Statta 80 bine yakın seyirci vardı, merdiven ve çıkışlar da kurallara aykırı olmasına rağmen doluydu. Dev maçın bitimine iki dakika kala yüzlerce holigan sahaya girdi, polise güvenlik görevlilerine saldırdı, stat kapıları kırıldı. Olan biteni olduğu yerden protesto eden gerçek Beşiktaş taraftarı ise bu çirkin oyuna gelmedi. Olayların 100-150 kişilik bir grup tarafından organize edildiği, kendine hâkim olamayan bazı taraftarlarında toplum psikolojisiyle onlara uyduğu verilen ifadelerden anlaşılıyor. Bunun soruşturmasını spor savcıları yapacak, bakalım altından daha neler çıkacak.
Asıl mesele, genel olarak statlarımızda huzur ve güven içinde maç seyredebiliyor muyuz? Futbolun keyfini çıkarabiliyor muyuz? Bir spor yazarı olarak futbolu eğlenceli bulmamıza rağmen çok az maça çoluk çocuk, ailemi götürdüm. Stada girişten, oturduğunuz yerdeki huzursuz hareketliliğe, maç çıkışına kadar kendimizi hiçbir zaman güvende hissetmedik. Zaten yakın bir zamanda yapılan bir araştırmada da büyük çoğunluk statları güvensiz buluyor, stada giden yakını için de endişe duyuyor, şiddete maruz kalıyor ya da tanık oluyor. Sözlü şiddet ve kirlilikten de şikâyet oranı oldukça yüksek. Buna rağmen statlardaki doluluk oranımız iyi, en azından dört büyükler için.
6222 sayılı kanun ilk çıktığında ağır yaptırımları öngörüyordu. Sonra yumuşatıldı, hapis öngören cezalar idari para cezalarına ve seyirden men cezalarına çevrildi. Beşiktaş-G.Saray derbisinin bitmesini sahaya girerek engelleyen, terör estiren kişiler tutuklamayı gerektirecek koşullar oluşmadığı gerekçesiyle serbest bırakıldı. Çünkü yasa yumuşatılmıştı. 2011’den bu yana olaylarda azalma olmuyorsa yasadaki cezaların ağırlaştırılması gerekli. Yasa normal seyirci mağdur olmasın diye yumuşatılmıştı, ancak görülüyor ki olayları yapanlar hep aynı gruplar veya planlı gerçekleşen eylemler. Bu güne kadar yapılan şiddet eylemlerinden kimse topluma örnek olan cezalar almadığı için caydırıcı etkisi de kalmadı. Yasaya makul hapis cezaları, ya da kamu hizmeti cezaları konabilir. Haksızlığın giderileceği yapılar gözden geçirilmeli, işlevleri incelenmelidir. Şiddete başvuranların eylemleri sonucunun ne olacağı konusunda da bilinçlendirilmesi gerekmektedir. Kulüplerin bilet organizasyonları, güvenlik önlemleri de ihmale gelmiyor. Bireysel ve toplu öfke etki tepkiye girmeden yöneticilerin de açıklamalarına dikkat etmesi gerekiyor.
Bizi dünyaya rezil eden tablo sonrası ‘maçlara rakip taraftarlar gelmemesi iyi oluyor’ düşüncesine kesinlikle katılmıyorum. Yasalar konusunda bilinçlendirilmiş rakip taraftar her zaman maça ayrı bir renk getirir, birikmiş gerginliği de alır, gerginliğini de üzerinden atar. Benim hala umudum var. Bu olaylar bizi ve yöneticileri kendine getirdi. Kararlı düzenlemelerle bu kez bu olayların önünü alacağımıza inanıyorum.