Bu yazı bir önceki yazımın tekrarı olsa da yazacağım... Şu an Stuttgart havalimanına yakın Piri Reis Türk lokantasındayım... Buradaki dostlarım Gezi olayları sırasında olanları özellikle Alman basınında çıkan haberleri anlatıyorlar, insan bir kez daha bildiğini anlıyor; NE OLDUĞUNU! NEDEN OLDUĞUNU!
Bu bilgiler ışığında yaptığım çağrıyı detaylandırarak açmak istiyorum. Ülkem nasıl bir saldırı altında, nasıl bir düşmanlık, nasıl bir ihanet...
Sevgili dostlar, atılan adımlar tek tek ortaya dökülüp çizgiler kalınlaşınca yapılan plan daha net görünüyor. Hedef “Büyük KAOS ve ardından BÜYÜK TÜRKİYE yerine BİTİK BÖLÜNMÜŞ TÜRKİYE”!
Nasıl mı? Nasıl olduğunu lütfen bundan sonrasını çok dikkatli okuyarak sizler de sorgulayın.
Hatırlarsanız uzun bir süredir yurtdışında davet edildiğim bir toplantı ve buradan kavga ederek ayrılışımı detayları ile yazıyorum. Saati geriye sararken aklıma çok net bir kare düştü ve arkasından maalesef bugüne kadar söyledikleri “YERLEŞİK UNSURLAR” tarafından tek tek yerine getirilen, stratejist yabancı arkadaşın sözleri geldi...
Duvarda iki resim asılı biri “Dört tarafı denizlerle çevrili Türkiye” diğeri ise BOŞ ! İlkinde daha doğrusu “tehlike olarak görülen” ama seslendirilmeyen ilk senaryoda Türkiye’nin etki alanını nasıl genleştireceği ve Hazar kıyılarından Balkanlara kadar, Asya’dan Afrika’ya kadar nasıl etkili olabileceği tartışılıyor ve bunu yapacak bir liderliğe karşı neler yapılacağı çok uzaklarda kapalı kapılar ardında konuşuluyor... Diğer BOŞ olan ise engellenmesi halinde ilkinin yerine konacak “Bölünmüş Milliyetçi Türkiye”!
Soracaksınız; “Milliyetçi Türkiye” nasıl bölünmüş olur. Detay da burada gizli, lütfen sabırla okumaya devam edin. Bu duvarların olduğu ortamda “case study” yöneticisi olan stratejist şöyle diyor; “Türkiye’de ibre daha da sağa kayacak bundan sonraki iktidar aşırı milliyetçi hatta kafatasçı bir yapı üstünde şekillenecek”! Bunu söylediği tarih 2007...
Sevgili dostlar, bütün bunları geriye sarınca tablo çok net oturuyor. Bugün yapılanların ve hatta 2008 sonrası “alt yapısı kurulan” oyunun iki hedefi var; 1- Hayata geçen BÜYÜK TÜRKİYE projesini durdurmak, 2- BİTİK Bölünmüş Türkiye projesini hayata geçirmek...
Peki nasıl? Çok zor değil; Türkiye’nin büyümesi için özellikle çevresindeki tarihten gelen etnik ve mezhep farklılıkları olan coğrafya üzerinde etki genleşmesi için gereken ne? Cevap çok kolay; son birkaç yılda yapılanlar yani BÜYÜK KARDEŞLİK adımları... İlk etapta bunun durması ve Türkiye’nin özellikle 1938 sonrası bugün operasyonu yapanların ilk versiyonları tarafından kurgulanan “etnik DNA’lı bir devlet-millet” çıkmazına dönmesi gerekli. Burada bir not düşeyim; Başbakan Erdoğan’ın yıllardır “her türlü ayrımcılığı ve milliyetçiliği ayaklar altına alıyorum” vurgusu çok önemli.
