24 ekranlarında Kadınlar Meclisi sona erdiğinde Boğaziçi Köprüsü’ndeki tuhaflığın ve Ankara’daki jet uçuşlarının olası bir terör saldırısına karşı alınan tedbirlerle değil FETÖ’nün Türkiye’yi işgal girişimiyle ilgili olduğunu az çok anlamıştık.
Meslek büyüğüm Ardan Zentürk o hengamede girdi yayına. Kısa süre sonra ben de. Kişisel olarak bizlerin, kurumsal olarak ES Medya’nın darbeye karşı tavrı Türk Milleti’nin tavrı gibiydi. Aksi imkansızdı.
12 saat canlı yayında kalmış biri olarak mutlulukla ifade etmek isterim ki Türkiye medyası, geçmişteki ayrışmalara ve o an silahlı cuntacıların baskınlarına rağmen darbeye karşı çok doğru ve çok cesur bir tavır sergiledi. Bu birlik ve asillik tam da ihtiyacımız olan şeydi. Tüm meslektaşlarımı ayrı ayrı kutlarım.
Aziz millet
Önce Başbakan Binali Yıldırım, ardından Cumhurbaşkanı ve Başkomutan Recep Tayyip Erdoğan televizyonlara bağlanarak bunun bir darbe girişimi olduğu, emir komuta zinciri içinde değil FETÖ örgütüne mensup küçük bir cuntacı grubun buna cüret ettiğini, Hükümetin, Cumhurbaşkanı’nın görevinin başında olduğunu dünyaya duyurdu. Sonrası tam bir rezilleri tepeleme destanı.
Türkiye darbe girişimini elbirliğiyle püskürttü. 81 ilde her yaştan, her cinsten, her siyasi anlayıştan milyonlarca insan minarelerden okunan salalara dualarla katıldı; Cumhurbaşkanımız ve Başkumandanımız Erdoğan’ın çağrısıyla meydanlara çıktı ve tertemiz kaderine uzatılan o melun eli kırdı.
Bu aziz millet, cuntacılar çalıntı uçaklarla Meclisimizi, kurumlarımızı, sivil insanlarımızı bombalarken pısıp evinde oturmadı. Helikopterlerden sivillere ateş açılırken kuytulara saklanmadı.
Alçak FETÖ elemanları bu ülkenin tanklarını sivillerin üzerine sürerken ve onları katlederken ölmeyi göze aldı ama o tankın geçişine izin vermedi. Şehitlerimiz var. Allah şahadetlerini kabul etsin.
Bu aziz millet ne kadar büyük olduğunu bir kez daha gösterdi. Hamdolsun.
Gazi Meclis
Türkiye Büyük Millet Meclisi bu milletin meclisi olduğunu dün bir kez daha gösterdi ve Gazi Meclis unvanını yeniledi.
İktidar partisi AK Parti cuntacıların saldırılarına uğradı ama demokrasi kararlılığını korudu.
MHP genel başkanı Devlet Bahçeli’nin darbe girişiminin hemen ardından, yani gidişatı beklemeden, o dar ve zor zamanda yaptığı “darbeye izin verilemez, hükümetimizin yanındayız” açıklaması çok önemlidir, değerlidir, tarihe geçmiştir.
Ana muhalefet partisi CHP’den beklenen açıklama az gecikmeli de olsa geldi. Değerliydi, Türkiye’yi çok güçlendirdi.
HDP grup olarak hem ortak metne hem Meclis toplantısına katıldı. Tek Millet olduğumuzu ispatladı.
Geçsin kayıtlara.
Cuntacılar TSK’dan çaldıkları uçaklarla TBMM’yi bombalarken vekillerimiz asiller gibiydi. Milli iradeye sahip çıktı, Meclis’i terk etmedi.
Özlediğimiz tam da buydu. Hamdolsun.
Asker bizim polis bizim
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin FETÖ’nün sızamadığı sağlam omurgası ve Emniyet’in FETÖ’den arındırılmış yapısıyla rezil cuntacılara mukavemeti hakikaten takdire şayandı.
Evet görevlerini yaptılar ama yaratılmak istenen kaos ortamında sivil iktidara bağlılık, hukuk dışına çıkmamak ve sivillere karşı hassasiyetleri kayda değerdi.
Şunu da netleştirmek ve manipülasyona izin vermemek gerek. Bu darbe girişimi ne TSK tarafından ne TSK hiyerarşisi içinde yapıldı. TSK’ya da sinsi bir darbe yapan rezil FETÖ’nün alçak elemanlarınca cüret edildi. Ve en saldırı hızla geri püskürtüldü.
Dolayısıyla askerle polis karşı karşıya gelmedi. Asker de bizimdir polis de. TSK’ya leke getirilmesine izin verilemez. Askerimiz ve polisimiz bir yıldır PKK, DAEŞ, DHKP-C gibi vahşi terör örgütleriyle can pahasına ve çok başarılı bir mücadele yürütüyor.
Türkiye büyük bir saldırı altında. FETÖ, PKK ve sahiplerine karşı teyakkuz ve birlik devam ettirilmelidir. Askerimiz polisimiz de görevinin başında olmaya devam edecektir.
Biz bu ülkeyi sokakta bulmadık. Bir avuç haşhaşiye, teröriste, işgalciye teslim edecek de değiliz.