Anlaşılıyor ki Paralel Yapı kendi içinde büyük bir hesaplaşma yaşıyor. Kendi içinde dedimse hem kendi aralarında bir hesaplaşma; hem bireysel iç dünyalarında kendileriyle hesaplaşıyorlar.
Yoksa Zaman yazarı Ali Ünal, tutup Hazreti Musa ile Firavun örneğini verip, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ı hesaplaşmaya çağırma cüretini gösteremezdi!
Ali Ünal şunu biliyor olmalı oysa, Firavun örneği vererek zaten baştan kanaatini, yargısını çoktan vermiş durumda. Bunu bilmeyecek kadar aklını yitirmiş olamaz!
Ancak bizim zekamızla alay edercesine, kendi verdiği kararla Musa, Firavun örneğinden yola çıkarak milletin karar vermesini istediği bir açıklıktan söz ediyor.
Samimiyetsizlik ima yolu ile bile değil doğrudan yaptığı göndermelerden belli.
O halde, Ali Ünal’ın haletiruhiyesinin ne halde olduğu konusunda kanaat beyan etme hakkımız vardır.
Görebildiğim kadarıyla Paralel Yapı’nın kendi içindeki hesaplaşma bireysel iç dünyalarında da hızla başlamış.
Lakin genetik kodları karşısındakini mutlaka ötekileştirmeye kurgulanmış ve merkeze kendini oturttuğu için; mizanı da kendi zanneden bu yapı, hesaplaşmayı da “ön yargı” ile sürdürüyor.
Bu arada, Kerim Balcı’yı takip ediyor musunuz? Zaman yazarı son iki yazısını “İtiraflarım” başlığıyla kaleme aldı. “İtiraflarım” dediği yazılarında gelecek kuşakların bugünleri nasıl anacağını nasıl okuyacağını düşündüğünü ve o nesillere seslenmek istediğini söylüyor Balcı!
Bu Balcı hani, “Firavun ile anlaşın” diye yazmıştı Mısır’daki darbe sürecinde Müslüman Kardeşlere!
Seçilmiş Cumhurbaşkanı Mursi’yi destekleyen Adeviye Meydanı’ndaki protestocuların darbeci Sisi ile anlaşmasını savunmuştu hani.
Aynı Kerim Balcı, Mavi Marmara konusunda İsrail yanlısı tutumu ile öne çıkmıştı.
Kerim Balcı bugün kendince Ak Parti’yi kategorize etmiş. “Ak Parti özü itibarıyla İslamcı, AKP ise mafyadır” diyor. “Ak Parti’nin yanında durduğunu zanneden ama AKP’nin arkasından koşan Allah dostları” diye bir cümle kuruyor.
Kerim Balcı “itiraflarım” diye başladığı yazısında “Aslında bu işler bitmeli, uzlaşma sağlanmalı” diyor, lisanı halince ve Sıffin savaşını hatırlatıyor, tarihi kırılma anlarıyla birlikte.
Yine Ali Ünal’daki haleti ruhiye Kerim Balcı’da da var! Sıffın savaşına atıf yaparak Paralel Yapı’yı taraflardan bir taraf gösteriyor..!
Anlayamadığım ya da aslında anladığım mesele şu: Paralel Yapı “gerçeğin”, mizanın merkezine kendisini koymakta hala bir beis görmüyor.
Referans olarak kendisini kendi düşüncesini önceliyor ve bu halde bir çıkış yolu arıyor.
Ve hepimizin bu bakış açısına göre hizaya geçmemizi öneriyor..!
Oysa, önermeleriniz bile baştan kabul ile başlıyor!
Barış çabanız bile kendi düşüncenizi dikte ettirmeye dönük!
Hala anlamadınız mı, siz milletin, devletin, vicdanların nezdinde itibarınızı yitirdiniz..!
Yalan, iftira ve kumpasların yanı sıra dini bakış açınızdaki sorunlar nedeniyle artık rayiç olan siz değilsiniz.
Marjinalleşiyorsunuz, merkezden uzaklaşıyorsunuz ve tasfiye oluyorsunuz.
Yeriniz kriminal bir küçük azınlık yeridir. Bunu hazmedemiyorsunuz. Bu yüzden çıkış yolu arıyorsunuz.
Siz marjinalleşeceksiniz ki Ehli Sünnet ana omurga sağlıklı bir yol bulsun.
Siz marjinalleşeceksiniz ki milletin evlatları İslam’ı da yerliliği de daha fazla içselleştirsin.
Siz marjinalleşeceksiniz ki bu milletin değerleri tekrar neşvünema bulsun.
Anlamadınız mı, kaybetmemiş sansanız da siz bu milletin vicdanını kaybettiniz, devletin toleransını kaybettiniz.
Allah sizi ön kabullerinizden ve önceliklerinizden kurtarsın!
Oskar Wilde’nin “Havai fişek” hikayesini bir okuyun bakın kimi anlatıyor?
Siz hala bir gün “sıranın size geleceğini mi” sanıyorsunuz?