Paşinyan, Temmuz 2020'de Bakü-Tiflis-Ceyhan boru hattının ve Bakü-Tiflis-Kars demiryolunun geçtiği stratejik nitelikteki Tovuz'a saldırdı. Tovuz ve Gence Hazar-Karadeniz güzergahındaydı. Bu saldırıyla Paşinyan şu mesajı veriyordu: Mevcut enerji trafiğinden mahrum kaldım beni de dahil edin.
Paşinyan, seleflerinin işgal ve gözyaşına sebep olan büyük hatalarının bedelini ödemek için cesaret gösterdi. Bu yazı bir Paşinyan güzellemesi değil elbette. Ancak reel politiği okuyan ve ülkesinin geleceğini düşünen bir liderin 30 yılı aşan bir işgalden kurtulma gayretini içeriyor.
Erivan'a itaat etmeyen Karabağ'daki kontrolsüz yapının uzun yıllar Fransa ve ABD'deki Ermeni diasporasının etkisinde kaldığını biliyoruz. Paşinyan ise Azerbaycan-Gürcistan-Türkiye üçgeninde sıkışmış bir Ermenistan'ın sefalete makus talihini yenmeye çalışıyor. Ermenistan'ı küresel sisteme katmak, halkının sefaletine son vermek bir siyasetçinin en tabii arzusu.
Erivan yönetimi, Karabağ kamburundan kurtulmak ve dünya sistemine dahil olmak için işgal ettiği topraklardan kurtulmak zorundaydı. Çünkü 1990'ların dünyası değişmiş ve o gün işgal motivasyonuna destek veren Batılı güçler bugün Ermenistan'ın fakirliği karşısında oldukça duyarsızdı.
Karabağ'da yaşanan son gelişmeler Paşinyan'ın açıklamalarıyla dikkatleri çekti. Parlamentoda yaptığı konuşmada barış için toprak vermeye razı olduğunu dile getirdi: Anlaşmanın sonucunda Ermenistan'da barış ve güvenlik olacak. Başıma ne geleceği umurumda değil, ben Ermenistan'ı önemsiyorum."
Karabağ Zaferi, Türk Kuşağı için de yeni bir dönemeç. Türkiye-Azerbaycan ilişkilerinde karşılıklı bağımlılığı, işbirliğini pekiştiren Zengezor koridorunu aktif kılacak gelişmeler Türk Devletler Teşkilatı'nın motivasyonunu artırdı. Hazar koridoru ve Türkistan içleri hayal olmaktan çıkmaya başladı.
Karabağ, küresel bağlamda da önemli sonuçlar doğurdu. Karabağ, Ukrayna'nın Kırım'ı topraklarına katması için emsal teşkil etti.
Dün Karabağ'ın işgalini destekleyen Moskova bugün Erivan'dan gelen telefonlara cevap vermiyor. Hocalı katliamına destek veren Moskova'nın tavrı bölgede nelerin değiştiğini gösteriyor. Bütün başkentler Erdoğan'ın güçlü liderliğinin Azerbaycan'a verdiği sınırsız desteğin farkında.
Evet, maalesef barış masada istediğiniz gibi gerçekleşmiyor. Devletleri ve hükümetleri barışa zorlayan muharebe gerçeğidir. Gitgide geriye çekilen Ermenistan'ın bu çekilmelerde sanki atış yapmaktan ve yer yer saldırmaktan başka çaresi yok. Şehitlerimiz var, ocaklara ateş düşüyor Can Azerbaycan'da. Kardeş Azerbaycan halkı ise tek yumruk Aliyev'in etrafında birleşerek topraklarını yeniden kazanmanın bedelini ödüyor.
Zaten vatan dediğimiz yer kan ve gözyaşıyla sulanmış toprak değil mi?