Paris'te Noel öncesi olup bitenler Kürt kamuoyunda bir tartışma başlattı. Olaylar esnasında sosyal medya kanallarındaki canlı yayınlardan ilk tepkileri dinleme fırsatım oldu. Avrupa'nın farklı ülkelerine sığınan ve siyasi mülteci statüsü alanlar Fransa'da neler olup bittiğini anlamak için açık medya aracılığıyla konuyu tartışmaya açmışlardı.
Son yıllarda Avrupa'da yükselen yabancı düşmanlığı ciddi boyutlara ulaştı. Kıta Avrupasında göç ve ekonomik kriz yabancı karşıtlığını besliyor.
Paris'te hapisten çıkan 69 yaşındaki emekli makinist William M. sokağa geldi. Elinde 1911 Amerikan yapımı bir silah ve 4 şarjör mermisi var. Ahmet Kaya Kürt Kültür Merkezi'nin önünde duran 3 kişiyi art arda öldürüyor. Üç kişiyi de yaralıyor. Ardından sokaktaki berber dükkanına giriyor ve orada da birkaç el ateş ediyor. Berber dükkanındaki kalabalık tarafından etkisiz hale getiriliyor.
Fransa'da yükselen ırkçılığı ve saldırıyı kabul etmemiz mümkün değil. Ancak ölen iki kişinin kimlikleri sebebiyle olay, PKK çevrelerinde bir paranoya etkisi yarattı.
Evin Goyi (Emine Kara) KCK Yürütme Konseyi üyesiydi. 1999 yılında bel fıtığı sebebiyle geri plana çekilmiş ve Fransa'ya gönderilmişti. Irkçı bir Fransızın kurşunlarıyla öldürüldükten sonra sosyal medyada yüceltilerek Suriye'de YPG saflarında DEAŞ'a karşı savaştığı iddia edildi. Diğer ölen Şirin Aydın (Mir Perver) şarkıcıydı. Üçüncü kişi Abdurrahman Kızıl, örgüt geçmişi olmadığı için neredeyse hiç konuşulmadı.
Irkçı saldırıyı MİT'e fatura etmeye çalışan PKK çevreleri, saldırganın görüntüleri ve ırkçı geçmişi karşısında şoke oldular. Fransız hükûmetinin bugüne dek örgüte destek olduğunu (Suriye'de YPG'ye katkılarını kastederek) sokaktaki vandalizmin çıkarlarına zarar vereceğini dile getirenler olsa da sokaktaki yaygın eğilim şiddeti ve polise karşı saldırmayı tercih etti.
PKK taraftarları Paris'in göbeğinde beyaz bir aracın içinde bozkurt işareti yapan tahrikçi gördüklerini iddia edecek kadar "paylaşılmış hezeyan" içindeler. Geçmişin (beyaz Toros) travmasından kurtulmaları ve Avrupa'da yükselen ırkçılığın bütün "esmerleri" kapsadığını kabullenmeleri gerekiyor. Türkiye karşıtı tutumlarının kendilerini asla "beyaz" yapmayacağını anlamaları ise sanırım zaman alacak.
Oysa Türk istihbaratının bu yöntemleri kullanmadığını bilen tecrübeli makul sesler de var aralarında. Türk devletinin yargı kararları doğrultusunda Avrupa polisiyle diyalogda olduğu ve iade talep ettiği biliniyor. Avrupa'daki Kürtlere dönük geçmişte İran'ın hamle yaptığı ve birçok suikaste imza attığı da biliniyor.
Fransız ve Alman istihbaratlarının geçmişte rekabet içinde ellerine yüzlerine bulaştırdığı operasyonlar vardı. Ancak bu ensest ilişkide Türk devletinin olmadığı gün gibi ortadaydı.
