Dünya üzerindeki hegemonya, etki alanlarının elden çıkmaması ve yeni topraklara ulaşma arzusu, küresel ekonomik güç sahibi devletlerin propaganda için iletişim araçları üzerinden siyaset inşa ettiklerini şimdi bilmeyen yok.
2. Dünya Savaşında Hitler Almanya'sının kullandığı propaganda araçlarını siyasi tarih unutmadı.
Birleşik Krallık daha sonra ise ABD'nin bu alanda büyük açılımları da Hitler'in propagandasına karşı koymak için başlansa da, sonradan Dünya üzerinde menfaat alanlarında kalıcı olmak için yayılmaya başladı.
İngiliz BBC ve yahut ABD'nin finansal desteği ile meydan okuyan Amerika'nın sesi, Hür Radyo'nun yayın politikaları tek başına küresel aktörlerin hedeflerini açıktan gösteriyor.
Almanya fiili olarak siyasi sahneden 2. Dünya Savaşı sonrası çıkarıldıktan sonra esas hedef Sovyetler Birliği oldu. SSCB'nin parçası olan cumhuriyetleri "milli özgürlük dalgası" ile motive eden yayınları şimdi daha gerçekçi gözlükler ile görüyor ve anlıyoruz.
İngilizler medya propagandası işini bayağı başarı ile sürdürmekte. Halen etkililer!
Rusya üzerine kurgulanan medya algısını propaganda politikalarını iyi anlamak gerekiyor.
İngiltere ve ABD'nin azalan etkisi, ellerindeki en büyük enstrüman olan propaganda mekanizması medyayı iyi analiz etmemiz gerekiyor.
Aynı hevesle cevap vermeye gayret eden Rusya, propaganda mekanizmalarını da göz ardı etmeyelim.
Rusya bu konuda profesyonel ve başarılı olduğunu da gösterdi. Tabii Ukrayna krizi üzerinden bu propagandanın önü kesildi.
Sistemden çıkartılan Rusya propaganda mekanizmaları, Birleşik Krallık ve ABD için de sorun idi. Sistem dışı bırakılması ise tek taraflı propaganda siyasetini kalıcı hale getirmek içindi. Çünkü Ruslar bu propaganda tezine antitez üretebildi. Rusya'nın sistem dışı bırakmakla, propagandasını da görünmez hale getirmek hedeflendi. Ama bu Rus propagandasını yok etmedi.
Sadece Batı toplumlarında Ukrayna savaşı üzerinden kendi devletlerinin politikalarını sorgulamada, Rus kozunun meydanda olmaması sağlandı.
Alternatif sosyal medya kaynakları da küresel aktörlerin elinde.
Yeni dünya inşasında medyanın yani propagandanın nasıl bir güce sahip olduğunu anlamak için ise darbelere, iktidar değiştirilmelere, algı ile liderlerin şeytanlaştırılmasına veyahut suni lider keşiflerine iyi bakmamız gerekiyor.
Medya hiç bir zaman ve hiç bir yerde özgür olmadı.
En fazla özgürlükten bahseden küresel güç merkezleri, en büyük medya sansürleri olduğunu da unutmayalım!
Özgürlük başlıklı tüm propagandalar ise ABD, Birleşik Krallık gibi küresel sistemde kalıcı ve etkili olmak isteyen tüm aktörlerin elindeki "kukla manşet" olduğu da realitedir.
Demem o ki, küresel propaganda makinesi olarak iş başında olan küresel medya, küresel sermaye ve hegemonik dayatmanın ordularıdır!