Türkiye’de paralel bir yapı olduğu anlaşılıyor ancak bunun büyüklüğünün ne kadar olduğu bilinmiyor. Bazıları bunu cemaatle sınırlı sayarken diğerleri medyada ve iş adamları arasında da bunların uzantısı olduğunu söylüyor. Bunlar doğru olsa bile bu gücün asıl büyüklüğünü açıklamış olmuyorlar. Erbakan tasfiye edildikten sonra AK Parti kuruldu ama o engellenmedi, O dönemde Erdoğan’ın Erbakan tarafından yeni hareketin karşısında olmaması için bu yapıya dahil edildiğini düşündüm. Bu nedenle Erbakan taraftarları AK Parti’ye karşı düşmanca davranmadılar. Erdoğan’ın bir şiir okuduğu için siyaset dışına itilmesi bugünkü rekabetin o zamandan başladığının delilidir diye düşünüyorum.
Baykal’ın tasfiyesi ise bana göre, kişi olarak değil, siyasi açıdan Erdoğan’ı desteklenmesinden kaynaklandı. Yani Baykal’ın tasfiyesi bugün yaşadığımız rekabetin bir hamlesi idi. Bununla onların aynı siyasi kişiliğe sahip olduğunu söylemiyorum. Ancak ülkemizin siyasetine müdahale edildiği zaman bunlar taraf değil ortak oluyorlar ve böyle bir tavır beklenmeyen bir kişi CHP’nin başına getiriliyor. Bundan sonra siyasetteki yönlendirmede destek değil karşı tarafa destek sağlanmış oluyor.
Bugünkü paralel yapının geçmiştekinden farkı; o zamanki paralel yapının yönetici olması ve halkın seçtiği iktidarın bir alt yapı oluşturması idi ve gerçek devlet kontrolden çıkınca tasfiye edilmesiydi. Darbeler, partilerdeki lider değişiklikleri paralel yapının güçlendirilmesi amacını taşıyordu. Mesela CHP’nin Atatürk’ten sonra en değerli lideri İnönü, Ecevit tarafından tasfiye ediliyor ve o zamana kadar Türkiye’nin Kıbrıs üzerinde düzenleme yapmasına engel olan ABD hükümeti, Ecevit’i Kıbrıs fatihi yapıyordu. Buradan şu sonuç çıkar: Partileri söyledikleri ile değerlendirmek işe yaramıyor olabilir. Dünya üzerindeki tercih ettiği yer onun güvencesi ya da zaafı oluyor.
***
Paralel devlet eskiden beri vardı ve gerçek devletin gücünü kullanırdı şimdi yer değiştirdiler. Bugün AK Parti içinde paralel yapıyla birlikte hareket edecek önemli bir güç olduğunu sanıyorum. Ancak bu dengeyi halk bozabilir ve önümüzdeki seçimlerin hepsi halkımızın yönünü gösterecektir. Medyanın da eskisi kadar güçlü olduğunu sanmıyorum. Çünkü en etkili olduğu düşünülen yazıların yerine bir akıl verenlerin geçtiği görülüyor. Onların en önemli haberleri de magazin dünyasındaki haberleri çağrıştırıyor.
Dünya üzerinde önemli yeri olmayan devletler bağımsız görünürler ama başka güçler tarafından yönetilirler. Biz bundan sonra yönetimine müdahale edilen değil yönetme kararlarına ortak olacak bir konuma gelmeliyiz ama maalesef şikayet konusu paralel yapı bizim bağlı olduğumuz büyük güçlerin üzerimizdeki etkisini bilerek veya bilmeyerek azaltmamak için çalışıyor. Böylece etkin olabilecek maddi ve manevi değerlere sahip olan ülkemiz başkaları tarafından yönlendiriliyor. Buna hizmet edenler hayal bile etmedikleri zenginliğe kavuşuyor.
Sonuç olarak bugün yeniden şekilleneceğiz, ya eski rolümüze devam edeceğiz ya da paralel yapıda olanlar refah içinde yaşarken biz halkımızın bir parçası olacağız. Bu manevi değerleri önemseyenler için açık bir ortam da yaratıyor.