Öğretmen olarak atanayım da neresi olursa olsun’ ‘Hele atamam olsun da Filistin’e bile razıyım’
Öğretmen olarak atanmayı bekleyen iki kişinin geçen sene atanmalarından önce dile getirdiği sözler bunlar. Tabi bu ifadeler artık KPSS maratonundan sıkılan ve bir an önce göreve başlama adına istemi ifade eden cümleler olarak anlaşılabilir. Hemen hemen her atama döneminde olduğu gibi Şubat ayında olması beklenilen otuz bin öğretmen atamasında yine büyük bir kısmı ülkemizin Doğu illerine yapılacak. Atandıktan sonra ise durumun yukarıdaki ifadelerden çok farklı olduğunu ‘ evlenmeyi düşünmeyen öğretmenler bir yıl içinde evliliği düşünür hale gelip Doğu’dan ayrılmanın hayalini kuruyor’ diye Doğu illerinde il milli eğitim müdürü olan bir büyüğümüzün tespiti ile gösterelim. Tabi yıllar önce sahte evliliklerle gerçekleştirilmeye çalışılan
tayin hakkının artık günümüzde çok rastlanılan bir durum olmadığını da burada ifade edelim.
Mesleğe başlama adına arzusunu dile getiren öğretmenlerin göreve başladıktan sonra ülkemizin Doğu illerinde yaşadıkları sıkıntılar da herkesin malumu. Sosyal ve barınma gibi sorunların yanında ise günümüzde en önemli sorun olarak terörden dolayı güvenlik sorunu şu an birinci sırada desek yanlış olmaz. Atandıktan sonra iller bazında köy ve kasabalardan ilçe veya il merkezlerine görevlendirmelerle bazı ulaşım ve güvenlik sorunları aşılsa da bunun ne kadar yeterli olduğu sorgulanabilir. Bu aşamada Milli Eğitim Bakanlığı’nın, hükümetin veya devletin neler yapabileceği sorusu yıllardır sorulsa da coğrafi şartlardan kaynaklanan sorunların yanında güvenlik sorunlarına karşı alınması gereken tedbirlerin alınmadığını söylemek yanlış olur. Ama şartlar elden geldiğince yapılan tüm iyileştirme çabalarının ülkemizin coğrafi ve bölgesel açıdan yaşadığı dış sorunlarla bağlantılı olarak etkisiz kaldığı günlerden geçmekteyiz.
Yıllardır Doğu’ya ilk atama ile giden öğretmenlerin bir yıl sonra bölgeden Batı illerine gelme adına sağlık sorunları ve özellikle eş durumu tayinlerini kullanarak yer değiştirme istekleri bakanlığın verilerinde çok net olarak görülüyor. Bir yetkilinin ifade ettiği gibi ‘ilk atamada Şanlıurfa iline binden fazla kadro veriliyor ama yarım dönem sonra özellikle eş durumu ile ilk atamadan daha fazla sayıda öğretmen tekrar bu ilden ayrılıyor’. Peki Doğu’ya ilk atama ile yerleşen öğretmenler daha sonra buradan hangi illere gidiyor? Çoğunlukla öğretmen açığı sayısının az olduğu illere. Böylece norm fazlalığı gibi başka bir sorun ile karşı karşıya kalıyoruz.
Olayı biraz daha netleştirelim. Örneğin Doğu’da bir ilimizde 43 matematik öğretmeni açığı varken gelen öğretmenlerin kısa bir süre sonra farklı mazeretler sonucunda Batı illerine gitmesi ile bu ildeki açığın uzun süre kapatılması mümkün olmuyor. Buna karşılık Batı’da bir ilimizde ilk atamada matematik öğretmenliği alımı bile yapılmazken mazeret atamaları sonucunda 25 matematik öğretmeni fazlalığı oluşabiliyor.
Tabi burada kimse mazeret hakkını kullanmasın ve Doğu illerinde görevlerini daimi olarak yerine getirsin gibi bir anlam çıksın amacında olamayız. Elbette eş durumu ve farklı sebeplerden dolayı herkesin tayin hakkını anayasa gereği kullanması söz konusu. Yalnız kamu kurumları arasında Doğu illerinden Batı illerine her sene yapılan büyük bir tayin Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde gerçekleşirken bunun sonucunda eğitimde yaşanan sorunların bitmesi adına yapılan her düzenleme de etkisiz kalmakta. Her atama döneminin bir yıl sonrasında batıdaki veya diğer illere giden öğretmenlerden sonra artık Doğu illerinde öğretmen açığının dolmaması gibi bir gerçek ortaya çıkarken zaman geçtikçe diğer illerde kadro fazlalığının oluşacağı aşikar.
Bu duruma çözüm bulma adına yıllardır atanan öğretmenlerin belli bir hizmet yılını geçirmede sözleşme imzalayıp görev yapmaları veya eş durumunda yıl süresini uzatma gibi bazı tedbirler söz konusu olarak dile getirilse de görülen tepkiler sonrasında ciddi bir adım atıldığı söylenemez. Aslında öğretmenlerde bu gibi tedbirlerle ülke genelinde öğretmen dağılımını dengelemeye çalışan bakanlıkta kendince haklı. Benim ise her ilk atama ve özür atama dönemlerinde hiç istemediğim bir durum; bakanlığın yerinde olmak. Yukarı tükürsen bıyık aşağı tükürsen sakal! Gel de çıkabilirsen işin içinden çık.