Dünya; Amerika'nın şeytanlığı sayesinde, adına "Özel Güvenlik Şirketi" denilen ve gelecekte insanlığın başına büyük belalar açacak olan bir sistem ile tanıştı.
Projenin fikir babası, şerre isim konmamış olsaydı adı verilecek olan Dick Cheney idi.
Yakın gelecekte dünyada gündem olacak bu kirli plan, Eric Prince ve All Clark isimli iki emekli subay ile başlatıldı.
CIA destekli bu kişilere 1997 yılında "Blackwater" adında bir şirket kurduruldu ve şirkete Kuzey Caroline'de dönümlerce arazi tahsis edildi.
Araziye keskin nişancıdan tutun patlayıcı uzmanlığına kadar birçok konuda eğitimlerin verildiği dev askeri tesisler yapıldı.
Bu tesislerde eski askerler tarafından verilen eğitimlerle binlerce cani yetiştirildi.
Neden Şirketler...
Sorulacak en doğru soru bu.
Neden şirketler?
Cevabı çok basit.
Küresel çete emperyalist amaçlarına ulaşmak için elindeki askerlerle savaşı götüremeyeceğini gördü ve hiç vakit kaybetmeden askerinin yerine koyacağı, kendi adına savaşacak olan "vekil savaşçı" arayışına girdi.
Biz ona vekalet savaşçıları dedik.
Sıradaki Gelsin...
Bu amaca ilk ulus topluluklar kurban edildi.
Bu toplulukların göbeğinde yer alan Ermeni ve Rumlar bu iş için kullanılmaya en müsait yapı olarak öne çıktılar.
Bu farklılığı gören küresel çete, toplu insan kaynağı olarak konumlandırdığı bu yapıyı uzunca süre tepe tepe kullandı.
Ancak yine de arzu ettiği sonuca ulaşamadı.
Milyonlarca insanı yönetmek hem zor hem zahmetli hem de oldukça maliyetliydi.
Bu nedenle daha pratik, daha kullanışlı ve hepsinden önemlisi daha ucuz bir yapı arayışına yöneldiler ve aradıklarını buldular.
"Terör Örgütleri"
İkinci Dünya Savaşından sonra terörü ve terör örgütlerini keşfeden çete, o gün bugündür bu yöntemi kullanıyor.
Ancak yarım asırdır coğrafyaları kana bulayan, yüzbinlerce insanı katleden terör belası da işin sonuna geldi.
Türkiye bu konuda vermiş olduğu onurlu ve haklı mücadele sonucu meseleyi bitme noktasına getirmeyi başardı.
Çete Türkiye'nin yürüttüğü mücadele sonucu boşa düşen projenin yerine alternatif çözüm arayışına girdi.
Kısa sürede şeytani bir çözüm ürettiler ve yakın gelecekte "paralı asker" sıfatıyla tanımlanacak olan güvenlik şirketleri kurdular.
Paralı Asker mi...?
Plan işledi ve öyle de oldu.
Bütün dünyanın paralı asker dediği katil sürüleri ortalığı kan gölüne çevirdiler.
Sadece ipsiz, sapsız, ruhsuz, hırsız, katil sürülerinden oluşan böylesi bir yapıya "asker" benzetmesi oldukça kurnaz ama bir o kadar da aşağılık bir manevraydı.
Bir kanatta vatanı için canını feda etmeye hazır şerefli insanlar, diğer kanatta ise para için her şeyini satacak kiralık katil sürüleri.
Ve ikisi de aynı çuvalda.
Maalesef koca koca akademisyenler, bilim insanları, işin daha da tuhafı eski askerler bu tuzağa düştüler ve katil sürüsüne asker demekte sakınca görmeyip illegal yapıyı legalleştirdiler.
Bu konu emekli bir asker olarak tartışıldığı günden beri en kızdığım ve her platformda en sert tepkiyi verdiğim bir konu.
Bu nedenle değinmeden edemedim.
Buradan tekrar duyuruyorum, ne olur asker demeyin.
Gelelim meseleye...
Denize Düşen Wagner'e Sarılır...
Bugün dünyada; Amerika, Fransa, Rusya gibi kirli ve karanlık işlere bulaşan her devlet bu işlerini istihbarat teşkilatları vasıtası ile bahse konu şirketlere yaptırmaktalar.
Ancak kolay bir iş gibi görünse de her işte olduğu gibi bu işte de uyulması gereken temel kurallar var.
Bu işte ilk temel kural illegal bir yapıyı legal bir yapıyla yan yana getirmeyeceksin, birlikte kullanmayacaksın.
İşte bu kuralı ihlal eden Putin, yaptığı bu tarihi hata ile gelecekte karşısına dikilecek olan kendi Frankeştayn'ını yaratmış oldu.
Ukrayna'da düştüğü bataklıkta çırpınan Putin kurtuluşu Wagner'de gördü ve bu yapıyı getirip Rus Ordusuna entegre etti.
Bu entegrasyonla birlikte Wagner ve onun lideri Prigojin Rus halkı tarafından Ukrayna savaşının kaderini değiştirecek kurtarıcı olarak görüldü
Prigojin ulusal kahraman ilan edildi.
Bu ilan Prigoji'ni güç zehirlenmesine götürdü.
İstikamet Moskova...
Bu zehirlenme batının kışkırtmasıyla birleştiğinde doping etkisi oluşturdu ve Prigojin Putin'i devirmek üzere istikameti Kiev'den Moskova'ya çevirdi.
Prigojin'in bu intihar eyleminde tek güvendiği Rus halkıydı.
Bir çağrısıyla tüm Rusya'yı sokağa dökeceğini zanneden Prigojin, yanıldığını bu çağrıyı yaptığında anladı.
Sokaklar bomboştu.
İşte o kritik andan itibaren olaylar Putin'in lehine döndü.
Putin ustaca bir manevrayla en sadık dostu Belarus Devlet Başkanı Lukaşenko'yu arabulucu yaptı ve konuyu fazla sulandırmadan attığı geri adımlarla tansiyonu düşürerek Wagner'in geri dönmesini sağladı.
Prigojin İçin Oyun Bitti, Peki Putin İçin...
Putin Wagner konvoyuna taarruz etmeyerek, alacağı sert tedbirlerle de geri adım atarak batının oyununu bozdu.
Eğer Moskova'ya ilerleyen konvoya saldırı emri verse Rusya'yı bir iç savaşın eşiğine getireceğini çok iyi biliyordu.
Bu nedenle Putin esasen en doğru manevrayı yaptı ve Lukaşenko'yu yediemin ilan ederek Prigojin'ini Belarus'a hapsetti.
Peki, bu iş burada biter mi?
Asla!
Putin bu yaşadığını fırsata çevirerek tüm ülkede geniş çaplı bir paralel temizliğe gidecek ve finale sakladığı Prigojin'den mutlaka intikamını alacaktır.
Benim bildiğim poker suratlı Putin bu ihaneti karşılıksız bırakmaz.