Sevgili dostlar, OYUN ÇOK AÇIK! Etnik, Ekonomik, Mezhepsel, Sosyal, Siyasi prangalarından kurtularak ve en önemlisi etki alanını Balkanlar-Asya-Orta Doğu-Afrika hattında çizen BÜYÜK TÜRKİYE projesi, özü ve liderliği ile BÜYÜK BİR SALDIRI altında... Amaç bu adımı durdurup yerine KAOS’u hakim kılmak ve KAOS süreci sonucu daha açıkçası yaşanacak bir iç savaş sonrası “KAFATASÇI ETNİK KÜÇÜK TÜRKİYE’yi” elde kalan topraklarda kurdurarak yeniden kontrol etmek... Bu arada Türkiye’de aynen 1975’te Irak’ta yaptırdıkları-YAPTIRDIKLARI gibi “Kürt kökenli kardeşlerimizin de” bu pis oyunda “yok edilmek” isteneceğini de belirtmeme sanırım gerek yok!
Burada çok önemli detaylar da var... Bir örnek vereyim; siyasi partilere veya Cemaat’e gönül veren insanlarımız sanmasınlar ki İKTİDAR onlara teslim edilecek! Onlar sadece kullanılacaklar hatta inandıkları yolda belki hayatlarını kaybedecekler ve sonunda her parça gibi tasfiye edilecekler! Bu süreç sonunda İKTİDAR, BÜYÜK KAOS PLANLAYICILARI tarafından bu “iç savaş sürecinde” kahramanlaştırılan yeni figürlere teslim edilecek...
Peki TSK nasıl sahaya çekilecek? Şimdi sıkı durun ve bu yazdığımı defalarca okuyun. TSK’nın sahaya çekilmesi için bazı hukuk süreçlerinin içine sızıldı ve HAKSIZ YERE BAZI SUBAYLAR tutuklanarak TSK’nın PSİKOLOJİK HAZIRLANMASI ile ilgili süreç 2008 sonrası başlatıldı. Bu sembollerden sadece birini yazıyorum; İlker Başbuğ... Bir soru daha “milliyetçi taban” MHP kontrolünden nasıl daha radikal bir kontrole geçecek. Çok açık; MHP’nin içine sızarak (çoktan sızıldı ve buna DUR diyebilecekler kasetler ile tasfiye edildi) ve Muhsin Yazıcıoğlu’nun ölümü-ÖLDÜRÜLMESİ provoke edilerek!
Sonuç: Son 10 yılı geriye dönüp tek tek düşündüğümde, analiz ettiğimde, notlarıma baktığımda; KORKUNÇ TABLOYU çok ama çok net görüyorum. Oyun planı “Büyük olanı bitir, küçük olana geç” üstüne kurulmuş ve sahneler tek tek hayata geçiyor... Bu noktada hangi inançtan, hangi etnik kökenden olursa olsun, hangi siyasi parti veya Cemaat-Cemiyet-Camia’ya mensup olarak kendini tanımlarsa tanımlasın, BÜTÜN BU COĞRAFYA’NIN İNSANLARINA SESLENİYORUM; “2023 Büyük Türkiye hedefine yürümek yerine, “İç savaş çıkartılmış, etnik kökenleri farklı insanları karşılıklı katledilmiş, ekonomisi bitmiş, çocukları ölmüş, sokakları yanmış ve BÖLÜNMÜŞ” bir Türkiye istiyorsanız OYNANAN OYUN ve senaryoya SEYİRCİ KALIN ! Bütün bunlara HAYIR diyor ve BU KİRLİ OYUN durmalı diyorsanız, birey olarak lütfen bilinçli olun-BİLİNCİNİZİ HAKİM KILIN ve tarihin size verdiği görevi getirerek BU KİRLİ SENARYOYU tarihe gömün! YARIN ÇOK GEÇ OLABİLİR, GÜN BUGÜNDÜR!
Sonuç: Hedef BÜYÜK TÜRKİYE ve hayata geçirmeye çalışan lider... Saldırı içeriden dışarıdan, İHANET MALESEF İÇERİDEN! AMA ŞUNU HİÇ UNUTMAYIN; hedef, 1071’den beri yani BU TOPRAKLARDA EGEMEN OLUP AVRUPA’YA DOĞRU yayıldığımızdan bugüne COĞRAFYAMIZ ve BU COĞRAFYA’NIN halkları... Bu oyunu bozacağız ve YOLUMUZA DEVAM EDECEĞİZ!