Hollywood’un yeni yıldızı ABD’li Jennifer Lawrence, Açlık Oyunları: Ateşi Yakalamak filmini seyrettikten sonra gözyaşlarını tutamadığını söylüyor. 23 yaşında, Oscar ve Altın Küre ödülü sahibi genç yıldızdan STAR pazar’a özel röportaj...
23 yaşında, dünyanın konuştuğu bir oyuncu Jennifer Lawrence. 2010’da Winter Bones/ Gerçeğin Parçaları’nı seyrettiğimizde ‘Bu kız da nereden çıktı!’ demiştik. O filmin rüzgarıyla hem ünü hem de performansı büyüdü. Silver Linings Playbook/ Umut Işığım filmindeki Tiffany Maxwell karakteriyle Oscar, Altın Küre ve SAG ödül törenlerinden ‘En İyi Kadın Oyuncu’ olarak ayrıldı. Kariyerindeki bir diğer önemli rolü ise Açlık Oyunları’ndaki Katniss Everdeen... Film o kadar başarılı oldu ki Suzanne Collins’in romanından beyazperdeye uyarlanan filmin hemen ikincisi çekildi. Vodafone FreeZone sponsorluğunda bu hafta The Hunger Games: Catching Fire/Açlık Oyunları: Ateşi Yakalamak filmini biz de izleyeceğiz. Yeteneği kadar güzelliğiyle de moda dünyasının çekim alanında olan, Christian Dior gibi dev bir markanın ‘yüzü’ seçilen Jennifer Lawrence’ın röportajı, Türkiye’de sadece bu sayfada!
-Hayatınızda, Açlık Oyunları’ndaki Katniss karakterinden öncesi ve Katniss’ten sonrası olarak adlandırabileceğiniz bir dönem var mı?
Katniss ile tanıştıktan sonra onu kahramanım ilan ettim! O bu kadar güçlü olabiliyorsa ben de olurum diye düşündüm ve sayesinde daha da güçlendim. Katniss kadar olabilmem tabii ki imkansız. Onun hayata bakışı çok farklı. Benim de ailem her şeyden önce gelir fakat onun kadar büyük risk almak herkesin harcı olamaz. Katniss sadece benim değil, herkesin kahramanı. Özetle, hayatımda değişen değil de, bakış açımda değişen şeyler oldu.
-Açlık Oyunları’nın ilk filmi rekor kırdı, çok beğenildi. Bekliyor muydunuz böyle bir başarı?
Kitabının büyük bir hayranı olarak bu başarıyı hak ettiğini düşünüyorum. Ben başrolündeyim diye bir ego değil bu... Tüm ekip, kameramanından yönetmenine, yapımcısından figüranına kadar herkes çok çalıştı. Bu da netice verdi ve mutlu bir sonla büyük gişe başarısına imza attık.
-Açlık Oyunları: Ateşi Yakalamak’ta izleyiciyi neler bekliyor?
Şunu açıkça söyleyebilirim ki izleyicileri büyük bir görsel şölen bekliyor. ‘Birinci filmi izlemedim ama çok söz edildiğini çok duydum’ diyenler de gönül rahatlığıyla bu filmi izleyebilir. Tabii ki ilk filmdeki ‘Açlık Oyunları’nın neticesinde bu oyun devam ediyor ama şimdi konumuz daha farklı. Ben tüm seriyi okuduğum ve üçüncü bölümde neler olacağını bildiğim için çok heyecanlıyım! İzleyenleri çok mutlu edecek 146 dakikalık bir serüven...
-Üçüncü filmde de siz olacaksınız yani... Bunu mu anlamalıyız?
(Gülüyor) Bu işler belli olmaz ama çok isterim! Böyle bir işin parçası olmayı kim istemez!
-Bu filmin belki de en büyük sürprizi rock yıldızı Lenny Kravitz’in de rol alıyor olması...
Benim için muhteşem bir tecrübeydi. Lenny’yi zaten çok severek takip ediyordum. Onun da benim oyunculuğumu beğendiğini öğrendim. Çok heyecanlıydı ama birbirimize kısa sürede alıştık. Sürekli kahkahaların olduğu bir sette ne kadar gerilebilirsiniz ki! Hayranları Lenny (Kravitz) için film senaryoları düşünmeye başlayacak, eminim!
-İlk filmin yönetmeniyle ikincinin yönetmeni farklı... Zor oldu mu?
Hayır, asla! Farklı projeler olarak düşünülmeli. Gary Ross muhteşem bir yönetmendi, ilk filmin setinde de onun sayesinde çok şey öğrendik. Francis Lawrence ile de aramızdaki bağ inanılmaz bir hal aldı. Soyadlarımız aynı olduğu için olabilir (gülüyor)! Setteki huzur, güven, en iyisini yaptığını ve çektiğini bilmek keyfimizi beşe katladı. Hepimiz farklı işlerde yer alıyoruz, ‘Tek bir yönetmenle çalışırım, onunla rahatım’ demek gibi bir lüksümüz yok. Bu filmleri bağımsız olarak görmelisiniz.
ZORLANDIĞIM BİR SAHNE OLMADI
-‘Çok zorlandım’ dediğiniz sahneler oldu mu?
Aslına bakarsanız olmadı. İlk filmden idmanlıydım. Bu senaryoda da neler olacağını çok öncesinden bildiğim için sağlığıma ve sporuma dikkat etmeye çalıştım. Çalışmalarım da netice vermiş olacak ki zorlandığım bir sahneyi hatırlamıyorum.
-Biraz da kadrodan bahsedelim; Josh Hutcherson, Liam Hemsworth, Elizabeth Banks, Woody Harrelson da filmde yer alıyor. Set ortamı nasıldı?
Bunu pek çok oyuncu söylüyordur ama o kadar güzel bir atmosfer vardı ki espriler havada uçuşuyordu! Herkes çok samimi ve sıcaktı. ‘Sen ilk filmde yoktun, sen vardın’ gibi bir ayrım da olmadı aramızda. Çok iyi bir iş yapmak istedik, birbirimize sarıldık ve başardık. Ayrıca sette en çok Woody’ye (Harrelson) güldüğümü itiraf etmeliyim.
-İzleyicilere bir mesajınız var mı?
Bu film gerçekten çok başarılı oldu. Biz geçen hafta tüm ekip arkadaşlarımızla birlikte izledik, ben en son ağladığımı hatırlıyorum! O kadar temiz ki... Bir saniye bile durmuyor. Filme doyamıyorsunuz. İzlediğimizde ‘Hadi kalkın! Üçü çekelim!’ dememek için kendimi zor tuttum.