Geçtiğimiz günlerde Uluslararası Göç Örgütü (IOM) 2024 Göç Raporu'nu yayınladı. 2023 yılı sonunda, 75,9 milyon insan kendi ülkelerinde yerinden edildi. Bu, şimdiye kadar kaydedilen en yüksek sayı. Bu yerinden edilmiş kişilerin %90'ı, yani büyük çoğunluğu, savaş ve şiddet nedeniyle evlerini terk etmek zorunda kaldı.
2023 yılı itibarıyla, dünya nüfusunun %3,6'sı uluslararası göçmenlerden oluşuyordu. Bu oran, 1970'ten bu yana sürekli bir artış gösteriyor. 1970 yılında bu oran %2,3 civarındaydı, ancak uluslararası göç hareketleri dünya genelinde arttıkça bu oran da zamanla yükseldi.
Salgın sonrası dünyada olağanüstü durumlar yaşıyoruz. Bir yandan, salgın sırasında dünyanın evlere kapandığı ve ülkelerin sınırlarını kapattığı olağanüstü bir dönem yaşandı. Salgın sonrası ise bu travmanın etkilerini sarmaya çalışırken, bir yandan da enflasyon gerçeğiyle yüzleşmeye başladık. İnsanlık tam refaha kavuştuğunu düşünürken, Rusya'nın Ukrayna'ya müdahalesi gündemi değiştirdi. 7 Ekim'de Hamas'ın saldırısı ve ardından İsrail'in Filistin'e yönelik ağır saldırılarıyla dünya farklı bir evreye geçti.
Öte yandan, 20,5 milyon insan savaş ve şiddet nedeniyle yerinden edildi. Bu durumdan sorumlu olan başlıca faktörler, silahlı çatışmalar ve devletler arasındaki savaşlar. En çok etkilenen ülkeler arasında Ukrayna, Filistin Sudan, Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Myanmar ve Etiyopya bulunuyor.
Rusya'nın 2022'de Ukrayna'ya müdahalesi, büyük bir insani kriz yarattı. 2023 yılına kadar 8 milyondan fazla Ukraynalı ülkesini terk etti. Bu kriz, Avrupa'da büyük bir göç dalgasına neden oldu.
BM 'ise hali hazırda Gazze'de yaşanan insanı drama dikkat çekiyor. BM, Rafah ve Kuzey Gazze'deki çatışmalar nedeniyle bir milyondan fazla insan kaçmak zorunda kaldığını açıklıyor. Şiddetli çatışmalar, sivilleri evlerinden kaçmaya zorluyor. Rafah ve Kuzey Gazze'deki insanlar, güvenli bir yer bulmak için bölgeden ayrılıyor. Evlerini terk etmek zorunda kalan aileler, geçici kamplarda barınmak zorunda kalıyor. Bu kamplarda yaşam koşulları oldukça zor ve kalabalık. Hali hazırda uluslararası kurumlar İsrail'in orantısız saldırılarına karşı tepkisiz. Göz göre göre insanlar ölüme terk ediliyor.
2024 yılı itibarıyla dünya genelinde 281 milyon uluslararası göçmen bulunuyor, bu dünya nüfusunun %3.6'sına denk geliyor. Göç, sadece güvenlik arayışından değil, aynı zamanda ekonomik fırsatlar ve daha iyi yaşam koşulları arayışından kaynaklanıyor.
Ayrıca rapor, 2023 yılında yerinden edilenlerin yalnızca o yıl içinde yerinden edilmiş olanları dikkate alındığında, 26,4 milyon insanın doğal afetler nedeniyle evlerini terk etmek zorunda kaldığını gösteriyor. Bu doğal afetlerin en önemli nedenleri sel, fırtına ve depremler olduğu belirtiliyor. Bu durumdan en çok etkilenen ülkeler ise başlıca Çin, Türkiye, Filipinler, Somali ve Bangladeş.
Savaşlar, istikrarsızlıklar gibi nedenlerin dışında iklim değişikliğine bağlı olarak iklim göçü dünyanın günümüzde ve gelecekte yaşayacağımız önemli sorunların başında geliyor. İklim değişikliği, yerinden edilmelere ve zorunlu göçlere neden olacak. Örneğin, 2022 ve 2023 yıllarında Pakistan, Filipinler, Çin, Hindistan ve Bangladeş gibi ülkelerde büyük ölçekli yer değiştirmeler yaşandığı görülüyor. Öyle ki, Dünya Bankası'nın raporuna göre, iklim değişikliği nedeniyle 2050 yılına kadar altı bölgeden toplam 216 milyon insan kendi ülkeleri içinde göç etmek zorunda kalabileceğine dikkat çekiyor.
Dünya genelinde yaşanan bu olağanüstü durumlar, doğal olarak göç hareketlerini hızlandırıyor. Raporlar, gelecek yıllarda bu trendlerin daha da artacağını açık bir şekilde gösteriyor. Bu bağlamda, ülkelerin göç hareketlerini aşırı sağın etkisinden uzak, rasyonel bir zeminde yönetebilmesi hayati önem taşıyor.