Özgür Özel, Kılıçdaroğlu'na göre çok daha ılımlı bir portre çiziyor. Özgür Özel'in seçilmiş Cumhurbaşkanı Erdoğan'a bakışı ve konuşarak siyaset üretebileceği inancı onu kamuoyunda sempatik kıldı. Ardından Devlet Bahçeli'yle görüşmesi de dikkatleri çekti.
Erdoğan-Özel görüşmesi yalnızca iç siyasetin dinamikleriyle okunmamalı. Siyasetteki havayı yumuşatan liderler etrafımızdaki küresel mücadele karşısında Türkiye'nin kaderini belirleyecek bir sürece girdiğimizin gayet farkında.
Jeopolitik sıkışma etrafımızda gerçekleşiyor. Ukrayna, Suriye, Gazze silahların patladığı alanlar. Kafkasya ve Balkanlar ise kıvılcımın alev alabileceği bölgeler.
Özgür Özel'in Erdoğan görüşmesine Namık Tan'la birlikte gitmesi iç meselelerden ziyade dış politikaya önem verdiğini gösteriyor. Kılıçdaroğlu, KKTC, Libya ve Karabağ gibi hassas alanlarda kimi zaman gaf yapmış kimi zaman da danışmanı Ümit Çeviköz üzerinden Türk devletinin tezleriyle karşı karşıya gelmişti.
Özgür Özel genel başkan seçildikten sonra ilk yurtdışı seyahatini KKTC'ye yapmıştı. 31 Mart seçimlerinden önce Almanya, İspanya, Romanya seyahatlerini yapmıştı; şimdi de Azerbaycan'a bir ziyaret gerçekleştirecek. Partisinin geçmişteki Azerbaycan politikasından mahcup olan Özgür Özel, Bakü seyahatinde bunu telafi edeceğe benziyor.
Özgür Özel'in özlenen yapıcı muhalefetinden rahatsız olan kesim ise dikkat çekici. Siyasette kavga isteyen bu sesler medya dünyasının eski sözcüleri. Dördüncü Kuvvet Medya'nın köhne kalemşörleri, siyasetçileri küçümseyerek onları yönlendirmek ve eski alışkanlıkla kaostan beslenmek istiyorlar. Özgür Özel'in Erdoğan ve Bahçeli'yle görüşmesini tahfif ederek Ankara'da yumuşayan havadan rahatsız olanlar, geçmişte vesayet odaklarına alkış tutan bildik isimler.
Özgür Özel'in Türkiye'nin ulusal çıkarlarını önceleyen duruşu nasıl bir çizgide devam edecek göreceğiz. Özellikle yabancı düşmanlığında öne çıkan bazı belediye başkanlarını ikaz etmesi çok önemli. Ülkemizin imajını zedeleyen belediye başkanlarının yabancıların su ve nikah ücretlerine fahiş zamlar yapması kabul edilemez boyutlara ulaştı. Özel'in parti içindeki otoritesini ispatlayacağı kritik bir eşik bu politikalar.
TSK'nın yurtdışındaki görev süresini uzatan tezkerelerde Kılıçdaroğlu, partisini "red" oyu vermeye zorlamıştı. Özgür Özel'in turnusol kağıdı ise tezkere oylamalarında belli olacak.
Partisinin kent uzlaşısı modeli ile ittifak içine girdiği DEM Parti'nin toplumu rahatsız edecek eylemlerine karşı Özgür Özel'in yapacağı beyanlar da dikkatle takip edilecek. Önümüzdeki dönemde Özgür Özel DEM Parti'nin aktörlerini dizginleyebilecek mi birlikte göreceğiz.