Romantik Komedi 2 kent hayatına ilişkin yeni bir tartışma yarattı. Filmin öne çıkan oyuncuları Öykü Çelik ve Gürgen Öz’e tabuları, evliliği ve sinemayı sorduk.
ROMANTİK Komedi 2 ilk filmde olduğu gibi izleyiciden büyük ilgi gördü. Filmin oyuncu kadrosuna yeni katılan Öykü Çelik filmde Gürgen Öz’ün canlandırdığı çapkın erkeğin sevgilisi rolünde. Çok da alışık olmadığımız bir kadın profili çiziyor ve Öz de zaten buna vuruluyor. Biz de iki oyuncuyla filmleri, canlandırdıkları karakterlerin özel yaşamlarıyla bağlantısını konuştuk.
-Romantik Komedi 2 filmi projesine nasıl dahil oldunuz?
Ö.Ç: Romantik Komedi 1 Türkiye’de eşi olmayan senaryo ve görüntü kalitesine sahipti. Bunun içinde olmak öncelikle çok cezbetti. Çünkü böyle ilklerin olduğu işlerde bulunmayı her oyuncu ister. Dizide oynadığım zıt bir karakter olan Bahar’ı da başka bir yüzümü gösterebileceğim fırsat olarak düşündüm.
G.Ö: Devam filmi fikri hoşuma gitti. Senaryoyu okuduğumda karakterin çok eğlenceli yazıldığını gördüm ve bu iyi zemin üstüne çok keyifli doğaçlamalar yapabileceğimi fark ettim.
-Filmdeki rolünüzle ilgili biraz bilgi verebilir misiniz?
Ö.Ç: Gürgen’in (Öz) oynadığı bir karakter var. Bu karakter çok anti-ilişki adamı, olanları da bozmaya yönelik bir görevi var. İlişki anlamında bu kadar sorumsuz, çapkın bir adam nasıl bir kıza aşık olur? “Böyle bir kıza aşık olur” cevabı aslında.
-Canlandırdığınız Yiğit karakteri ilişkilere dair çatışmalar yaşıyor. Bu karakterin gerçek hayatla örtüşen yönleri de var mı?
G.Ö: Bazıları kesinlikle doğru.
-Sizce evlilik bir erkeğin özgürlüğünü ve yaratıcılığını kısıtlayan bir kurum mudur?
G.Ö: Bu ilişkinize bağlı. İki taraf da kendiyle barışıksa ve birbirlerine hükmetmeye çalışmak yerine sevgiyle, eğlenceli bir arkadaşlık içinde ortak bir alan yaratabilmişlerse bir sorun çıkacağını sanmıyorum.
-Filmde Öykü Çelik ciddi bir performans sergiliyor. Bu sizin de performansınızı artırdı mı?
G.Ö: Kesinlikle. Çok eğlendik.
TABULARI KIRMAYI TERCİH ETTİM
-Romantik Komedi 2 komedi olsa bile sınıfsal bir bakış açısı ve eleştirisi de hissediliyor gibi.
G.Ö: Daha ziyade toplumsal. Türk toplumundaki erkek imajı, kadın-erkek ilişkilerindeki sessiz tabular, vb... Karakteri bu tabuları kıran, onlara aykırı davranan bir tavır üzerine kurmayı tercih ettim.
-Bu filmde her karaktere bir komedi unsuru eklenmiş. Dizideki rolünüz ile filmdeki karakteriniz çok uyuşmuyor gibi. Zorlandığınız anlar oldu mu?
Ö.Ç: Daha önce komedi dizisinde de oynadım. Romantik Komedi’de komik olmak için ekstra bir şey yapmama gerek kalmadı çünkü senaryo ve durumlar o kadar komik bir hale geliyor ki o an benim bakışım, mimiğim ya da tepkim senaryoda yazıyor zaten. Benim için dikilmiş bir kıyafeti giymiş gibi oldum. Daha büyük bir komedi olsaydı örneklerini araştırmaya girerdim, ne katabilirim, nereden ne birleştiribelirim gibi düşünürdüm.
-Bir hazırlık yaptınız mı?
Ö.Ç: Kızın tarzı belliydi.‘Kıyafeti ve saçı nasıl olsun?’ diye düşündüm. Karakter o kadar net ki bir yere kadar benimle örtüşüyor. Ergenlik dönemlerinde biraz daha serseri, agresif olmamdan biraz aldım. Ama bazı yerlerin benimle hiç alakası yok, yanlış anlaşılmasın yani.
-Ne kadar profesyonel olunsa da filmdeki karakterden bir şeyler oyuncu üzerinde kalıyordur. Siz de bunu yaşadınız mı?
Ö.Ç: Tabii ki biz karakterlere katıyoruz. Öykü’nün yaptığı mimiği yapıyor Bahar, kim olursa olsun oynadığım karakter ama “Acaba ben ondan bir şey alıyor muyum? Acaba ben o karakterden bir tepki alıyor muyum, benim vermeyeceğim bir tepkiyi veriyor mesela. O tepkiyi ben zaman içerisinde kullanıyor muyum?” diyorum. Onu çözemedim, biraz tecrübe gerekiyor belki.
30 YAŞIMDA ÇÖKMEYE HAZIRIM
-Erkek oyuncularda jön, kadın oyuncularda güzellik aranıyor ki siz de o kategoridesiniz. Ama bir yol ayrımı gelecek. O zaman fizikten çok oyunculuğa dayanan rollere yönelir misiniz?
Ö.Ç: Ben bu işe ilk başladığım zaman gittiğim herhangi bir iş görüşmesinde bana benzeyen en az 10 tane kızla karşılaşıyordum. En az 10, ortalama 15 civarı. Renkler olmasa da fizik, fizik olmasa gözler... Onların arasından sıyrılmak zaten bir başarı. Bir iş görüşmesine gidersiniz, sizin özelliklerinize sahip 20 kişi vardır ama siz seçilirsiniz. Bir tanesinin sosyal zekası yüksektir, benim de yeteneğim diğerinden yüksektir gibi. Güzelliğimden tabii ki bir şey kaybetmeyi düşünmüyorum ama bir ayrıma geldiği zaman ben zaten o doluluğa göre hayat planlamamı yapmış haldeyim. 30 yaşımda da çöksem hazır olmuş olacağım.
-Bu hazırlık dediğiniz şey nedir?
Ö.Ç: İnsan psikolojisi ve tepkileri. Bunun kötü etkisi, sosyal hayatımda kimseye kızamıyor oluşum, herkesin bir nedeni var çünkü. İki gün birisi geliyor yurtdışından, üç gün bilmem kimin semineri oluyor, bunların içinde zaten varım.
Köylü olsun Çingene olsun
-Türk sinemasındaki kadın karakterlerinin kentli ve köylü olarak ayrıldığı görülüyor. Siz hangisini tercih ediyorsunuz?
Ö.Ç: Kasaba’da Kürt kızını oynuyordum ve zorlandım diyemem. El hareketlerini kullanmasından kendi saçına dokunmasına kadar irdelediğim için zorlanmamıştım. Kentli bir kızı oynarken biraz daha zorlanıyorum çünkü milyonlarca modeli var. Köylü kızı başına yaşmağı bağladığında, o kostümde gördüğünde insanlar inanıyor.
-Peki hangisi daha mutlu ediyor?
Ö.Ç: Köylü olsun, çingene olsun daha çok cezbediyor beni.