Şu ana dek taraf değiştiren en yüksek rütbeli kişi Suriye Başbakanı Riyad Hicab, dün Başkan Beşar Esad’ı terk etti ve ülkedeki isyancılara en yüksek ücreti ödeyen destekçiye, petrol ülkesi Katar’a yöneldi.
Neredeyse kötümser olduğu kadar kanlı da olan acımasız savaşta, Hicab’ın ayrılması rejime oldukça simgesel bir darbe vurmuş olsa da Başkan için ciddi bir yenilgi sayılmaz.
Ondan önce sürgüne gitmiş general ve diplomatlar gibi Başbakan da Sünni Müslüman’dı ve Beşar Baas partisine ve hükümetteki Alevi azınlığa güveniyor. Hala sadakatle arkasındalar.
Hicab “katliamdan ve terörist rejimden kaçtığını” duyurmayı Ürdün’deki sözcüsüne bıraktı ve “özgürlük ve haysiyet devriminin saflarına katıldı” ve böylece “bu kutsal devrimin bir mücahiti oldu”.
Oysa devrim ne kadar “kutsal” olursa olsun, heybetlice bir adam olan Hicab’ın Halep barikatları üstünden RPG-7 ile ateş etmesi muhtemel görünmüyor. Daha çok eski rejimin boş boş konuşan “sadık kullarına” katılacak gibi. Şu anda çoğunlukla düşmanca davranan üç farklı muhalif “sürgün hükümeti” etrafında toplanıyorlar. Çoğu son derece varlıklı Katar Emirliği’ne müteşekkir. Ayrıca devrimi destekleyen, derinden “demokratik” Suudi Arabistan Krallığı da cabası.
***
Suriye hükümeti vakit geçirmeden, Hicab’ın kaçtığında zaten görevinden alınmış olduğunu ve Beşar’ın onun yerine derhal, yönetimde bakan olan Tartuslu Ömer Galavanji’yi atadığını iddia etti. Bu ancak, Noel Baba’ya hala inananların kabul ede-bileceği bir açıklama.
Fakat Hicab’ın kendi kökenleri son derece ilginç. Dera vilayetine bağlı Khirbet Gazel şehrinden, hükümet polislerinin 11 yaşındaki bir çocuğu işkenceyle öldürmesinden sonra devrimin başladığı yerden geliyor.
Daha da önemlisi Hicab, Başkan Yardımcısı Faruk el Şara’nın kuzeni. Şara da Sünni fakat mevcut rejimde, kararları veren bakanlardan oluşan grubun en önemli üyelerinden. Beşar’ın babası Hafız’ın yönetiminde sadık ve çok etkili bir Dışişleri Bakanı’ydı ve çoğu kişi Şara’nın da ayrılabileceğinden şüphe- leniyordu. Son zamanlarda yaptığı tek açık- lama bunun aksi yönündeydi ve gerçekleş-mesi olası görünmüyor.
Baasçılar’a 20 yıl hizmet ettikten sonra Şara, Beşar tarafından son derece güvenilir bir adam olarak görülüyor. Yine de kısa süre önce ayrılanlara bakılırsa bu tip cümleler “şimdilik” diye bitmeli. Hicab’ın Şam’dan kaçması, diğerlerinin arasında Hıristiyan Michel Aflak tarafından tüm dini grupları kapsayacak laik bir yapı olarak kurulan Baas partisinin ebediyen lekelenmiş itibarına çok daha ciddi bir darbe indirdi. Sünni figürlerin gittikçe Suriye rejiminden ve onun ordusundan kaçmaları, zaten parçalanmış olan Baas partisinde iplerin kopmasına sebep oldu.
Boş lafları itibarına uymayan Hicab’ın sözcüsüne göre sabık Başbakan, iki ay önce Tarım Bakanlığı’ndan başbakanlığa yükselmeyi yalnız idamla tehdit edildiği için kabul etmişti.
Bu palavraya benziyor. Başkan Esad’ın silah zoruyla Başbakan ataması pek olası değil çünkü zavallı adam kesinlikle kaçardı; Hicab da bunu yaptı.