Böyle dedi TBMM Başkanı Prof. Mustafa Şentop. 'Üniter yapılarda ve cumhuriyetlerde parlamenter sistem işlememiştir.' tespiti de Başkan Şentop'a ait.
Türk Parlamenterler Birliği İstanbul Şubesi'nin aylık konferans serisinin ilki dün saat 11.00'de Göztepe'deki Filizi Köşk'te TBMM Başkanı Mustafa Şentop'un 'Anayasalar ve Siyaset' konulu konferansıyla başladı.
Yaşanan sistem tartışmasının bir anayasa tartışması olduğunu ve bu tartışmayı faydalı bulduğunu söyleyen Başkan Şentop, anayasa tartışmalarının siyasi kaliteyi artıracağını, farkındalık oluşturacağını ve tartışmaların doğru yere oturtulacağına işaret etti.
Devletleri Fransa gibi yazılı anayasası bulunan ve İngiltere gibi yazılı anayasası bulunmayan devletler olarak ikiye ayıran Şentop, önemli olan anayasanın yazılı olması değil tıpkı İngiltere'de olduğu gibi anayasal düzenin bulunması gerektiğine vurgu yaptı.
Anayasanın temelde devletin kurumsal teşkilatını belirleyen metin olduğunu ifade eden Başkan Şentop, 'Devlet düzenini belirleyen ama temel hakların yer almadığı metinler anayasadır fakat devlet düzenini belirlemeyen metinler anayasa değildir.' diyerek anayasaların devleti hukukla buluşturan metinler olduğuna dikkat çekti.
1945'ten sonra yani 2. Dünya Savaşı'ndan sonra galip devletlerin mağlup devletlere anayasa dikte ettiğini Almanya, Fransa, İtalya ve Japonya örnekleriyle anlattıktan sonra sözü Türkiye'ye getirdi ve 1876'dan bu yana yapılan anayasa çalışmalarını ilginç anekdotlarla izah etti.
Türkiye'deki anayasaların da bir vesayet sistemi oluşturduğunu, seçilmiş hükümetlerin yürütmede karşılaştığı zorlukları sürücü otomobili misaliyle anlattı.
Hani sürücü ehliyeti almak isteyenlere çift kumandalı araçlarla şoförlük öğretilir ya aynen öyle. Direksiyon sürücünün elindedir ama sağda oturan öğretici de istediği zaman araca komuta edebilir. Aracı her ne kadar şoför koltuğunda oturan kullansa da asıl kumanda sağdakindedir.
Sürücünün değil sağdakinin dediği olur!
Buradan hareketle siyasilerin başkanlık sistemini arzuladığını, ilk kez Milli Nizam Partisi'nin başkanlık sistemini savunduğunu ve Demirel'in, 'Bu anayasayla devlet yönetilmez.' sözünü hatırlattıktan sonra 1982'de yayınlanan Forum dergisinin sistem değerlendirmelerine ve 1988 yılında kendisinin yayın yönetmenliği yaptığı Teklif dergisine gönderme yaparak başkanlık sistemi tartışmasının yeni başlamadığını hatırlattı.
2. Dünya Savaşı'ndan sonra yapılan anayasaların siyasete alternatif olarak düzenlendiğini; parlamenter sistemlerin, üniter yapılı ülkelerde ve cumhuriyetlerde sağlıklı bir şekilde işlemediğini Fransa üzerinde durarak anlattı.
Ve 'Parlamenter sistem monarşilerin sistemidir!' diyerek manşeti attı.
Cumhuriyetler ve üniter yapılı ülkeler için en sağlıklı sistemin başkanlık sistemi olduğunu ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemini önceki sistemle mukayese ederek anlattı.
Bir buçuk saat süren konferans verimliydi. Ancak sıra mevcut sistemi anlatmaya gelince sisteme muhalif arkadaşların pek de hoşuna gitmedi.
Özetle, Başkan Şentop'un konuşması doyurucu ve ikna ediciydi.
Bugünlerde Millet İttifakı'nın güçlendirilmiş parlamenter sistem çalışmaları gündemi meşgul ediyor.
Oysa Başkan Şentop'un anlattıkları kamuoyuna tam olarak yansımış olsa Millet İttifakı'nın parlamenter sistem çalışmasının ne kadar gereksiz olduğu anlaşılacak ama...