Sezai Temelli'den "Paris'i Yakın" Talimatı
Noel öncesi Paris sokakları ateşe verildi. HDP Eş Genel Başkanlığı ve 2 dönem Van milletvekilliği yapan Sezai Temelli, Fransızca ve Kürtçe bir tweet attı. Paylaşımında "Paris Yanıyor! Bırakın Yansın!" diyerek talimat veren Temelli tartışmayı alevlendirdi.
Sokaktaki vandalizme karşı çıkan bazı kalemler "Avrupalılar bu görüntüleri görmek istemiyor. Burası Diyarbakır Özlem 2000 lokantasının önü değil" diye paylaşımlar yaptılar.
Paris'te yaşanan saldırının bütün görüntüleri ve saldırganın ırkçı geçmişi ortada olmasına rağmen KCK yaptığı açıklamada faturayı Türkiye'ye çıkardı. Amacı Kürt yurttaşları Türk devletine karşı düşmanlaştırmak olan KCK, içinde bulunduğu açmazda paranoyayı körükleyen bir pozisyon aldı.
Paris'te yaşanan olaylar neticesinde PKK yandaşlarının DEAŞ'a karşı özgürlük savaşçısından öfkeli vandallara evrilmesi Avrupa'da enteresan sonuçlar verecektir.
Fransız Lafarge'ın DEAŞ ve YPG ilişkisi
Suriye'de Fransız Lafarge firmasının DEAŞ'a verdiği destekler ortaya çıkmıştı. Yani aslında hem PKK/YPG'ye hem de DEAŞ'a destek veren iki Fransa vardı işin içinde. Türk makamlarının deşifre ettiği bu ilişkiler ağı dünya medyasında manşetlere konu olmuştu.
Fransız hazır beton şirketi Lafarge tesisin çalışması için 2013 ve 2014'te DEAŞ'a yaptığı aylık 20 bin Euro ödemeyle gündeme geldi. O dönem Suriye'nin petrol kaynaklarını elinde tutan terör örgütünden tesiste kullanılmak üzere petrol satın almıştı. Bunlara ek olarak üretilen ürünün alıcılarının DEAŞ ve YPG gibi terör örgütleri olması tepkiyle karşılanmıştı.
Fransa, Suriye'de Esad/YPG/DEAŞ üçgeninde varlık mücadelesi vermişti. Fransız makamları Beşşar Esad'ın amcası Rıfat Esad'ı yargılarken onu Şam'a karşı bir koz olarak kullanmıştı. Paris'te 2015 yılında DEAŞ saldırılarıyla yüzlerce sivil Fransız ölmüştü. Paris sokakları şimdi de PKK taraftarlarının vandalizmi ile karşı karşıya. Peki Fransız halkı olup bitenler karşısında hep Fransız mı kalacak? Bizim ne işimiz var Suriye'de diyecekler mi?
Uluslararası Terörizme Karşı Türkiye
Türkiye uluslararası terörizmle en fazla mücadele eden ülke. DEAŞ, PKK, YPG, FETÖ gibi örgütler arasında ayrım yapmadan hepsini sınırlarından uzaklaştırma kabiliyetine sahip. Üstelik Erdoğan, NATO zirvesinde İsveç, Finlandiya gibi ülkeleri bu meselede sıkıştırdı. Terörün er geç destekleyenlere zarar vereceğini BM'de defaatle dile getirdi.
Avrupa ülkeleri terör örgütlerine karşı artık eskisi kadar tolerans göstermeyecek. Avrupa'da iltica sırasında bekleyen birçok örgüt üyesi var. Çünkü Türkiye terörle çok boyutlu mücadele ediyor. Teröre karşı evlatlarını koruyan anneleri hafife alanlar yanılıyorlar. Berlin'de yaşayan Maide Anne, kızı Nilüfer'i almak için Berlin'de Başbakanlık binasının önünde oturmuştu.
Avrupa siyaseti her ne kadar iki yüzlü davransa da Türkiye'nin jeopolitik gücünü görmeyecek kadar kör değil. Yakın gelecekte de uluslararası terörizme karşı iş birliği için Ankara'ya yaklaşacak.