Özel yetkili yargıya ilişkin düzenlemenin, uzun süredir üzerinde çalışılmasına rağmen son güne kadar netleşmedi. Üç haftadır yoğunlaşan çalışmalarda masaya konulan formüller arasından, hem özel yetkilerin tam demokrasi ve hukuk devleti hedefine zarar verecek şekilde kullanılmasını önleyecek, hem de Türkiye’nin arınma ve terörle mücadele davalarını sekteye uğratmayacak bir düzenleme oluşturuluyor.
Çalışmalar son aşamaya geldi. Ancak düzenlemenin son halini Başbakan Erdoğan görecek ve TBMM’ye gönderilecek. Bugünkü haberler gibi, bu yazı da çarşamba akşamı ve dün yapılan toplantılarda gelinen son aşamada masadaki önerileri içeriyor.
Yeni düzenlemenin temel unsurları STAR’ın manşetinde yer alıyor. Ancak düzenlemeye eklenmesi düşünülen sürpriz sayılabilecek bir unsurun altını çizmek gerekiyor: Soruşturma aşamasında savcıların temel hak ve özgürlüklerle ilgili konularda vereceği talimatlar, davaya bakan mahkeme dışında bir hakimin gözetimine tabi tutulacak. Burada amaç, “savcının şüpheliler hakkındaki arama, takip, dinleme, gözaltı, tutuklama gibi özgürlüğü sınırlayıcı kararlarının temel hak ve özgürlüklere aykırı olmaması”.
‘Özgürlük hakimi’ düzenlemesi önerisi, Fransa ve Belçika’daki örnekleri incelenerek getirildi. Bu sistemle hem soruşturma sürecinin, hem de mahkeme kararlarının daha az tartışıldığı belirtiliyor.
Kritik madde CMK 251’de
Özel yetkili yargıda yeni düzenleme çalışmaları başladığında tartışılan öneriler arasında, öncelikle mahkemeleri kaldırmak yerine savcılara sınırsız yetki veren düzenlemelerin kapsamının daraltılması yer alıyordu. Savcılar bu yetkiyi CMK’nın 251. Maddesi’nde yer alan, “250’nci Madde kapsamına giren suçlargörev sırasında veya görevden dolayı işlenmiş olsa bile Cumhuriyet savcılarınca doğrudan soruşturma yapılır” ifadesinden alıyordu.
Ancak dar kapsamlı bir düzenleme yerine daha geniş ve giderek “özel durumlara özgü yargı”yı tamamen kaldırmayı, normalleşmeyi sağlayacak bir değişiklikte karar kılındı. AK Parti ve hükümet kaynakları, yeni düzenlemenin (düne kadar) henüz “nihai metin” haline gelmediğini vurgulayarak, sızan bilgilerin “alternatifler arasında” olduğunu belirtmekle yetiniyorlar. Ancak düzenlemenin, yarın TBMM’ye getirilecek olan 3. Yargı Paketi’ne ekleneceği kesin. Bu da “özel yetkili yargı”nın bundan sonra hangi şekle bürüneceğinin bugün kesinleşeceği anlamına geliyor.
Bir kez daha vurgulamakta yarar var; yapılan çalışmaya nihai onayı Başbakan Erdoğan verecek.
Erdoğan’ın şu sözleri düzenlemeyle nelerin amaçlandığını işaret ediyor: “Yargı yürütme alanına girme gibi bir adım attı.Birilerinin kendisini devlet üstünde bir güç olarak görmesi ve istediğimi ifadeye çağırım anlayışı kabul edilemez. Sadece MİT olayı değil, başka kurumlarda da doğabilecek sıkıntılar için adım atmak gereği duyduk. Tutuksuz yargılanabileceği halde malesef tutuklu yargılanan insanlar var. Bu süreci bir şekilde yumuşatarak atlatmamız lazım. Darbelerle mücadele asla sonlanmaz. Ergenekon, Balyoz, çeteler, mafyalarla mücadeleden geri adım atmamız söz konusu değil.”