Mumbaili zengin bir ailenin kızı, en çok Monopol oynamaktan, evler ve oteller inşa etmekten hoşlanıyormuş. Annesi 10 yıldır taksi şoförlüğü yapan Rigalı küçük çocuk, en çok oyuncak arabaları seviyor, Formula 1 şampiyonu olmayı hayal ediyor.
İlginç, zengin ailelerin çocukları, fakir ailelerin çocuklarına oranla oyuncaklarını daha zor paylaşıyorlarmış. Zambiya’nın bir köyünde yolda buldukları plastik güneş gözlüklerini oyuncak yapan kız çocuğu ya da Sudan’da bir yardım kuruluşunun yıllar önce verdiği 3 oyuncağı paylaşmakta sakınca görmeyen çocuklar da bu dünya da büyüyor, Kiev’de büyüyünce polis olma hayaliyle ha bire küçük kardeşini tutuklayıp, oyuncak silahı ve kelepçesini kullanan çocuk da... İtalyan fotoğraf sanatçısı Gabriele Galimberti’nin yaptığı çalışmandan izlenimler bu yazdıklarım...
***
Mali’de bir nehirde 3 çocuk boğuldu geçen hafta... Aklınıza oyuncakları olmadığı için nehirde oynadıkları gelmiş olabilir ama öyle değil durum maalesef... Fransa’nın ardından İngiltere’nin de katıldığı hava bombardımanından kaçıyordu o çocuklar. Hiç resimleri çekildi mi bilmiyorum, dünyanın görmediği bir yerde yaşayınca ölümleri bile resimsiz haber oldu sadece...
Sadece onlar mı? Suriye’de okulların tamamı kapalı zaten 4’te biri askeri üs haline getirilmiş. Unicef’e göre çocukların sağlıklı beslenme, barınma imkanları yok... Somali desen daha beter, savaşta ailelerini kaybeden 350 çocuğun kaldığı derme çatma barınma yurduna sadece Türkiye’den yardım gidiyor...
***
Çocuklar ve oyuncaklar... Ekranda durmadan sorunları silahla çözmekten bahseden adama takılıyor gözüm... Gazze’de bir gün önce evine isabet eden tank topu yüzünden ölmüş bir çocuğun, Unicef tarafından verilmiş mavi çantasını enkaz altından ben çıkarmıştım, o anlar geliyor aklıma...
Adam başka ülkelerden örnekler sıralıyor, rakamlar veriyor, ben çocukları ve oyuncakları düşünüyorum. Hayata farklı pencerelerden bakmak, farklı siyasi yelpazelerde olmak anlaşılabilir de, yaşam var iken ölümü savunmayı anlamıyor insan...