Son günlerde doların değerinde genel olarak sürpriz sayılan bir artış oldu. Bir süre önceki bir yazımda doların değerinde büyük bir artış beklediğimi ve geçen yıl dolar yerine dolmaz diye bir parayla karşılaşacağımızı yazdım. Bunun önce dolarda büyük bir artışla başlayacağını ve doların eski durumunda büyük bir değişim yaşanacağını söylüyordum. Bunun etkisi her ülkede aynı olmaz. Borçlu ülkeler -bu ülkelerin çoğunun borcu dolarla ifade edilir- bu ülkeler içeride bir enflasyon yaşayabilirler.
Türkiye benzer bir sorunla karşı karşıyadır. Bunun temelinde uzun süredir izlenen ekonomik politika vardır. Bu politikayı şöyle eleştirmiştim: Dışarıdan borç alınıyor ve buna karşılık içerde tüketicilere kredi veriliyor. İçeride borç para almak için bir mesaj atmak yeterli sayılıyordu. Oysa dış borçların yatırıma tahsis edilmesi için tedbirler alınmalı ve bu yatırımların en az tüketici harcamaları kadar talep yaratacağını, yatırımda doğrudan çalışanlar ve ona malzeme sağlayanların gelirleri harcanacaktı ama ülkenin üretim kapasitesinde de artış yaşanacaktı. Bu yatırımlar bir yandan döviz sağlarken diğer yandan dış ticaretteki açığı kapatacaktı. Bu yol denenmedi ve talep artışının milli gelirde yarattığı artış tercih edildi ve elde edilen rakamlar başarı sayıldı.
***
Günümüzde farklı bir mücadele yaşıyoruz ve taraflar silah yerine ekonomiyi kullanıyorlar ve para bunun simgesi oluyor. Bu büyük mücadelenin sonucu hakkında güçlü deliller yaratacak meydan savaşının yaşanacağı yerin ülkemiz olacağını söylüyordum. Bu durum karşılaşacağımız ekonomik sorunların da müttefiklerimiz tarafından da çözülmek istenecektir.
Geçmişte, 1990’ların sonunda benzer bir durumla karşılaştık. İzlenen politika dövizi düşük tutmak ve faizi yükseltmekti. Merkez bankası döviz fiyatını düşük tutacak tedbirler alıyor ve parası olan herkes döviz alıyordu. Benim görüşüm tam tersi bir politika uygulanması ve döviz fiyatı serbest bırakılırken faizi yükseltmek gerektiği biçimindeydi.
Günümüzde ekonomi politikaları sadece içeriye bakarak düzenlenemez. Ekonomimiz dünya ekonomisinin bir parçası ise genel gidişten etkileniriz ve bu yüzden ekonomi politikamızı dünya şartlarını da göz önünde tutarak belirlemeliyiz. Öngörülerimin doğru olduğunu söylemiyorum sadece metodumun doğruluğunu savunuyorum. Eğer geleceğe ait tahminler yapılsa bugünkü durum sürpriz olmazdı. Çünkü dünya çapında ekonomik savaş yürütülüyor ve para bunun en önemli aracı sayılıyordu. Dolar sadece ABD’nin değil tüm dünyanın parası idi. İki ülke ticaret yaparken değerleri dolarla ifade ediyor ve dünyadaki tasarrufların değeri de dolara dayandırılıyordu.
Dünyada ekonomik bir savaş varsa, yani eskiden silahlı çatışmalarla hedeflere ulaşılıyorsa, bugün ekonomi ve onun aracı olan para kullanılıyor. Bu nedenle ekonomideki etkileri dünya çapında değerlendirmek ve ona göre tedbirler almak gerekiyor. Ekonomik çöküntünün etkilerini azaltmak için gıda, giyim ve konut ihtiyaçlarının karşılanması ve diğerlerinin çatışma sonuna bırakılması gerekir. Türkiye’nin bu konudaki en önemli eksikliği enerji bağımlılığı ve bazı hammaddelerin ithal edilmesidir.