Cumhurbaşkanı Erdoğan dün adli ve idari yargıda görev yapacak 1044 hakim ve savcının ilk atama töreninde konuşurken Kobani Davası'ndan çıkan kararları da değerlendirdi.
En fazla önemsediğim nokta davaya dair yaptığı tanımlamalar oldu.
Altını çizelim biz de.
6-8 Ekim'de cereyan eden Kobani olayları "protesto gösterisi" değildir "terör kalkışmasıdır".
Kalkışmanın hedefi "devletin bekasıdır".
Sokak olayları Demirtaş'ın ve Kandil'in çağrısıyla çıkmış, olaylarda 37 kişi öldürülmüştür, böylesi bölücü bir kalkışmanın yargılanmasına "siyasi dava" denemez.
Sokakları yakıp yıkarak, insan öldürerek siyasi sonuç alınmaz, siyaset yapılmaz. Yapılananın adı Türk hukuk sisteminde de, uluslararası literatürde de "terör"dür.
PKK ve DEM çevreleriyle muhalefet partileri günlerdir, Kobani Davasından çıkan kararları değersizleştirmek, konuyu özünden saptırmak ve 9 buçuk yıl önce yaşanan o ürkütücü günleri unutturmak için mugalata yapıyor.
Muhtemelen iç hukuk yollarını tüketmelerine rağmen kararı değiştirmeyi başaramayacakları için dosyayı AİHM'e götürmek isteyecekler. Şimdiden kamuoyu oluşturmak istediklerini düşünüyorum.
Bu nedenle de "dava siyaseten açıldı", "Erdoğan Demirtaş'ın önünü kesmek istiyor", "davadan yargılanan ve hüküm giyen isimler devletin elinde siyasi rehine", "kararlar hukuki değil intikam amaçlı" türünden haksız, asılsız, dayanaksız laflar ediyorlar.
PKK ve DEM çevrelerinden bu tür manipülatif yorumların gelmesi normal de CHP ne diye kuyruğuna takılıyor DEM'in, PKK'nın?
Özgür Özel devlet yönetmeye talip değil mi, CHP'yi Türkiye toplumuyla buluşturmayı hedeflemiyor mu?
CHP Genel Başkanı, Kobani davasını "siyasi dava" diye tanımlarken neye dayanıyor? Terör örgütüne müzevir bir "siyasi" partinin yöneticileri yargılandı diye kestirmeden böyle bir sonuca mı varıyor? Neye dayanarak "Davanın hiçbir yerinde hukuk yok" diyor mesela. Erdoğan'ı kastederek iddianamenin bir partinin genel başkanı tarafından yazdırıldığını söylüyor! İnanılmaz!
İddiaların altını doldurmadan öylece söyleyip geçince bir daha ciddiye alınmayacağını bilmiyor olabilir mi CHP'nin yeni genel başkanı?
Türk Milleti adına karar veren bağımsız Türk Mahkemelerinde görülen davayı ve Türk Ceza Kanunu'na göre verilen cezaları niye "yok hükmünde" diye tanımlıyor Özel? Özel'in etrafında aklı başında kimse yok mu onu uyaracak, uyandıracak?
PKK'nın Kandil kadrosu da, HDP'nin MYK'sı da, PKK'nın medyası da devleti yok hükmünde saymıştı çünkü 6-8 Ekim kalkışmasında.
"Devletin Kürdistan'da hiçbir hükmü kalmamıştır" cümlesi önce Kobani kalkışmasının, sonra özerklik ilan ettikleri hendek terörü günlerinin parolası gibiydi.
Kandil'in talimatlarını USB'lerle, hafıza kartlarıyla HDP'ye taşıyan kuryelerin itiraflarından, ele geçen -belgelerden haberdar değil mi yoksa Sayın Özel? Belki bu konuda da brifing almalı Adalet Bakanlığı yetkililerinden.
Emniyet içindeki FETÖ ile sokağa inen PKK'nın ortak bir denemesiydi Kobani Kalkışması. 37 kişi öldürüldü. Kurban eti dağıtmak için sokağa çıkan 16 yaşındaki Yasin Börü ile arkadaşları hunharca katledildi.
Katillerin de kendilerini savunma hakkı vardır evet. Adil yargılamanın gereği budur. Bu davada da savundular nitekim avukatları sanıkları.
Hal böyleyken bir kez daha düşünmeli Özgür Özel, kime kefil olduğunu?
**
28 ŞUBAT'ÇILARA MERHAMET EDİLİR Mİ?
Devleti soydular.
Milli iradeyi gasp edip iktidarı değiştirdiler.
On binlerce genç insanın hayatını geri döndürülemez biçimde mahvettiler.
Travmalara yol açtılar.
Suçları sabit.
Ama zaten söz konusu olan af değil.
Üzerlerindeki "suçlu" etiketi kalkmadı.
Sökülen rütbeleri iade edilmedi. Haklarındaki hüküm bakidir.
Sadece kocadıkları için, -çok af edersiniz- "tuvalete dahi yalnız gidemeyecek hale düştükleri için" salıverildiler. Konuştuğum mağdurların duygu ve düşünceleri bu yönde.
28 Şubatçılar Erdoğan'a ve toplumun gövdesini oluşturan geniş bir kesiminin evlatlarına zulmetmişti.
Ellerinden gelseydi zulmetmeye bin yıl devam da ederlerdi. Ama olmadı.
Zulmettikleri Erdoğan merhamet etti onlara!
Bu da onlara dert olsun!