Ben fakültedeyken vakıf üniversitesi sadece Ankara’da var idi. Onun da reklâmını hiç görmedim. Ama şimdi üniversitelerin hem sayısı hem reklâmı fazla.
Reklâmlara bakınca üniversitenin size verimli bir fakülte hayatı, sonrasında iyi bir kariyer vadettiğini görüyorsunuz.
Anlatılanların ne kadarı gerçektir meçhul. Ama bir hayat tarzı reklâmı yapıldığı çok belli...
Hani aklıma gelmiyor değil. Susuzluğunuzu gidersin diye bolca reklâmı yapılan içecekleri alıp içtikçe daha çok susarsınız. Ve anlarsınız reklâm ile gerçek arasında uçurumlar vardır. Acaba diyorum üniversitelerin reklâmı ile gerçeği arasındaki fark da bu kadar mıdır?
Bir ahbabımın mahdumu tıp fakültesini kazanmış ama özel üniversite imiş. Ahbabım bana sordu. “Ne dersin gönderelim mi çocuğu?” dedi. Ben de meseleyi çok iyi bilmediğimi ama öğrencisi az olur, hocaların alakası daha fazladır diye düşünerek “Gönder, çocuk tam burslu kazanıyormuş zaten maddi anlamda da rahat edersin.” dedim.
Ahbabıma böyle dedim ama içim rahat etmedi. Birkaç yere sordum. Meğer iş başka türlüymüş. Bazı özel üniversiteler tam burslu çocukları tek dersten bırakıp bursunu iptal ediyorlar, sonrasında da ailesinden eğitim masrafını istiyorlarmış. Aile de mağdur oluyormuş bu durumda. Ama çocuk ilk sene dereceye girer de bir devlet üniversitesine yatay geçiş yaparsa iş başkaymış.
İyi ki sormuşum. Hemen ahbabımı aradım ve “...işler bizim bildiğimiz gibi değilmiş aman dikkat et.” dedim.
Ahbabımı olası bir riskten kurtarmış olduk. Lakin durumu bilmeden çocuğunu kayıt ettiren sonra mağdur olanlara kim imdat edecek?
Tabi her özel üniversite bunu yapmaz. İşini samimiyet ve ciddiyet ile yapanlara sözümüz yok. Ama televizyondaki reklâmlarına bakınca bazı üniversitelerin pek ciddi bir havası olduğunu düşünmek zor.
Türkiye’de yatırım yapmak isteyenlere önerilen sektörlerden biri de eğitim. Genç nüfus fazla olunca eğitim de karlı bir alan oluyor yatırım için. Zaman içinde iyiler seçilecek kötüler elenecek piyasa oturacak. Ama su gelene kadar kurbağanın gözü patlar. Özel üniversitelerin sistemi de oturana kadar eğitim zayiatı kabilinden harcanan gençler olacak maalesef.
Özel üniversitelerin iyi tarafları yok mu? Elbette var.
Rekabet ortamı ile kaliteyi artırıyorlar. Gençlere alternatif eğimim programları sunuyorlar.
Başarılarıyla akademik seviyeyi artırıyorlar. İstihdam oluşturuyorlar.
Bütün bunları yaparken ticarileşme, işi kör bir rekabete dönüştürme, daha fazlasını isterken kaliteden taviz vermek gibi tehlikeleri her zaman var. Ayrıca akademik kadroyu sağlam kurmak her zaman büyük sıkıntı. Futbolcuların transfer piyasası gibi yıldız hocaların da bir transfer trafiği var.
Memleketimizde kervan biraz yolda düzülüyor.
Pakistan’da televizyon kurmak isteyen bir grup insan beş yıl araştırma yaptıklarından bahsetmişler de bir arkadaş hayret etmiş. “Bizde televizyon kurmak aylar içinde hallolur ne var bunda beş sene araştıracak?” demiş ve toplantıdaki Pakistanlılar şaşırmışlar.
Bu neden böyledir?
Neden bizde plan program yapmak aşaması kısa tutulur da hemen işe başlanır? Bu sorular sorulunca; göçebe kültürden, tez canlılığımızdan falan bahsederek bildik ezber tekrar edilir. Ama ben de sormak isterim plansız programsız işe koyulanın suçu var da kötü planlamalar yaparak bu milleti zora sokanların hiç mi günahı yok?
Milletimiz plan yapıcıların yaptıkları planların boşa çıkmasından yorulmuş olmaz mı yani?
Bu haftada böyle bir soru ile bitirelim.
Kalın sağlıcakla.