G.Saray taraftarı; 4. yıldızın takılması şerefi, mutluluğu ve özgüveni ile "Herkes rütbesini bilecek" diye, rakiplere laf çakıyor. Komutan bu, çakar mı çakar... Üstelik Avrupa'dan kupası olduğu için, kurmay da sayılır. Emir büyük yerden!
Başkomutan Hamzaoğlu, taraftarın yüksekten bakan tavrına karşı daha bir alçak gönüllü üslup takınıyor. Kendisine "Dördüncü yıldızı takmak size nasip oldu" denilmesine, büyük bir incelikle "Hayır, 20’de biri bana ait" diye düzeltme getirdi.
Son maçta, Mustafa Kamil Abitoğlu'nun da son maçı olması nedeniyle hakeme Sabri'nin gösterdiği kırmızı kart, hoş bir espri konusu oldu. Abitoğlu'nun futbolcular tarafından altı okka yapılıp, başına konfeti yerine köpük sıkılması ise; neşeli günlerin ayrı bir gırgırıydı.
***
Anlayacağınız, G.Saray için işler iyi gidiyor.
Ama hep böyle çal oynasın-vur patlasın olmaz! Yarını düşünmeye hemen başlamak gerek. Çünkü şampiyon olundu ama, sezonun toplamına bakıldığında; ellle tutulur-gözle görülür kaliteli maç sayısının bir elin beş parmağını geçecek rakamda bile olmadığını görürüz. Bu sezon yalnız G.Saray değil, kimse iyi oynamadı. Türk futbolu adeta yerlerde süründü. Ligimiz Avrupa'nın en sönük, en temposuz, en sevimsiz ligiydi. Üç büyüklerin (Belki de lig tarihinde ilk kez) bu denli uzun süre puan puana dayanmış vaziyette mücadele vermesine rağmen; genel kalite vasatın çok altındaydı.
Bu kalite bizi, domestik başarılarla yetinme kanaati getirdi. Avrupa kupalarında kaleyi hep dörtleyerek geçen acı maçlar yüzünden, başka gurur kaynağı kalmayınca; 4'üncü yıldıza gerektiğinden fazla önem verilmesi durumu ortaya çıktı. Dışarıda apoleti sökülmüş bir G.Saray'ın içeride rütbe alması, nereye kadar önemli?
***
Yeniden "Avrupa Fatihi Galatasaray"a ihtiyacımız var. Bunun için şimdiden kolları sıvamak gerek... Yeni sezon için neredeyse sınırsız duruma gelen yabancı futbolcu hakkını (Pandev ve benzerleri gibi) bonkörce, hesapsız kullanma gafletinden kurtulmalıyız. Birileri arada avanta alacak diye, yüksek maliyetlerle ve rastgele kakalanmış futbolcularla yola çıkmayın. Enayice yapılan bazı transferler, utanç vesikasıdır. Bu kadar da ayağa düşmeyin.