Galatasaray’ın şampiyonluğu, BDDK’ın Bank Asya’yı TMSF’ye devretmesi, Başkanlık sistemi, Çözüm süreci, Muhalefet partilerinin vaatleri, Ekonomi, MİT tırları, Seçim meydanların gösterdikleri, Mısır’da Mursi’ye verilen idam cezası...
Bunlar benim not aldığım başlıklar. TRT yayınında, Nasuhi Güngör’ün moderatörlüğünde Hilal Kaplan ve Nuh Albayrak, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a bu saydığım başlıklarda sorular yönelttiler.
Yani eksik bırakılan bir şey kalmamış... Söz konusu TRT olduğunda belirli bir grup hep öznelere bakar ya şimdi asıl fillere bakmak gerekir...
***
Konuklu ya da konuksuz, bir haber programın başarı kriteri reyting değildir.
Eğer konuğun ağzından manşet olacak cümleleri alıyor ve program sırasında sosyal medyada, ilerleyen saatlerde diğer kanallarda ve ertesi gün de gazetelerde haber oluyorsanız program başarılı
demektir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın TRT yayınında söyledikleri bu saydığım sıralamayı eksiksiz
tamamladı.
TRT’deki özel yayının karşısında, Survivor, O Hayat Benim dizileri ve Mandıra Filozofu gibi çok sağlam işler de vardı.
Galatasaray’ın 4. yıldız ve şampiyonluk kutlaması yayınlarını da unutmamak lazım. Bir not daha, bu tür yayınlarda önemli olan etkileşim sayısıdır.
Bunların bir kısmı övgü bir kısmı itiraz olabilir, önemli olan seyircinin kayıtsız kalmamasıdır.
***
Gelelim stüdyo dışı yayınlarda ışık özelliğine...
Pastel tonların hakim olduğu bir ortamda ışık iyi tutturulmuş, kameralar salon derinliğini gösterecek şekilde konumlandırılmış. Spotlara dair de bir iki noktaya dikkat çekeyim.
Önemli isimlerin konuk edildiği yayınlarda dikkat çekici başlıklar kullanmaya çalışmak tüm kanallarda yaşanan bir durumdur.
TRT konu başlığı verip, tırnak içi cümlelerle ilerledi ve hata riskini sıfıra indirdi.