. Tek bildiğimiz Oregon’daki bir barajın somonların geçişine engel olduğu... Bir organik tarım işletmesinde çalışan Josh’ın deyişiyle “Biz her gün ipad’imizi kullanalım diye somonları öldürdüğü”. Bir belgesel gösteriminden sonraki söyleşide Dena, film yapmak gibi pasifist eylemlerin etkisizliğine değiniyor. Old Joy’a gönderme yapan bir spa işletiyor Dena. Nihilist bir noktaya varıp okulu terk eden zengin kızı etkili bir eylem finanse ederek fark yaratma derdinde. Adı Night Moves olan tekneyi 10 bin dolar bastırıp satın alıyor. Sabıkalı Harmon ise kendine bir kahraman ve lider rolü biçme peşindeymiş gibi... Amonyum nitratlı gübreden patlayıcı imal etmeyi o biliyor...
Reichardt, ikinci yarıda sadece Josh’a odaklanıyor. Film ilk yarısındaki en başarılı yanı Josh’ın Dena’yı Harmon’dan kıskanması ve ayrıntıymış gibi görünen bu durumun filmin finaline doğrudan bağlanması. Eylem planlarken soğukkanlı ve cesur görünen Dena, beklenmedik bir olayın ardından duygusal çöküntüye uğrayınca Josh da kontrolünü kaybetmeye başlıyor... Bu süreçte Dena iki kez ekrana gelirken, Harmon telefondaki sese indirgeniyor. Bütün olay örgüsü sanki Josh’ın psikolojik durumuna hizmet etmek için yaratılmış.Oysa ilk yarıda planladıkları saldırıyı gerçekleştirme aşamalarını, önlerine çıkan engelleri aşmalarını, kuşkularını ve çekincelerini dengeli biçimde ve gerilimi tırmandırarak anlatabiliyor Reichardt. Ama finalde, konusundaki radikalizmle üslubu çelişince ve politik arkaplandan tamamen uzaklaşıp Gece Planı’nı bir janr kalıbına dökünce kekremsi bir tat bırakıyor...
BELLEKTE İZ BIRAKIYOR
Reichardt gibi boşluğu, sessizliği, dinginliği, doğa manzaralarını ustalıkla kullanan, insanlar arasındaki ilişkiyi eyleme ve söze dökmeden tarif edebilen bir yönetmen için stil alıştırmasından öteye geçmeyen bir film olarak kalıyor Gece Planı. Baraj gölünde su basmış ormanlık arazideki kurumuş ağaç gövdeleri birer ceset ya da mezartaşı gibi dikilirken yanından geçip gitmeleri tüyler ürpertici bir sahne olarak bellekte iz bırakıyor, o kadar.
FİLMİN KÜNYESİ
Orijinal adı: Night Moves
Yönetmen: Kelly Reichardt
Senaryo: Jonathan Raymond, Kelly Reichardt
Görüntü: Christopher Blauvelt Müzik: Jeff Grace
Oyuncular: Jesse Eisenberg, Dakota Fanning, Peter Sarsgaard, Lew Temple, Alia Shawkat